Yaşamda yeniden ayağa kalkmayı öğrenmek için düşeriz. Ancak insanlar düşmek istemez çünkü düşmek, başarısız olduklarını gösterir. Başarısız olduklarında hayal kırıklığına uğrarlar ve bu nedenle başarısızlıklarını kabul etmekten korkarlar. Hata yapmakta yanlış bir şey yok. Fakat insanların çoğu, başarıya giderken deneme-yanılmalar, aksilikler ve başarısızlıklarla dolu yolculuğu unutup (ya da göz ardı edip) sadece başarıyı kutlama, yalnızca başardıklarından bahsetme eğiliminde oluyor. Bu yine de en çok başarısızlıklarımızdan ders aldığımız ve faydalandığımız gerçeğini değiştirmiyor. İşte bu nedenle başarısızlıklar hakkında konuşmanın, bu deneyimleri paylaşmanın ve başarısızlıktan korkmamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ders aldığımız başarısızlıklarımız, yaşamdaki en iyi öğretmenlerimizdir.
Siemens içinde başarılarımız kadar başarısızlıklarımızın da konuşulduğu, açık bir platforma sahibiz. Kısa bir süre önce, odak konusu bu düşüncelerimle paralel olan Siemens içinde bir sohbet programında konuşmak üzere davet aldım. Bir başarısızlığımı ve bundan çıkardığım dersleri anlatmam istendiğinde, 30’lu yaşlarımın başında deneyimlendiğim ve şu an başarısızlık olarak gördüğüm tecrübelerimi düşündüm ve bunlardan en önemlisinin dinlememek olduğunu fark ettim. Kariyerimin ilk yıllarında karşımdakini dinleme konusunda gerçekten başarısızdım. Bu dönemde problemleri çok çabuk kavrayabildiğime ve çözümü hemen bulduğuma inanırdım. Bir sorun gündeme geldiğinde hemen o an bir cevap bulamayan meslektaşlarımı dinleme konusunda başarısızdım. Ancak bunun nedeni doğru yanıta sahip olmam değildi, sadece dinleme konusundaki başarısızlığımdı. Bu konuda önemli derslerden birini de o dönem öğrendim.
Önemli bir toplantıda 5 kadın ve 5 erkek katılımcı olarak bulunuyorduk ve müdürümüz bir problemden bahsetti. Özellikle erkeklerin çoğunun hemen bir cevap sunduğunu hatırlıyorum. Bir yarışta gibiydik. Kendi aramızda bir an önce çözüm bulmamız gerektiğini düşünüyorduk, belki de yöneticilerimizi sunacağımız çözümle etkilemek istiyorduk. Ancak kadınların çoğu, sorunun ne olduğunu gerçekten anlamak için sadece dinliyordu ve hatta bizim sunduğumuz önerileri bile dikkatle dinliyorlardı. Ancak dinleyerek, problemi bizden çok daha iyi analiz ettiler. Daha sonra yöneticilerimiz, bizim sunduğumuz çözümlerin çoğunun anlık yanıtlar olduğunu ve kulağa hoş gelseler de konunun derinliğine inemediğini söylediler. Fakat özellikle kadın meslektaşlarımızın sorduğu sorular problemi gerçekten anlamak için çok önemliydi. Bir cevap bulamasalar da doğru soruları sordular ve sorunların kendi katmanlarında daha derinlere indiler.
Bu sürede, o noktayı hemen kavrayamadığım için çok mahcup oldum; bir problemi anlamak için onu dinlemelisiniz, daha fazla soru sormanız gerekir, diğer insanlara, problemleri sizden daha farklı şekilde ele alanlara; bu örnekte olduğu gibi kadınlara şans vermek, bir cevaba varmadan önce konuyu çok daha iyi anlamak için onların sorularını ortaya koymaları adına kendinizi tutmanız gerekir. Şimdi, bu konunun önemi bana keşke çok daha önce anlatılsaydı diyorum. Daha sonra bunu keşfettim ve ana odak noktalarımdan biri haline getirdim. Hızlı yanıt vermenin değil dinlemenin gerçek değer yarattığını öğrendim. Gerçekten bu konuda kadın meslektaşlarımdan çok şey öğrendiğimi söylemeliyim ve bunun için onlara minnettarım.
Dinlemek hem kişisel yaşantımızda hem de profesyonel hayatımızda başarının sırlarından biridir. Örneğin, satış yaparken bir ürününüzü veya çözümünüzü müşterilere satmak, hatta en iyi çözümü ve ürünü sunduğunuzda müşterinizi ikna etmek istersiniz. Ancak müşterinin asıl istediği şey, öncelikle sorunlarını ve yaşadıkları zorlukları dinlemeniz, sonra nasıl bir katkı sunabileceğinizi, sorunlarını çözme ve onlarla iş birliği yapma konusundaki değerlerinizi öğrenmektir. Sadece bu da değil. Dinlemek aynı zamanda yeni ve daha iyi fikirlerin ortaya çıkması için de son derece önemli. Yeniyi aramak, çok fazla farklı görüş dinlemeyi gerektiriyor. Çünkü “Konuştuğunuzda zaten bildiğiniz bir şeyi tekrar edersiniz ama dinlerseniz yeni bir şey öğrenebilirsiniz” (Dalai Lama).
Yorum yapılmamış