Çeşitlilik – Hüseyin Gelis https://gelis.org Mon, 08 Mar 2021 08:22:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun https://gelis.org/tr/2021/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun-2/ https://gelis.org/tr/2021/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun-2/#respond Mon, 08 Mar 2021 08:22:55 +0000 https://gelis.org/?p=4710 Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugünün tarihçesine baktığımızda, 1900’lerin başından itibaren birçok ülkede 8 Mart tarihinde kutlanmaya başladığını görüyoruz. Aradan geçen yüz yılı aşkın sürenin ardından maalesef gözlemim şudur; kadınların toplum içindeki konumunun güçlendirilmesi anlamında farkındalığımız, hassasiyetimiz ve “iyi dileklerimiz” gerçek bir ilerleme konusunda pek yeterli olamıyor. Çeşitliliği güçlendirmek ve teşvik etmek için daha fazla taahhüt ve eylem planına ihtiyacımız var. Bunlar bireysel, toplumsal ve kurumsal taahhütler olabilir.

Blogumda geçen seneki 8 Mart nedeniyle kaleme aldığım yazıda, bugün artık kadınların toplum içerisindeki rollerinin daha karmaşık ve yoğun olduğuna değinmiştim. Ve bunun yarattığı baskıya rağmen sorumluluklarını yüksek başarıyla yerine getiren kadınları takdir etmenin ötesinde bu sorumluluklara ortak olmanın önemini vurgulamıştım: https://gelis.org/tr/2020/03/06/cesitlilik-en-buyuk-gucumuz-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/

Kadın ve erkek doğuştan itibaren ve doğal olarak eşitler. Fakat yaşadığımız dünyada bu eşitlikten hala uzağız, o yüzden kadınları yükseltmek, kabiliyetlerini ve düşüncelerini bir değer olarak görmek bizim elimizde. Bunun için kendimize ve dış dünyaya söz vermemiz, bu sözlerin de takipçisi olmamız önemli. Benim bireysel olarak taahhüdüm gerek şirket içinde gerekse şirket dışında olsun, kadınların konumunun güçlendirilmesi konusundaki elçilik rolümü yeni bir seviyeye getireceğim ve bunu yılda 1 kez yapmayacağım. Bu tarihten itibaren tüm kritik yönetim toplantılarında kadın çalışma arkadaşlarımızın hepimiz için değer üretecek ve farklılık yaratacak görüşlerini ve yaklaşımlarını duymaya ve uygulama noktasına getirmeye özen göstereceğim.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

]]>
https://gelis.org/tr/2021/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun-2/feed/ 0
Çeşitlilik En Büyük Gücümüz – Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun https://gelis.org/tr/2020/03/06/cesitlilik-en-buyuk-gucumuz-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/ https://gelis.org/tr/2020/03/06/cesitlilik-en-buyuk-gucumuz-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/#respond Fri, 06 Mar 2020 08:36:43 +0000 https://gelis.org/?p=3325 Bugünün iş dünyasında çeşitliliğin giderek daha fazla gündeme geldiğini görmekten mutluluk duyuyorum. Yine de kadınların iş dünyasındaki temsilini yansıtan raporlar bu konuda daha çok çalışmamız gerektiğini gösteriyor. Ülkemiz, maalesef kadınların iş gücüne katılım oranı açısından üst sıralarda yer almıyor. İş gücüne dâhil olan kadınlar ise üst kademe pozisyonlarda erkeklerle eşit düzeyde yer bulmakta zorlanıyor. Biz, bu durumun değişmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunun için hem şirketimizde hem de Türkiye’de kadın istihdamını ve fırsat eşitliğini artıracak çalışmalar yürütüyoruz.

