Sürdürülebilirlik – Hüseyin Gelis https://gelis.org Thu, 07 Oct 2021 11:12:28 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Amacı olan teknoloji ve sürdürülebilirlik https://gelis.org/tr/2021/10/07/amaci-olan-teknoloji-ve-surdurulebilirlik/ https://gelis.org/tr/2021/10/07/amaci-olan-teknoloji-ve-surdurulebilirlik/#respond Thu, 07 Oct 2021 11:12:28 +0000 http://gelis.org/?p=5257 Teknolojinin amacı nedir? Aslında teknoloji, kendi başına sadece bir araçtır ve amacı yoktur. Ancak bu araç, aynı zamanda sonsuz olanaklar sunan bir kaynaktır; her şeyi dönüştürebilir. Yani teknolojiyle ne yaptığımızı biz belirleriz. Dolayısıyla bu aracı dünyamıza ve insanlara en iyi faydayı sağlayacak şekilde kullanmak bizim elimizde.

Siemens olarak “teknolojinin amacı nedir?” sorusuna net bir yanıtımız var: Dünyanın daha iyi bir yere dönüşmesine katkıda bulunmak. Biz bunu gerçekleştirmek için amacı olan teknolojiler geliştirmeye odaklanıyoruz. Çünkü teknolojiyi daha mutlu ve daha özgür olmamızı, iklim değişikliğiyle daha iyi mücadele etmemizi, daha iyi bir dünyada daha sağlıklı bir yaşam sürebilmemizi sağlayacak şekilde kullanabiliriz. Şu an dünya üzerinde yaşanan en acil sorunları ancak teknolojinin etkili ve doğru bir şekilde kullanılmasıyla, yani teknolojiyi bir amaca hizmet edecek şekilde geliştirmeye odaklanarak çözebiliriz.

Siemens olarak bizim yaptığımız da tam olarak bu. Bugünün ve geleceğin en önemli ihtiyaçlarına, bu ihtiyaçları karşılayacak teknolojileri sunuyoruz. Bu doğrultuda dört stratejik önceliğimizden biri olarak konumlandırdığımız “Amacı Olan Teknoloji” için faaliyetlerimizin merkezine her şeyden önce sürdürülebilirlik kavramını yerleştiriyoruz.

Sürdürülebilir kalkınma için amacı olan teknolojiler

İklim değişikliği, kentleşme ve kaynaklar üzerinde artan baskı, sürdürülebilir kalkınmanın acil gerekliliğini göstermeye devam ediyor. Biz de bunun için sürdürülebilir kalkınmanın kritik önem taşıdığı 3 alanda amacı olan teknolojiler geliştirme doğrultusunda endüstrinin, altyapının ve ulaşımın geleceğine odaklanıyoruz.

Amacı olan teknoloji ile aynı zamanda sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirmelerine yardımcı olmak için müşterilerimize sürdürülebilir üretimde ve temiz enerjide en gelişmiş çözümleri sunuyoruz. Sadece geleceğin değil günümüzün en acil ihtiyaçları için de harekete geçiyoruz. Bunun en yeni örneklerinden birini de kısa bir süre önce COVID-19 aşılarını dünya genelinde mümkün olan en kısa sürede erişilebilir kılmak için BioNTech ile yaptığımız iş birliğimizle gösterdik. Siemens olarak, COVID-19 aşısı üretim kapasitesinin hızla oluşturulması ve genişletilmesi için BioNTech aşı üretim tesislerine tasarım, simülasyon, mühendislik yazılımı ve proses kontrol teknolojisi gibi en yeni otomasyon ve dijitalizasyon teknolojilerini sağlıyoruz. Diğer taraftan Siemens Healthineers Türkiye şirketimizle Ankara Şehir Hastanesi’ne Avrupa’nın en büyük laboratuvarını kurarken, Akıllı Altyapılar’a bağlı Bina Teknolojileri bölümümüz burada geleceğin sağlık kampüsünü inşa etti. Siemens Healthineers ve Siemens Akıllı Altyapılar çözümleriyle oluşturulan Ankara Şehir Hastanesi’nde kurulan akıllı hastane kampüsü, dünyaya örnek oldu. Bunlar, gelecek için bugünü dönüştürme yaklaşımımız doğrultusunda sunduğumuz sayısız “amacı olan teknoloji” örneğinden sadece ikisi.

