Yeni yıl pek çok insan için yeni kararlarla başlar. Bu kararların pek çoğu hayatımızı değiştirmekle ilgilidir. Peki bunu yaparken aslında neleri değiştirmek istiyoruz? Harvard Business Review’de okuduğum bir makaleden bahsetmek istiyorum. Makalenin başlığı ‘Değişim istiyorsanız sakın bunu okumayın’ idi. Ben yazıyı okudum ve bana göre bu yazı, hayatımızı değiştirmek istediğimizde neden genellikle başarısız olduğumuzun esaslarını en iyi anlatan ve en kısa yazılardan biriydi. Bunları sizinle de paylaşmak istiyorum:
- Kendinin farkında olmayı başarma: Değişim sürecine başlamadan önce, etrafımızdaki kişilerden dürüst ve eleştirel geri dönüşler almalı ve bu görüşlere güvenmeliyiz. Bu kolay bir iş değil, eleştirel görüşler almak veya vermek cesaret gerektiriyor. Hem sosyal hayatta hem de iş hayatında insanların ya da yöneticilerin arkadaşlarına veya çalışanlarına, onları incitmemek adına dürüst ve eleştirel görüş verirken ne kadar güçlük çektiğine sıkça tanık oluyoruz.
- Hedefleriniz – Ne’yi değiştirmek istiyorsunuz?: Sizi diğerlerinden farklı kılan kişilik özelliklerinizi kaybedeceğiniz bir değişiklik yapmak gibi dramatik bir hedefle işe başlamamanızı öneririm. Şimdi söyleyeceğim şey biraz ‘iş’ gibi gelebilir ama evet: Basit, net, gerçekçi hedefleri olan gerçekçi bir stratejiye ihtiyacımız var. (örneğin daha çok dinlemek, daha az gürültü yapmak gibi)
- Azim ve kararlılık mı, adanmışlık ve fedakarlık mı?: Değişim irade gücü gerektirir ve kendimizi bu yönde motive etmemiz ve adamamız gerekir. Bu konuda dışarıdan insanların yardımı olabilir fakat eninde sonunda bu süreci once kendimiz yürütmeliyiz. Kişisel eğitmenlerle çalışan pek çok kişinin, bu eğitmenleri bir ‘motivasyon baskı aracı’ olarak kullandıklarını gösteren istatistiki veriler mevcut. (‘Eğitmenim bekliyor, spora gideceğiz’ gibi)
Neticede şunu söyleyebiliriz: Kendi doğamıza karşı savaştığımız göz önüne alınırsa değişim gerçekten efor gerektiren ve ciddiye alınması gereken bir konu..
Yorum yapılmamış