Geçtiğimiz hafta, Türkiye’de gözlemlediğim bazı kültürel farklılıklar ile ilgilenen bir grup genç öğrenciyle bir araya geldim. Bu toplantı sırasında aklıma gelen ilk şey ülkemizde insanların bir işin yapılmasına ihtiyaç duyduklarında sergiledikleri hoşgörü düzeyi oldu. Bizim toplumumuzda genellikle bir konu ne kadar kişiselse o kadar ‘acil’ hale geliyor. Çabuk elde edilen sonuçlar almakla ilgilenen bir toplum olduğumuzdan bu durum ‘olumlu’ olarak görülebilir, fakat bu yaklaşımın aynı zamanda ‘detaylar için zaman harcamama, buna ilgi göstermeme’ gibi bir riski de var.
Hızlı bir çözüm, kestirme yollar daha cazip olabilir ama bir yandan da doğaçlama davranarak günlük hayatımızın kalitesinden ödün vermemize yol açabiliyor. Ayrıca, kişisel adalet duygumuzu zedeleyen bir durumu da beraberinde getiriyor. Etrafımızdaki insanların ‘kısa yolları’ tercih edip günlük hayatımızda bize engel oluşturmaları doğal olarak bizi sinirlendiriyor ve adrenalin düzeyimizi ciddi biçimde artıyor. Uzmanlar, tıbbi açıdan, bu durumun, beynimizin ‘prefrontal korteks’ (ön beyin) bölgesini o sırada bloke ettiğini ve bunun bazı sonuçları olduğunu belirtiyorlar. Örneğin daha yavaş düşünüyoruz; sonuç olarak da duygusal tepki ve refleksler gösterebiliyoruz. Merak ediyorum, kişisel tecrübelerinizi düşündüğünüzde bu durum size de tanıdık geliyor mu?
Yorum yapılmamış