DEGREE ile Sürdürülebilirlik Odağımızı Güçlendiriyoruz

Bir Aborjin atasözü: “Toprağa iyi bak, toprak da sana bakar, toprağı yok et toprak da seni yok eder” der. Yaşamımız doğaya bağlı. Bunu biliyoruz. Dünyada ve ülkemizde meydana gelen orman yangınları, sel, kuraklık ve daha birçok kaygı verici doğal felaket, daha sorumlu davranmamız için güçlü sinyaller veriyor. Ancak yalnızca bu tür felaketler yaşandığında harekete geçmek çözüm değil. Bunları engelleyecek, doğaya saygılı, doğru uygulamalara uzun vadeli bir bağlılık gerektiriyor. Bizden sonraki nesillere bir enkaz değil, yaşanabilir bir dünya bırakmak zorundayız.

Sürdürülebilir bir yaşam ve gelecek için en büyük gücü teknolojiden alıyoruz. Bugünün ve geleceğin en önemli sorunlarını ancak teknolojiyi etkili ve doğru bir şekilde kullanarak çözebiliriz. Biz, sürdürülebilir bir gelecek hedefinde odak noktalarımızı çevre, çeşitlilik ve dijitalizasyon olarak belirliyoruz. Enerji verimliliğine önemli katkılarda bulunan ve dünyamızın geleceğine destek olan çözümler geliştiriyoruz.

Sürdürülebilirlikte başarılı geçmişimizden aldığımız güçle şimdi kendimize, daha iddialı hedefler koyuyoruz. Yeni büyüme stratejimiz kapsamında hayata geçirdiğimiz DEGREE çerçevesi ile sürdürülebilirlik odağımızı netleştiriyoruz. DEGREE çerçevesi ile sürdürülebilirlik önceliklerimizi karbondan arındırma, etik, yönetişim, kaynak verimliliği, eşitlik ve istihdam edilebilirlik olarak belirliyoruz. Bu önceliklerimiz kapsamında belirlediğimiz hedefler, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı destekliyor.

Siemens olarak teknoloji portföyümüzden yararlanarak, karbon-nötr bir ekonomiye geçişi sağlamak için uygulanabilir senaryolar ve yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bu teknolojilerimizle müşterilerimiz, hedeflerine daha az kaynak kullanarak ulaşabiliyor. Siemens Türkiye’ de 2023 karbon nötr olma hedefi kapsamında son beş yılda attığımız adımlarla yüzde 20 enerji tasarrufu elde ettik. Müşterilerimize sunduğumuz ürün ve hizmetlerle de her yıl ortalama 360 milyon TL’lik tasarruf sağlıyoruz. Siemens Türkiye olarak enerji verimliliği projelerimizle karbon emisyonunu yüzde 39 oranında azaltıyoruz. Teknolojilerimizle müşterilerimiz, hedeflerine daha az kaynakla ulaşabiliyor. Değer zincirimizi karbondan arındırmak için faaliyetlerimizi artırıyoruz. Örneğin, yakın zaman önce 165. yılımız dolayısıyla bir Dijital Zirve etkinliği düzenledik. Karbon-nötr hedefimize ve DEGREE yaklaşımımıza paralel olarak, bu online etkinliğe katılan konuklarımız ve Siemens çalışanları adına bir fidan bağışında bulunduk. Bu fidanlarımız, 165. Yıl Siemens Hatıra Ormanı’nı oluşturacak.

Dünyada 174, Türkiye’de ise 165 yıldır sunduğumuz amacı olan teknolojilerimiz ve DNA’mızdaki sürdürülebilirlikle daha iyi bir dünya için fırsatlar yaratmaya, müşterilerimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaya ve gelecek için bugünü dönüştürmeye devam edeceğiz.

]]>
https://gelis.org/tr/2021/10/07/amaci-olan-teknoloji-ve-surdurulebilirlik/feed/ 0
Harekete geçmek için illa bir krize ihtiyacımız var (mı) https://gelis.org/tr/2020/03/18/harekete-gecmek-icin-illa-bir-krize-ihtiyacimiz-var-mi/ https://gelis.org/tr/2020/03/18/harekete-gecmek-icin-illa-bir-krize-ihtiyacimiz-var-mi/#comments Wed, 18 Mar 2020 14:13:42 +0000 https://gelis.org/?p=3427 Malum, uzunca zamandır bir numaralı küresel gündemimiz korona virüs; tüm dünya olarak yüksek tempoda ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Alınan önlemlerin kapsamı, İtalya gibi bir ülkenin baştan aşağı karantina altına alınmasına kadar vardırıldı. Önümüzdeki günlerde başka ülkelerin de bunu takip etmesi sürpriz olmaz. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO); COVID-19 virüsünün sebebiyet verdiği üst solunum yolu rahatsızlığını “evrensel salgın” olarak nitelendirmesinin, konunun ciddiyeti konusundaki en ufak şüphe kırıntılarını bile giderdiğini söyleyebiliriz.

