Beşinci nesil mobil iletişimin hayatımızda ciddi bir değişimi tetikleyeceği muhakkak. İlk akla gelen tabii akıllı cihazlarımızdaki mobil iletişim hızının artması; fakat bu, 5G’nin sadece küçük bir parçası. Şirketler makineleri arasında çok daha kusursuz ve kesintisiz bağlantı kurabilecek; üretim tesislerini ve şirket içi lojistik operasyonlarını eskisine göre çok daha verimli, çok daha özerk ve çok daha esnek hale getirebilecek.
5G nedir, hayatımızı nasıl etkiler konusuna gelmeden önce geniş bant kavramı ya da yüksek hızlı ağlara değinmek istiyorum. İnsanlık, inşa ettiği ortak medeniyetin ilk adımlarında bile farklı coğrafyaları ve toplulukları bir araya getirmek için yollar yapmaya, köprüler inşa etmeye büyük öncelik ve önem verdi. Bu sayede iletişimi sağlayabildi, ticareti güçlendirdi ve insanları, olayları ve fikirleri birbirine yaklaştırdı, bağladı. 5G ile yeniden gündemimize giren yüksek hız ve ağ bağlanabilirliği konularına da bu çerçeveden bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
5G’yi kamu binalarından apartmanlara, plazalardan yerel yönetim dairelerine, otomatik raf sistemlerinden robotlara, vs. hayatımızdaki her türlü kamusal / özel alanı ve üretim sahalarını birleştiren global bir kablosuz şebeke olarak düşünebiliriz. Bugün üretim tesislerindeki çoğu makine ve cihaz hala kablolarla birbirine bağlı. Ancak, 2020 yılından itibaren devreye girecek olan yeni 5G iletişim standardı sayesinde, bu durum yakın gelecekte kesinlikle değişecek. Başlangıçta saniyede bir ile 5 gigabit arasında bir veri hızı olacak ve sonradan saniyede 20 gigabite kadar çıkacak; ki bu da kendisinden önceki LTE’den on ila 20 kat daha fazla hıza ulaşmasını sağlayacak olan çok önemli bir atılım.
Tabii 5G bize iletişimi hızlandırmanın yanında iş geliştirme ve ticaret alanında fırsatlar sunarken, beraberinde tıpkı yol ve köprülerde olduğu gibi güvenlik konusunda bir riski de beraberinde getiriyor. Bu aşamada da siber güvenlik gündemimize geliyor. Yaratılan ekonomik trafiği güvende tutabilmek için yeni yaklaşımlar ortaya koymamız lazım. Siber güvenlik, artık sadece donanım ve yazılım meselesi olmaktan çıktı. Son dönemdeki siber saldırıları düşündüğümüzde insan odaklı bir yaklaşımı benimsemek, bunu kurum kültürüne yansıtmak, yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek için büyük önem taşıyor.
Ben internetin bilginin özgürce akışı açısından harika bir yapı olduğuna inananlardanım. Ancak içeriğin değerine odaklanırken verilerin kıymetini atlamamalıyız. Bazen bu değeri pas geçebiliyoruz. Araştırma şirketi BARC’a göre, Büyük Veri’den faydalanan kurumların gelirleri yüzde 8 ile 10 arası artış gösterirken, toplam maliyetleri yüzde 10 düşüyor. Veri işlerinin yaratacağı ek istihdamı bir kenara koysak bile, çalışanların zaman kazançları iş dünyasının ana fonksiyonlarına odaklanmasına, daha yaratıcı sonuçlar üretmelerine yarayacak. Bu anlamda 5G, her sektör için kıymetli fırsatlar sunuyor.
Odağımızda ne olursa olsun, asıl hedefimiz her zaman yeniyi aramak, yeniliği araştırmak olmalı. 5G de “yeni” olanı arayışta ve ortaya koymada bize muazzam katkılar sunacak. O nedenle, 5G ile doğacak imkânlardan ne şekilde faydalanabiliriz, yeni dünyaya nasıl adapte oluruz konularını düşünmek için harekete geçmeli ve yanı başımızdaki bu gelişme için son hazırlıklarımızı şimdiden yapmalıyız.
Yorum yapılmamış