Fakat bugün sizlerle konunun bir başka yönünü konuşmak istiyorum. Bugün artık kadınların toplum içerisindeki rolleri artık eskisine göre daha karmaşık ve yoğun. Çoğu kadın, doğumun ardından annelik rolü de üstlenirken, profesyonel hayatlarındaki kariyer yolculuklarını ve iş sorumluluklarını da önceki dönemde olduğu gibi devam ettirmeleri bekleniyor. Bunun inanılmaz bir baskı olduğunu itiraf etmeliyim. Bu ağır yüklere rağmen, sorumluluklarını dengeleyip ikisini bir arada götüren kadınları canı gönülden takdir ediyorum.

Fakat takdirin ötesinde; bu sorumluluğa ortak olmak, kadınların üzerine bir anda yüklenen bu ikincil zorunlulukların ağırlığını azaltmak için neler yapıyoruz? Çünkü düzenleri bir anda değişen kadınlar, bu sefer annelik ve kariyer arasında bir tercih yapmaları gerektiğine kendilerini inandırabiliyor; “bir tanesinden vazgeçmem gerekir mi” sorusuna yanıt aramaya başlıyor.

Bu nedenle, ortaya koydukları değer ve yaratıcı emekleri için kadınlara teşekkür etmenin yanında sorumluluklarını, önceliklerini ve üzerlerinde oluşan baskıyı anlayabiliyor muyuz ve bunu hafifletmek için hangi adımları atabiliriz; bu konuları daha fazla konuşmalıyız. Ve bunu yılın sadece belli bir bölümünde yapmak yerine sürdürülebilir, kurumsal bir çerçeve oluşturarak ve bu doğrultuda eyleme geçerek bu konuda mesafe kat edebilmeliyiz.

Biz Siemens’te gerçek anlamda fırsat eşitliğinden bahsedebilmemiz için kadın çalışanlara daha fazla imkân sağlanması gerektiğini savunuyoruz. Yeni anne olmuş çalışanlarımızın yasal haklarının yanı sıra birtakım özel uygulamalarla bu konuda elimizden gelen desteği sunmaya gayret ediyoruz. İşe dönüş süreci sancılı olabiliyor, yeni annelere bu süreçte destek olmak için adaptasyon ve ebeveynlik eğitimleri düzenliyoruz. Bu eğitimler ebeveynliğin ilk dönemine mahsus değil, sonraki dönemlerde de farklı kapsamlarda devam ediyor. Bunun yanı sıra ilkokul öncesi dönem için sunduğumuz kreş yardımı desteğiyle anneler üzerindeki maddi ve manevi sorumluluğa ortak olmayı önemsiyoruz. Ve bunları çeşitlilik ilkelerimiz ve anlayışımız doğrultusunda hayata geçiriyoruz.

Çeşitlilik bizim için yeni bir kavram veya akım değil, geçmişten bugüne şirket kültürümüzün en önemli değerlerinden birini temsil ediyor. Farklı bakış açılarını, düşünce yapılarını ve kültürel değerleri eşitlik, gelişim ve başarının anahtarı olarak görüyoruz. O nedenle kadın/erkek ayrımı olmadan tüm çalışanlarımız için iş hayatında cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik konularında eğitimler düzenliyoruz.

Ayrıca bugün dünyada gerek bölgesel gerek global çapta yaşanan birçok soruna baktığımızda, kadınların olaylara ve sorunlara farklı bakış açılarından ve değerlendirmelerinden de faydalanmamız gerektiğine inanıyorum. Kadınların ve erkeklerin birlikte düşünerek, birlikte politika üreterek ve birlikte çalışarak şu ankinden daha verimli ve işe yarar çözümler ortaya koyabileceğine, bugüne kıyasla daha barış dolu ve iyimser bir gelecek inşa edebileceğimize inanıyorum. Erkeklerin, gerek toplumsal şiddetin her kademesinde (savaştan aile içi şiddete kadar) gerekse diğer anlaşmazlık türlerinde sorumluluklarının maalesef çok yüksek olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu nedenle kadınlar ve erkekler arasındaki yapıcı iş birliğine daha çok ve acilen ihtiyacımız var.