Yaşanan bu duruma, profesyonel ve gündelik hayat açısından baktığımızda küresel bir kriz tanımlaması getirmek sanırım yanlış olmayacaktır. Korona virüsün ortaya çıktığı Aralık 2019 tarihinden itibaren, küresel ekonominin ve ticaretin hızla ivmelenen bir tempoyla olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Ve ne büyüklükte bir faturayla karşılaşacağımızı henüz net olarak hesaplayamıyoruz.

Konunun ülkeler arası ticarete, ulaşıma ve lojistik alana yansıması, özellikle toplumsal psikoloji açısından tırmanan panik durumu –insanoğlunun “yeni” karşısındaki birincil refleksi korku, çekinme ve sakınma oluyor, temel hayati malzemelerin tedarikinde bile ne kadar kırılgan sistemlere sahip olduğumuzu gösterdi. Çünkü yayılımın önünü almak için ortaya konan tedbirler, seyahat ve hareket serbestisine zorunlu ve gerekli kısıtlar getirdi. Şu an belirli sayıda ülkeye seyahat tamamen durmuş durumda. Fuar, festival, spor müsabakaları gibi ciddi katılımın olduğu etkinliklerin iptali de en öncelikli önlemler arasında. Fakat tam da bu noktada konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşmanın bize birtakım somut açılımlar sunabileceğini düşünmeye başladım. Bu durum, farklı olasılıkları hayata geçirme konusunda hepimiz için zoraki bir motivasyon kaynağı oldu.

İnsanlık olarak dijitalizasyonda, genel anlamda teknolojide geldiğimiz noktayla övünmeyi seviyoruz. Hatta bunu yeni bir sanayi devrimi olarak tanımlıyoruz. Özelde iletişim teknolojilerinde ise belki atalarımızın tahayyül edemeyeceği çeşitlilikte olanaklara ve araçlara sahibiz. Hologram gibi kişilerin fiziksel varlığının bile ‘somut’ temsil edilebildiği uzaktan ve anında erişim teknolojileri bir lüks olmanın ötesine geçti. Siemens’in Akıllı Altyapılar iş birimi olarak Almanya’da bir araya geleceğimiz toplantımızı herkesin bulunduğu yerden katılımını sağlayarak, yani kurum içi teknolojik çözümleri kullanarak gerçekleştirdik. Fiziki toplantının planlamadan lojistiğe, etkinlik yönetiminden toplantı çıktılarına birçok kalemde ciddi bir iş yükü ve mali operasyonu gerektirdiğini söylememe gerek var mı? Peki; bu son krize kadar neden bu toplantıyı geleneksel yöntemlerle sürdürme konusunda ısrarcı olduk?

Aynı zamanda mevcut işlerimizi yürütmek için neden illa geniş fiziksel hacme sahip alanlara ve bunun beraberinde getirdiği yüksek maliyet kalemlerine ihtiyaç hissediyoruz? Bazen bir diz üstü bilgisayar ya da akıllı telefonun bile yeterli olduğu durumlarda neden daha fazlasına gerek duyuyoruz? Bu teknolojileri neden daha etkin kullanmanın aksi yönünde bir inadı neden sergiliyoruz, harekete geçmek için illaki bir krize ihtiyacımız mı var; bunların kendimize ve kurumlara yöneltmemiz gereken esaslı sorular olduğunu düşünüyorum.

Bundan belki çok daha önemli bir konu ise gezegenimizin geleceğine dair bir mesele. Sürdürülebilirlik konusunda temel kaygılarımızdan birinin iklim değişikliği olduğu muhakkak. Bu yönde atılan adımların ne derece önleyici olduğu ise şüpheli. Salgının çıkış yeri ve hala en büyük oranda etkilenen bölgesi olan Çin’e baktığımızda, alınan önlemlerin etkisiyle üretim faaliyetlerinde yaşanan planlı kısıtlamanın zehirli gaz salınımını ciddi oranlarda düşürdüğünü görüyoruz. Çekilen uydu fotoğrafları, atmosferdeki azot oksit gibi atıklarının oranının 1 ay gibi kısa bir sürede en az yüzde 10 ve 30 arasında azaldığını gösteriyor. Yani daha az zararlı çıktı ile sonuçlanan, daha az enerji sarf edilen üretim şekillerini hayata geçirebileceğimize inanıyorduk, şimdi ise bunun gerçekleşmesinin mümkün olduğunu görmeye başladık.

