Beni farklı platformlarda takip edenler bilirler, enerji kaynaklarının kullanımı konusunda hep geniş bir yelpazeden, dengeli bir portföyden faydalanmamız gerektiğini savunurum. Şu anda ise, yaşadıkları belirli sorunlar nedeniyle o portföyün önemli bir ayağına özelikle değinmem gerekiyor; doğal gaz sektörü.
Ülke gündeminin acı olaylarla dolu olduğunu biliyorum. Maalesef olan biteni derin bir üzüntü ile izliyoruz. Yine de ülkemizin bu zor günleri de aşacağına dair umudumu koruyorum ve biraz uzun vadeli düşünmek adına hepimiz için önemli olan bir konuya dikkat çekmek ihtiyacı hissediyorum: İstikrarlı bir biçimde büyümesini devam ettirmek isteyen bir ülkede yatırımcılar için liberalleşme neden önemli?
Büyüyen ve gelişen bir ülke olarak enerji ihtiyacımız hepimizin malumu. Beni farklı platformlarda takip edenler bilirler: Enerji kaynaklarının kullanımı konusunda hep geniş bir yelpazeden, dengeli bir portföyden faydalanmamız gerektiğini savunurum. Şu anda ise, yaşadıkları belirli sorunlar nedeniyle o portföyün önemli bir ayağına özelikle değinmem gerekiyor: Doğal gaz sektörü.
Öncelikle doğal gaz çevrim santrallerini enerji kaynak çeşitliliğinde önemli kılan şu noktaları hatırlamakta yarar var: Bu santraller elektrik talebinin yüksek olduğu veya mevsimsel sebeplerden dolayı yenilenebilir enerji santrallerinin elektrik üretemediği saatlerde hızla devreye girebiliyor, sekonder frekans kontrolü sağlayabiliyor ve en önemlisi de temiz bir enerji kaynağı olarak kabul görüyor. Dolayısıyla ülke olarak sahip olmamız gereken enerji ağında önemli bir yere sahip olmalılar.
Fakat doğal gaz ve elektrik sektörü son dönemde sürekli olarak belirli sıkıntıları tartışıyor. Müşterilerimizle ve sektörün farklı paydaşlarıyla yaptığımız hemen tüm görüşmelerde özellikle doğal gaz santrallerinin yaşadığı sorunlar gündeme geliyor. Medyada, yatırımcılar tarafında yaşanan sıkıntılar nedeniyle ülkemizde kurulu doğal gaz santrallerinin sökülüp yurt dışına gönderiliyor olduğuna dair haberlere de sıkça rastlayabiliyoruz. Bu durum yatırım iklimi açısından hep birlikte çekici bir atmosfer haline getirmeye çalışığımız ülkemiz ve geleceğimiz adına ciddi kayıptır.
Bu alandaki liberalleşmenin hızlıca tamamlanması ve TANAP gibi uluslararası bir boru hattı projesi ile ülkemize gelecek Azeri gazının etkileri sayesinde elektrik ve gaz sektöründeki bu darboğazın aşılabileceği konusunda sektör ileri gelenleri ile hemfikiriz. Bu darboğazın aşılmasıyla beraber Türkiye’de daha fazla yerli ve yabancı yatırım görmeye başlayacağız. Böylelikle hem daha fazla istihdam yaratılmış olacak hem de büyüme performansımızı güvence altına almamız daha da kolaylaşacak. Ülke olarak bu konuyu gündemde tutmak hepimiz için önem arz ediyor.
Yorum yapılmamış