]]>
https://gelis.org/tr/2020/03/06/cesitlilik-en-buyuk-gucumuz-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/feed/ 0
Hanau katliamında hayatını kaybedenlerin anısına https://gelis.org/tr/2020/02/22/hanau-katliaminda-hayatini-kaybedenlerin-anisina/ https://gelis.org/tr/2020/02/22/hanau-katliaminda-hayatini-kaybedenlerin-anisina/#comments Sat, 22 Feb 2020 09:57:44 +0000 https://gelis.org/?p=3220 Almanya’nın Hessen eyaletindeki Hanau kentinde gerçekleşen, 5’i Türkiye kökenli toplam 10 kişinin hayatını kaybettiği katliam hepimizi derinden yaraladı. Alman resmi makamlarınca bu feci olayın ırkçı bir saldırgan tarafından gerçekleştirildiği açıklandı. Bu kabul edilemez ve son derece acı olay, bizlere bir kez daha bireysel ve toplumsal sağduyunun ne kadar önemli olduğunu, ırkçılığın ise asla kabul edilemeyecek, mazur gösterilemeyecek bir olgu olduğunu gösterdi.

Hayatta hepimiz farklı bireyler olarak “insanlık” ortak paydasında buluşuyor, bu dünyayı hep birlikte paylaşıyoruz. Hepimiz hayatın başka bir noktasında farklı işlerle ve uğraşlarla kendimizi meşgul ediyoruz, hayata ve başkalarına değer üretmeye çalışıyoruz. Bu farklılık, herhangi birimizi diğer bireylerden üstün ya da aşağıda kılmıyor.

Farklılıklarımızla bu gezegeni zenginleştiriyor, birbirimize yeni şeyler katıyoruz. Bu yüzden etnik kökenimiz, dinimiz, dilimiz ya da siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, birbirimize karşı insani sorumluluklarımız var. Elim katliamdan sonra Almanya Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere tüm toplumsal liderlerin ve özellikle de Hanau halkının gösterdiği dayanışmanın bu bağlamda çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Alman yetkililerin ırkçılık gibi bir toplumsal hastalığa karşı gerekli adımları atacağına da yürekten inanıyorum. Hem ülkemizi hem de Almanya’yı ve bu iki ülkenin halklarını iyi tanıyan biri olarak da halklar arasındaki barışın, dayanışmanın ve birlikte yaşamın, ırkçılıktan çok daha güçlü bir duygu ve gerçeklik olduğuna inanıyorum.

Stéphane Hessel, “Öfkelenin!” adlı kitabında, böyle olaylar yaşandığında kayıtsız kalmak yerine tepki göstermeyi savunmuştu: ‘Öfkelenin; dünyanızı kirletenlere karşı sessiz kalmayın’ demişti… Beni derinden sarsan Hanau katliamında hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2020/02/22/hanau-katliaminda-hayatini-kaybedenlerin-anisina/feed/ 2
Çeşitlilik; Hepimiz için gerçek zenginlik… https://gelis.org/tr/2016/01/27/cesitlilik-hepimiz-icin-gercek-zenginlik/ https://gelis.org/tr/2016/01/27/cesitlilik-hepimiz-icin-gercek-zenginlik/#respond Wed, 27 Jan 2016 16:50:21 +0000 http://gelis.org/test/?p=369 Çeşitlilik: Çeşitlilik kavramı ile ne aradığımızı düşündüğümde, aslında mevcut farklılıklarımızı benzersiz kılacak ve ön plana taşıyabilecek çarpıcı örnekleri bulmak istediğimize kanaat getiriyorum.