Küresel ticaretin ve üretimin bu denli radikal ölçüde gerilemesinin kuşkusuz bir maliyeti olacak; ama beraberinde tasarruf anlamında da ciddi kazanımlar elde etmek mümkün olacak. Ne yazık ki; gezegenin iyileşmesi konusunda pozitif etki doğuracak gelişmenin bir “kriz” olması gerekti. İnsanların hayatını kaybettiği, belli açılardan temel gereksinimlerin karşılanmasının bile zora düşebileceği bir krize ihtiyaç duymadan da bu adımları atabilmeyi öğrenmemiz gerekir.

Fakat adını koymamız gerekirse şu an bir krizle baş başayız ve kriz yönetimi açısından önemli bir süreçten geçiyoruz. Geçtiğimiz haftalarda üzerinde konuştuğumuz konu başlıkları, Covid-19 nedeniyle geri planda kaldı. Var olan sorunlar çözülmeyi beklerken, önceliklerimiz doğal olarak değişiyor. Covid-19 virüsünün kendisine dair hiçbir yorum yapmayı düşünmüyorum; zira bu işi konunun uzmanlarına bırakmak en doğru yol olacak. İnsanlar, şüphesiz iyi niyetle eriştikleri pek çok bilgiyi – ve çoğu zaman doğruluğundan emin olarak veya olmayarak – sosyal medya ve dijital kanallar aracılığıyla yakın çevresiyle paylaşıyor. Burada doğruluğundan emin olduğumuz, geçerliliğini ve gerçekliğini teyit ettiğimiz bilgileri paylaşmanın önemine bir kez daha vurgu yapmak istiyorum. İyilik yapmak isterken aksinden kaçınmak çok önemli. İşte tam bu noktada sorumlu iletişim devreye girmeli.

Tüm dünyada yeni telaffuz edilmeye başlanan bir kavram ortaya çıktı: De-socialization; yani toplumsallıktan, kalabalıktan kaçınma. Bunun etkilerini iyi anlamamız gerekiyor. Ürkütücü gelebilir ama sanki her birimiz birer Covid-19 taşıyıcısıymışız gibi meseleyi buradan ele almak ve sorunu buradan itibaren çözmeye başlamak lazım. Dünya halkı olarak pek çok krizden geçtik. Zaferler elde ettik. Bunun da üstesinden geleceğiz ve hep birlikte başaracağız.

Kriz yönetimi konusunda karar alıcı kurum ve aktörlerin iletişim hızının belirleyici olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Bu durumun, sürdürülebilirlik konusunda sözde değil özde önlemlerin alınması konusunda teşvik edici olmasını beklemeliyiz; çünkü disiplinle hayata geçirilecek yapıcı hamlelerin son derece hızlı iyileşme sağlayabileceğine bir kez şahit olduk; yeter ki bu dönüşüme inanalım. Ve her şeyden önemlisi tekil kurtuluşların yerine bölgesel ve küresel iş birliğinin çok daha etkili ve sonuç alıcı olduğuna güven duyalım.

]]>
https://gelis.org/tr/2020/03/18/harekete-gecmek-icin-illa-bir-krize-ihtiyacimiz-var-mi/feed/ 1
Operayla Geçen 21 Yıl https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/ https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/#respond Fri, 13 Sep 2019 11:54:47 +0000 https://gelis.org/?p=2261 Siemens olarak Türkiye’de 160 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz, bu da hayli uzun bir süre. Biz, buradaki var oluşumuzu hep uzun vadeli düşündük ve hizmetlerimizi bu kapsamda değerlendirdik. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı da bu çerçevede ele aldık. Bir projeye başlarken, uzun vadede nasıl geliştirebiliriz diye kafa yorarak yola çıktık. Çünkü tek seferlik bir destekten ziyade; başlatmayı, büyütmeyi, farklı seviyelere getirmeyi, kapsamını ve değerini artırmayı önemsiyoruz. Gelenekselleştirdiğimiz Siemens Opera Yarışması da böyle bir örnek. Sıfırdan başladı ve 21 yıl içerisinde dünya sahnelerinde yer bulan onlarca farklı sanatçımıza dokundu; dokunmaya da devam ediyor.

