Siemens Türkiye olarak ülkemizin çağdaş ülkeler arasında yer alması için teknolojiyle inşa edilen, dijitalleşmeyle örülen bir geleceğin çok kıymetli olduğuna inanıyor, çalışmalarımızı hep bu yönü aklımızda tutarak devam ettiriyoruz.
Gençlerin bu gelecekteki yeri şüphesiz çok önemli. Bunun için eğitim ve insan kaynaklarına yatırım yaparken, teknolojideki trendleri ve yeni dünyanın hangi yeniliklerle şekillendiğini göz önünde bulundurmamızda fayda olduğuna inanıyorum. Zira trendler gelecekte hangi mesleklerin “gözde” olacağını, hangilerinin de popülerliğini yitireceğini, bir süre sonra da ihtiyaç duyulmayacak mesleklerin neler olabileceğine işaret ediyor.
Hayat boyu öğrenme kavramının, eğitim – öğretim alanında temel paradigmaları belirleyen unsurlardan biri olmalı diye düşünüyorum. Çünkü iş gücündeki bu değişim tek seferlik değil, kalıcı olacak. McKinsey, 2030 yılına geldiğimizde küresel iş gücünün yüzde 14’ünü oluşturan 375 milyon çalışanın istihdam alanını değiştireceğini iddia ediyor. Çok sayıda uzman görüşüne ve güncel araştırmaya göre bu yeni dünya, birden fazla becerisi olan çalışanlara ihtiyaç duyacak.
Meseleye Türkiye özelinde bakacak olursak, asıl ihtiyacımız aslında yeni araçlar üzerinde teknoloji geliştirebilen, yazılımlar üreten bir insan kaynağı. Dijital üretim hatlarının, otomasyonun daha çok kullanıldığı geleceğin fabrikalarında verileri analiz edebilen ve bunları değere dönüştürebilen yetişmiş ve yetkin bir güçten söz ediyorum. Biz Siemens’te bu konuya çok önem veriyoruz. Hatta sadece üretim modellerimizi, iş yapış şekillerimizi değiştirmiyoruz. Çalıştığımız mekanları ve mekanla kurduğumuz ilişkileri de dönüştürüyoruz.
Kartal fabrikamızı Gebze’ye taşımadan önce, buradaki bir üretim bandını farklı bir konseptle buluşturalım istedik ve DEX (Digital Experience Center) adlı bir deneyim merkezi ortaya çıkarttık. Bu alanda hem dijitalizasyonu deneyimliyoruz hem de dijitalizasyon eğitimleri veriyoruz. Aynı zamanda farklı birimlerden ekipler; ortak projeler için bir araya gelerek, geleneksel meslek ve iş tanımı sınırlarından kurtularak, yenilikçi ve değer katacak işler için birlikte, yan yana çalışıyorlar.
Baktığı her yerde verileri görerek bunlardan iç görüler çıkartabilecek gençler yetiştirmek için veri okur yazarlığı konusu büyük önem taşıyor. Bu alanlara yapılan eğitim ve insan kaynağı yatırımı, artık hızla değişen dünyada çocuklarımızı ve gençlerimizi geleceğin belirsizliklerinden koruyacak, daha iyi bir gelecek yaratmak için itici güç olacaktır.
Yorum yapılmamış