Yaşam

Düşünmeye cesaret edin!

12 Şubat 2015

Lise yıllarımda felsefe öğretmenimizin büyük filozofların ölüm yıldönümlerinde üzerinde düşünmemiz için bize belirli konular verdiğini hatırlıyorum. Belki de 211 yıl önce bugün, 12 Şubat’ta ölen büyük Alman filozofu Immanuel Kant’ın ölüm yıldönümünü hatırlamış olmam bir tesadüf.

Kant’ın 250 yıl önce dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek adına etik ve ahlak üzerine yazdığı yazılar bugün de ilk günkü gibi geçerliliğini koruyor. Dünyada bugün karşımıza çıkan dalgalanmaları, karışıklıkları düşünürken, insanoğlunun aslında hem düşünme hem de harekete geçme açısından bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirme becerisine sahip olduğuna inanıyorum. Fakat Kant’ın dediği gibi, bunu yapabilmek için ‘beynimizi’ cesaretlendirmemiz gerek. Daha az bencil olmak, gelecek nesillere neler borçlu olduğumuzu hatırlamak ve din de dahil olmak üzere kültürel farklılıkları anlamak için beynimizi kullanmak hiç de hafife alınacak bir konu değil. Kantçı görüşün etik konusuna yaklaşımı, bu durumun insanoğlunun doğuştan sahip olduğu bir özellik olduğunu ve ancak bu doğa kanununu aştığımız ölçüde kendi bireysel kapasitemizin en üst noktasına erişebileceğimizi ileri sürer. Gerçekten de dünyanın bir parçası olmak bizi pek tatmin etmez, hep en yukarıda olmayı, dünyayı yönetmeyi isteriz. İşte bu sebeple soru, biz insanları diğer canlılardan neyin ayırdığıdır. 250 yıl önce bizi diğer canlılardan ayıran unsur neydi, bugün ne? Bizi farklılaştıran, bize verilmiş olanı verildiği gibi kabul etmeyi reddetmektir. İşte bu nedenle:

Düşünmeye cesaret edin. Aydınlanma budur!..

Yorum yapılmamış

    Bir cevap yazın


    The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.