Projeye başlarken de devamında da aslında öncülümüz hep şu oldu; Türkiye’de çok yetenekli gençlerimiz ve sanatçılarımız var. Bu gençlerimize farklı platformlarda imkân yaratmaya çalışmak bizim için hep motivasyon ve heyecan kaynağı oldu.

İşin bence bir diğer önemli boyutu da; marka olgusu… Marka olabilmek ve o markanın ismini itibarla yaşatmaya devam etmek çok uzun zaman ve emek istiyor. Ve bu sanatçılar ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil ettiğinde aslında Türkiye adına, Türkiye markasına büyük değer katıyorlar.

Siemens’te çalıştığım 43 yılı aşkın süre içinde 7 farklı ülkede görev yaptım. Her ülkenin kendine özgü dinamikleri ve müzikal, ekonomik ve siyasi akışları olduğuna şahit oldum. Ama beni en çok büyüleyen şey, farklı araçların insanları daima bir araya getirebilmesi oldu. Bu enstrümanlar bazen spor, bazen mutfak, bazen de sanat olabiliyor. Özellikle de uzmanlar, yetkililer kendilerini bir çıkmazda hissettiklerinde, bu araçlar hemen devreye giriyor ve iletişim kapılarını ardına kadar açabiliyor.

Ne mutlu bize ki; biz bunu 21 yıldır yapıyoruz. İnsanın aklına “Ars longa, vita brevis” dizesi geliyor. Hipokrat’tan alıntılanarak Latinceye geçen bu ifade, “Sanat uzun, hayat kısa” anlamına geliyor. Aslında Hipokrat bu sözü, bir sanat olarak kabul ettiği tıp bilimi için söylemiş. Devamında da şöyle demiş: “Ve fırsatlar uçucu, tecrübe etmek riskli, karar vermek ise zor”. Yani bir konuda uzmanlaşmak, zanaat ya da sanat sahibi olmak için çokça zaman, emek ve uğraş gerekiyor. Ömrümüz ise bunca cefaya kıyasla kısa kalıyor. Oysa başka türlü bir bakış açısı da olası. Çünkü bir ömür adayarak elde edilen sanat, kişiyi sonunda ölümsüz kılıyor. Zaten sanatçının hayali de bu değil midir?

Siemens Opera Yarışması’na bakınca gördüğüm de 21 yıl boyunca hep aynı şekilde düzenlenen, hiç değişmeyen bir etkinlik değil. Aksine, katman katman büyüyen, tecrübeyle geliştirilen, gençlerin sanata olan heyecanı ve hevesiyle kıymetlenen bir kartopu görüyorum. Ve katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Son sözü ise Çaykovski’ye bırakıyorum:

Müzik gerçekten de Tanrı’nın, karanlığın içinde dolaşan insanlığa verdiği en güzel hediyedir. Sadece müzik ruhlarımızı sakinleştirebilir, aydınlatabilir ve yatıştırabilir. Müzik gerçek bir dosttur, sığınaktır, bizi avutur ve hayatı yaşamaya değer kılar. Belki de cennette müzik olmayacak. Bu yüzden yaşadığımız sürece şu fani hayatımızı ona adayalım.”

]]>
https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/feed/ 0
Siemens 160. Yıl Hatıra Ormanı’nın 5000 fidanı geleceğe ışık tutacak https://gelis.org/tr/2017/04/10/siemens-160-yil-hatira-ormaninin-5000-fidani-gelecege-isik-tutacak/ https://gelis.org/tr/2017/04/10/siemens-160-yil-hatira-ormaninin-5000-fidani-gelecege-isik-tutacak/#respond Mon, 10 Apr 2017 14:53:57 +0000 https://gelis.org/?p=702 Siemens olarak geçtiğimiz yıl Türkiye’de 160. yılımızı kutladık. Ülkemize bu 160 yıl içinde ürün, teknoloji ve insan kaynağı olarak pek çok değer kazandırdık. Bu değerlerin yaşamaya devam ettiğini söylemekten hem gurur hem mutluluk duyuyorum.

