Çeşitlilik

Kadınlar yalnızca ‘cinayet istatistiği’ midir?

22 Şubat 2015

25 Temmuz 2014 tarihinde yazdığım bir yazıda kadın cinayetleri konusunda o zamanın istatistiklerine değinmiş ve bu konudaki öfkemi dile getirmeye çalışmıştım. Hatırlayalım:  “Ülkemizde bir kadının kötü muameleye maruz kalmadığı ve öldürülmediği bir hafta, belki de gün geçmiyor. 2014’ün ilk 6 aylık döneminde 139 kadın öldürüldü.” (Kadınlar katledilirken sorumluluk sahibi insanlar nerede?) Maalesef, büyük bir üzüntüyle bugün durumun o gün olandan çok daha kötü olduğunu görüyoruz. Ve üzüntüm gibi öfkem de artıyor. Toplum olarak bu sorunu mutlaka çözmek mecburiyetindeyiz. Peki nasıl?

Hemen her konuda olduğu gibi bu sorunda da çözüm eğitimden başlıyor. Ama hemen okul eğitimini kastettiğim düşünülmesin. Burada başlangıç noktası aile içerisindeki eğitim ve algı. ‘Erkek’ çocuğunu ‘kız’ çocuğundan ayrı düşünmeye, değerlendirmeye ve bu şekilde değer vermeye başladığımız anda bu sorunun giderek daha derinlere yerleşmesine yardımcı oluyoruz maalesef. Anne babalar ya da yetişkinler olarak çocuklara cinsiyet veya başka diğer özellikleri nedeniyle insanlara ayrıcalıklı davranılamayacağını öğretmek zorundayız. Bunu ailede başlatabilirsek ve çocuklarımız okula başladığında aynı yaklaşımla okulda da karşılaşırlarsa bu sorunu bertaraf etmemiz mümkün. Ama bu, orta ve uzun vadede çözümü getirecektir. Peki kısa vadede? Bu durumun böyle gitmesine izin mi vereceğiz? Elbette hayır. Bu noktada 25 Temmuz tarihli yazımı bir kez daha paylaşmak istiyorum:

“Öfkeliyim. Ülkemizde bir kadının kötü muameleye maruz kalmadığı ve öldürülmediği bir hafta, belki de gün geçmiyor. 2014’ün ilk 6 aylık döneminde 139 kadın öldürüldü.

Sadece Haziran ayında erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısı 18.

Aileler, arkadaşlar, komşular, kısaca toplum bu konuya ilgi göstermediği; kadına karşı şiddet uygulandığına dair en ufak bir şüphede dahi tepki göstermedikleri için öfkeliyim. Dünyanın hiçbir yerinde bir hükümetin bütün sorunları çözeceğini ümit edemez veya bekleyemeyiz. Bu tür sorunların çözümü sorumluluk sahibi bireyler olarak bizlerde olmalı. Harekete geçmeyenler kızlarımızın, kız kardeşlerimizin, annelerimizin veya eşlerimizin kötü muameleye maruz kalmasını göze almış olur. Ülkemizde ve dünyada daha önemli ve acil konular elbette var ama bu konu da gerçekten çok önemli. Bu toplumun mensupları olarak bu konuda sorumlu değilmişiz gibi davranıyor ve “Benim kendi sorunlarım var, ne yapabilirim ki” diyoruz, ama bu hepimizin sorunu. Harekete geçmeliyiz.

Ülkemizdeki insanların yaşananlara, sanki önemli bir şey yaşanmıyormuş, bu durum normalmiş gibi alışması korkunç olur. Bazen tek bir telefonunuz yeter, lütfen duyarsız kalmayın, kalmayalım:

Alo 183 – (SHÇEK Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)

Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı – 0212 656 96 96.”

Ayrıca ne mi yapılabilir? Ses verelim. Bu konudaki girişimlere destek olalım ve tüm insanların eşit ölçüde yaşama hakkına sahip olduğu gerçeğini her fırsatta, hep birlikte dile getirelim. Bu utancı ortadan kaldırmak hepimizin görevi.

Yorum yapılmamış

    Bir cevap yazın


    The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.