Bunun yanı sıra, başkalarından ‘farklı’ olan yönlerimizi olduğu gibi kabul edebildiğimizde, bunun bizim için aynı zamanda bir şans olabileceğini de kabul etmiş oluyoruz. İşte bu nedenle,’Kadın’, ‘Erkek’, ‘Genç’, ‘Yaşlı’ veya ‘Engelli’ olmak ya da farklı kültürlere ve inançlara sahip olmak hepimiz için gerçek bir zenginlik anlamına geliyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2016/01/27/cesitlilik-hepimiz-icin-gercek-zenginlik/feed/ 0
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. https://gelis.org/tr/2014/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/ https://gelis.org/tr/2014/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/#respond Sat, 08 Mar 2014 11:30:54 +0000 https://gelis.org/?p=777 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nü bir kez daha kutluyoruz. Kadınlar Günü ne için kutlanıyor, böyle bir güne neden ihtiyaç duyulmuş diye düşünüyorum ve aklıma gelenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz. Başarılı olabilmek için dünyadaki sınırları aşmamız ve sadece bir ülke değil, bir dünya vatandaşı olarak çalışmamız, birbirimizle iletişim halinde olmamız gereken bir zamandayız. Küreselleşmeden artık kaçınamayacağımızı biliyoruz çünkü bir dünya pazarından, global liderlikten, global sorumluluklardan bahsediyoruz. Böyle bir ortamda başarı sağlayabilmek için etrafımızdaki büyük potansiyelleri, yaratıcı beyinleri ve sahip olduğumuz tüm güçlü yönleri iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. İşte bu noktada kadınların büyük bir rolü var.

Kadınlar aile hayatında üstlendikleri yönetme rollerinde zaten oldukça başarılılar. Kadınların da tecrübelerini daha geniş ufuklara taşımalarının artık bir ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bir alanda başarısını sergileyen herkes artık başka başarılara da yelken açmaya hazır hale geliyor. Diğer yandan, sorunlarımızın giderek karmaşıklaşmaya başladığını görüyoruz. Ve karmaşık problemleri çözmek için de değişik ve yaratıcı fikirlere ihtiyaç duyuyoruz. Kadınların işte burada yine önemli rolleri var. Çünkü kadınların problem çözme yöntemleri farklı ve oldukça yaratıcı. Bunları doğru değerlendiremediğimiz takdirde rekabetçi olamayız.

Bu nedenle Kadınlar Günü’ nü kutlarken tekrar altını çizmek istiyorum ki, farklılığı, çeşitliği nedeniyle kadını hem toplumsal hayatımıza hem de iş dünyamıza daha fazla entegre etmemizde hepimiz için büyük faydalar var. Burada kastettiğim de sadece kariyer yapan kadınlar değil, bir bütün olarak tüm kadınlardır.

Bu vesileyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2014/03/08/8-mart-dunya-kadinlar-gunu-kutlu-olsun/feed/ 0
Bir expat’ın deneyimleri https://gelis.org/tr/2013/11/22/bir-expatin-deneyimleri/ https://gelis.org/tr/2013/11/22/bir-expatin-deneyimleri/#respond Fri, 22 Nov 2013 07:54:01 +0000 https://gelis.org/?p=520 Pek çoğunuz bir expat (yabancı bir ülkede çalışan) olarak evinizden uzakta yaşıyorsunuz ve her expat’ın hayatı farklı boyutlar içeriyor. Sizinle, Hindistan’da yaşadığım tecrübeleri paylaşmak istiyorum. Bu yazı aslında 10 yıl önce yayınlanmıştı ama hâlâ pek çok açıdan geçerliliğini koruyor.

Hindistan’da yaşayan bir expat’ın deneyimleri

Yetenekli insanlarına ve canlı iş dünyasına rağmen Hindistan, “siyasi” değil, “ekonomik” bakış açısına odaklanmadığı sürece gelişmekte olan bir ülke olarak kalabilir.