Bu değerler paralelinde çok önemsediğimiz bir konu var ki aslında sadece insanlar için değil tüm canlılar için önem arz ediyor: Dünyamız. Çünkü aslında yaptığımız her iş, gerçekleştirdiğimiz her proje, dünyayı daha iyi, yeni nesiller ve tüm canlılar için daha yaşanabilir bir yer kılmayı hedefliyor. Dünyamız olmadan, bizler de yokuz. Bu nedenle, üzerinde yaşadığımız gezegene bugüne dek yaptığımız katkıları simgeleyecek, aynı zamanda da geleceğe yönelik en güzel yatırım olacak bir hatıra ormanı oluşturmaya karar verdik ve 7 Nisan Cuma günü, bu amaçla İzmir / Seferihisar’da toplandık.

Ege Orman Vakfı işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Siemens Türkiye 160. Yıl Hatıra Ormanı’nın bu anlamda çok önemli bir çalışma olduğuna yürekten inanıyorum. Bu ormanın, 2016 yılında yayınladığımız Topluma Katkı Raporu’muzda belirttiğimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te karbon-nötr bir şirket olma hedefimize de değerli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.

160. Yıl Hatıra Ormanı’nın oluşturulmasında bizi destekleyen Ege Orman Vakfı’na ve ilgili tüm yetkililere, ayrıca Siemens çalışanlarına bu vesileyle bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Seferihisar gibi çevreciliği, doğallığı, barışı ve huzuru simgeleyen bir yerde diktiğimiz 5000 fidan geleceğe de ışık tutacaktır

]]>
https://gelis.org/tr/2017/04/10/siemens-160-yil-hatira-ormaninin-5000-fidani-gelecege-isik-tutacak/feed/ 0
Siemens Türkiye, sürdürülebilirlik alanında ‘Ulusal Şampiyonluğa’ aday https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/ https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/#respond Wed, 22 Feb 2017 15:42:25 +0000 http://gelis.org/test/?p=361 Türkiye’deki 160 yıllık tarihimiz ile ülkemizin gelişimine somut katkılar sağlamaktan gurur duyuyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızı içeren ‘Topluma Katkı’ raporumuzu 2016 yılının sonbaharında yayınlamıştık.

Şimdi Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını ödüllendirmek adına önümüzde yeni bir fırsat var. Siemens Türkiye olarak oluşturduğumuz sürdürülebilirlik stratejimizi sosyal sorumluluk faaliyetlerimizle bir araya getirerek bu alanda “Ulusal Şampiyon’ olmak için bağımsız bir değerlendirme olan European Business Awards’a (Avrupa İş Ödülleri) başvurduk. Siz de 34 ülkede ayrı ayrı gerçekleştirilen ve ilk aşamasını başarıyla tamamladığımız bu oylamada Siemens Türkiye’ye destek olmak isterseniz 1 Mart 2017 Çarşamba gününe kadar oylamaya katılabilirsiniz.

Oylama için tıklayınız.
Daha fazla bilgi için : www.businessawardseurope.com

]]>
https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/feed/ 0
“Siemens Türkiye Topluma Katkı” raporu yayınlandı https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/ https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/#respond Fri, 18 Nov 2016 15:48:43 +0000 http://gelis.org/test/?p=367 Siemens olarak bu yıl Türkiye’de 160. Yılımızı kutluyoruz. 1856 yılından bu yana bu topraklarda yalnızca ekonomik faaliyette bulunmuyor, topluma farklı alanlarda katkılar sağlıyoruz.

Sürekli değişen uluslararası iş ortamı bizleri büyüme ve işimizin başarısı ile ilgili yeni bir düşünce sistemine yönlendiriyor. Şirketlerin artık üretimi artırmak ve kısa vadeli finansal gelir elde etmek gibi geleneksel parametrelerin ötesinde bir büyüme vizyonuna sahip olmaları; aynı zamanda sosyal ve çevresel alanlarda yarattıkları etkileri de dikkate almaları gerekiyor. İçinde yaşadığımız topluma karşı olan sorumluluğumuz daha önce hiç olmadığı kadar önemli…

Bir şirketin başarılı olduğunu gösteren parametreler her geçen gün değişiyor. Artık bir ticari kuruluşun başarısının ciro rakamı ile ya da fabrika sayısı ile değerlendirildiği günler geride kalıyor. Bir şirketin başarısından söz edildiğinde faaliyet gösterdiği ülkeye uzun vadeli katkıları nelerdir ona bakmak gerekiyor. Yatırımcılar da yatırım yapacakları zaman uzun vadeye bakıyorlar. Ayrıca çalışanlar da şirketlerinin dünyamız için, yarınlarımız ve çocuklarımız için yarattığı gerçek toplumsal katkıyı ölçülebilir biçimde görmek ve bununla gurur duymak istiyor.

