Geçtiğimiz günlerde yeni bir yıla daha girmenin heyecanını yaşadık ve 2019’un ilk haftasını geride bıraktık bile. Bu yeni döneme umutla ve özellikle de iyimserlikle başlamanın hepimiz için faydalı olacağını düşünüyorum.
Peki ama “iyimserlik” dediğimiz şey nedir? Birkaç gün önce bitirdiğim “Enlightenment Now” isimli kitabın yazarı, Kanada doğumlu Amerikalı deneysel psikolog Steven Pinker iyimserliği, “tüm başarısızlıkların ya da musibetlerin yetersiz bilgiden kaynaklandığına dayalı bir teori” olarak tanımlıyor.
Başarısızlıklar ya da sorunlar her zaman olacaktır, çünkü ne kadar çok bilgi edinirsek edinelim asla her şeyi bilemeyiz. Önemli olan şu: Çözülmesi zor sorunlarla karşılaşabiliriz, ancak bunları çözülmesi imkansız sorunlarla karıştırmak büyük bir hata olur. Sorunların çoğu çözülebilir ve karşılaştığımız her başarısızlık ya da musibet aslında çözümü olan bir problemdir. Dolayısıyla ilerleyebilmek için bu çözüme odaklanmamız, iyimser olmamız gerekir.
İyimserliği ilke edinen bir medeniyet gelişime ve farklılıklara açıktır, yenilikten korkmaz, yapıcı eleştiri geleneğine sahiptir. Bu medeniyetin tüm kurumları sürekli gelişime odaklanır, hataları tespit eder ve şikayet etmek yerine, bu hataları ortadan kaldırmanın yollarını bulur.
İyimser olduğumuz sürece, sorunlara çözüm bulunur.
Zaten hayat dediğimiz şey de aslında hiç durmadan sorun çözmek demek değil mi?
Herkese iyi seneler!
Yorum yapılmamış