Bu doğrultuda beni ve tüm Siemens Türkiye ailesini çok heyecanlandıran bir projeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’deki 160. yılımızda Siemens’in Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimine olan katkısını nicelik ve nitelik olarak ölçmeye karar verdik ve Siemens Türkiye olarak tüm deneyimimizi ve tarihsel birikimimizi kullanarak, Türkiye’deki operasyonlarımızın Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve toplumsal hayata sağladığı katkıları ortaya koyduk.

Tüm bu sonuçları içeren ‘Siemens Türkiye Topluma Katkı’ raporumuzu Eylül 2016 itibarıyla yayınladık. Raporla ilgili detaylı bilgileri önümüzdeki günlerde çeşitli yazılarımda paylaşmayı planlıyorum ancak şimdilik raporun pdf formatına http://www.siemens.com.tr/B2S adresinden erişebilirsiniz. Bir şirketin faaliyetlerinin toplumsal gelişime nasıl katkıda bulunduğunu net bir biçimde gösteren bu raporun diğer şirketlere de örnek olması dileğiyle.

]]>
https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/feed/ 0
Darüşşafaka’dan gurur duyduğumuz bir başarı daha https://gelis.org/tr/2015/03/20/darussafakadan-gurur-duydugumuz-bir-basari-daha/ https://gelis.org/tr/2015/03/20/darussafakadan-gurur-duydugumuz-bir-basari-daha/#respond Fri, 20 Mar 2015 09:38:08 +0000 https://gelis.org/?p=722 Siemens olarak desteklediğimiz ve geçtiğimiz hafta ülkemizi Amerika’daki Robot Yarışması’nda başarıyla temsil eden Darüşşafaka Robot Kulübü öğrencileri, yarışmadan gurur verici bir ödülle döndüler. Siemens’te çalışan mühendis arkadaşlarımızın tüm süreç boyunca bilgi ve koçluk desteği de sağladığı Darüşşafaka Robot Kulübü öğrencileri, yaptıkları robot ile (FIRST Robotics Competition (FRC)) Robot Yarışması’nda “Regional Engineering Inspiration Award”ödülüne layık görüldüler. Hepimizin göğsünü kabartan bu ödül vesilesiyle kulüp üyesi tüm Darüşşafaka öğrencilerini ve kendilerine destek veren mühendis arkadaşlarımızı kutluyorum.

Darüşşafaka ile ilişkilerimiz oldukça eskiye, tam 109 yıl öncesine dayanıyor. 1906 yılında Mekteb-i Sultani’den (bugünkü Galatasaray Lisesi) mezun olan posta kâtibi RANA Efendi ve ayrıca Darüşşafaka’yı birincilikle bitiren posta-telgraf şubesi mezunu SABRİ efendiler öğrenimlerini sürdürmeleri için Telgraf Bakanlığı’nın harcırahı ve bağladığı maaş ile Berlin’ deki Siemens Halske merkezine gönderilirler. Daha sonra memlekete dönen bu isimler burada, milletvekilliği de dahil olmak üzere, ülkenin modernleşmesine önemli katkılar sağlayan çeşitli görevler üstlenirler. Sabri Efendi, Mustafa Kemal Atatürk’ün de yakın arkadaşlarından biridir. Darüşşafaka ile ta o yıllardan bugünlere Avrupa ile başlayıp süregelen ilişkilerimiz, bugün de Amerika’dan gelen başarılarla birlikte taçlanıyor ve buna tanık olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

2016 yılında, yani Siemens olarak Türkiye’de 160. yılımızı kutlayacağımız dönemde, birlikte daha nice yeni başarılar elde etmek ümidiyle…

]]>
https://gelis.org/tr/2015/03/20/darussafakadan-gurur-duydugumuz-bir-basari-daha/feed/ 0
Darüşşafaka Robot Kulübü öğrencileri Amerika’dan ödül aldı, Siemens olarak gurur duyduk https://gelis.org/tr/2015/01/09/darussafaka-robot-kulubu-ogrencileri-amerikadan-odul-aldi-siemens-olarak-gurur-duyduk/ https://gelis.org/tr/2015/01/09/darussafaka-robot-kulubu-ogrencileri-amerikadan-odul-aldi-siemens-olarak-gurur-duyduk/#respond Fri, 09 Jan 2015 16:07:07 +0000 https://gelis.org/?p=709 Geçtiğimiz Nisan ayında Amerika’da düzenlenen FRC Robot Yarışması’na katılan Darüşşafaka Robot Kulübü öğrencileri yarışma kapsamında ‘3 EKOCYCLE™ Cube® D Printer Ödülü’ne layık görüldü. Kulüpte görev alan öğrenciler ‘Aerial Assist’ (pilates topu fırlatma) temalı robotlarının 8 ayrı parçasını, bizzat kendilerinin yaptığı 3D Printer’la üretmişti. Biz de Siemens olarak bu süreçte hem gönüllü mühendis arkadaşlarımız aracılığıyla robotu geliştirmeleri hem de Amerika’ya giderek yarışmaya katılmaları amacıyla kendilerini desteklemiştik.

Genç ve gelecek vaad eden nüfusu ile Araştırma-Geliştirme alanında ciddi bir atılım yapmaya ihtiyaç duyan ülkemizde, Darüşşafaka gibi bir kurumun robot kulübü öğrencilerinin böyle bir ödül alması son derece anlamlı. Kendileriyle gurur duyduk. Bu vesileyle hem kulüp öğrencilerini ve mentor öğretmenlerini, hem de özveriyle kendilerine gönüllü olarak destek veren tüm Siemens’li arkadaşlarımı tebrik ediyor, kendilerine bu yıl büyük ödülü almaları için başarılar diliyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/01/09/darussafaka-robot-kulubu-ogrencileri-amerikadan-odul-aldi-siemens-olarak-gurur-duyduk/feed/ 0
Çevre ‘sonsuza kadar’ mı? https://gelis.org/tr/2014/06/05/cevre-sonsuza-kadar-mi/ https://gelis.org/tr/2014/06/05/cevre-sonsuza-kadar-mi/#respond Thu, 05 Jun 2014 12:10:41 +0000 https://gelis.org/?p=751 Biz insanlar başarısızlık ve kayıtsızlıklarımızı bizlere hatırlatacak özel günler seçmek ve onları isimlendirmek gibi bir iletişim yöntemi geliştirmiş durumdayız. Peki ‘Dünya Çevre Günü’nü düşünürken benim aklıma neler geliyor?…

Aklıma gelen şey, önce ‘pişmanlıklarımız’, daha sonra da ‘sorumluluğumuz’. Pişmanlıklarımız, çünkü çevre, güvenlik ve sağlık gibi konulara sanki ‘en önemli başlıklarımızdan değillermiş’ gibi davranarak gelecek nesillerin yaşam alanlarını ihmal ediyoruz.

Pişmanlıklarımız, çünkü bu konuları konuşuyor ve böyle günleri kutluyor olmamıza rağmen bunları yaşam biçimlerimizi ve geleceği nasıl geliştireceğimizi etkileyen ana konulardan biri yapmıyoruz.

Ve yine pişmanlık yaşıyoruz, çünkü sadece artık çok geç olduğunda, örneğin insanların hayatına mal olan bir durum ortaya çıktığında, reaksiyon gösteriyoruz.

Aslında tüm bu noktalar gelecek nesillere borçlu olduğumuz sorumluluğumuzun çok önemli bir bölümünü  oluşturuyor. Bence yarın “Keşke bilseydik” dememek için Dünya Çevre Günü’nü kutlarken ‘sorumluluk’ olgusunu herşeyden önceye koymamız gerekiyor.

Dünya Çevre Gününüz kutlu olsun!

]]>
https://gelis.org/tr/2014/06/05/cevre-sonsuza-kadar-mi/feed/ 0
Darüşşafaka’yı gururla destekliyoruz https://gelis.org/tr/2013/09/21/darussafakayi-gururla-destekliyoruz/ https://gelis.org/tr/2013/09/21/darussafakayi-gururla-destekliyoruz/#respond Sat, 21 Sep 2013 15:34:42 +0000 https://gelis.org/?p=717 Darüşşafaka Yüksek Danışma Kurulu 21 Eylül’de toplanarak önümüzdeki yıllarda Darüşşafaka Cemiyeti’nin yararına olabilecek fırsatları tartıştı.

Kendi kişisel bağlılığımın yanı sıra, 150 yıllık tarihçesinin sağladığı güç ve güvenle, kuruluşundan bu yana ihtiyaç sahibi binlerce öğrenciye parlak bir gelecek sağlayan Darüşşafaka’yı, Siemens Türkiye olarak da gururla desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Ülkemizde eğitim alanında Darüşşafaka gibi eğitimi destekleyen güzel örneklerin artması dileği ile.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/09/21/darussafakayi-gururla-destekliyoruz/feed/ 0