Egzotik, Benzersiz ve Çeşitli! Bu renkli ülkeye gitmeden önce zihnimdeki Hindistan imajı buydu. Bu imaj Hemingway’in “Hindistan, binlerce Tanrının, Dinin ve dilin ülkesi” yazısını okuduktan sonra daha da güçlenmişti. Ve her geçen gün bu düşüncem biraz daha yoğunlaştı. Hindistan ve Hintliler geçmişi, bugünü ve geleceği beraberlerinde taşımak gibi benzersiz bir özelliğe sahip. Eski Hindistan, bugünün modern Hindistan’ıyla bir arada var oluyor ve çok güzel bir şekilde harmanlanıyor. Ve tıpkı ülkenin kendisi gibi, Hint kültürünün her bir unsuru da hiç bitmeyen bir özümseme ve benimseme sürecinin bir ifadesi.

Ve bu da tanıklık etmesi son derece ilginç bir deneyim.

Hindistan’a ilk gittiğimde ortam, kültürel çeşitliliği ve farklı aksanlar nedeniyle biraz bunaltıcı gelmişti; hatta iş terminolojisi bile tüm dünyada kullanılandan farklıydı. Ama insanlar anlatmak için uğraşıyor, yardımcı oluyorlardı; böylece anlamak ve bağ kurmak yavaş yavaş kolaylaştı. Hindistan’a uyum sağlamam yaklaşık 6 ay sürdü. Yerleşme döneminden sonra ise asla kaçırmak istemeyeceğiniz harika bir öğrenme deneyimine dönüştü.

Hindistan gelişmekte olan bir ülke olarak görülüyor ama iş yapış biçiminin temelleri tüm dünyayla aynı. Ancak zaman zaman Hindistan’ı farklı kılan özellik, çok ince detaylara girmekten kaynaklanan ağır tempo. Bu sırada ana hedef dağılıyor ve pek çok parçalanmış seçenek üzerinde çok fazla düşünülüyor. Bürokrasi, İngilizlerin Hindistan’a hakim olduğu günlerden kalma bir miras. İş yapış tarzında bu kültü hâlâ egemen ama eminim genç kuşaklar daha profesyonel ve etkili şekilde çalışarak bunu değiştireceklerdir.

Daha resmi olan Avrupa’yla karşılaştırıldığında, Hindistan’daki iş yapış şekli daha kişisel, çünkü pek çok aile şirketi var. Atmosfer daha rahat ve insanlar kendilerini ifade etmek istiyorlar, kişisel görüşlerinde ısrarcı davranıyorlar. Bunu demokratik bir süreç olarak görebilirsiniz. Ama Hindistan’da ekibin/organizasyonun lideri, Avrupa’dakinden daha korumacı bir rol oynuyor. Dolayısıyla da insanlar, işi istenen şekilde yaptıklarından emin olmak için tekrar tekrar ‘kontrol etme’ eğilimindeler. Bu sistem, unvanların ve statülerin göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir rol oynadığı, katı bir hiyerarşi modelinin doğmasına neden olmuş.

Ben özellikle Hindistan’daki gençlerin çok profesyonel, çok hedef odaklı olduklarını ve hem kendilerinden hem de çevrelerinden çok şey beklediklerini düşünüyorum. Yeni nesil Batı kültürüyle çok içli dışlı olsa da Hintli tarzlarından çok gurur duyuyorlar. Batı kültürünü körü körüne kabullenmiyorlar, onun yerine Batı’nın ve kendi kültürlerinin karışımı olan yeni bir Hint tarzı yaratmış görünüyorlar.

Siemens’teki Hintli ekibimiz de bundan farklı değil. Kendilerini işlerine ve şirkete son derece fazla adıyorlar, inanılmaz derecede detay odaklılar ve kendilerine yüksek standartlar belirliyorlar. IT, finans ya da muhasebe alanlarındaki yetenekler dünyanın en iyileri arasında yer alıyor ve tüm dünya projelerinde bu yeteneklerle çalışmak istiyor.

Hindistan’ın uluslararası alanda daha fazla tanınmaya çalışması gerektiğini düşünüyorum.

Yazılım, donanım ya da bilişim alanında sunduklarının stratejik olarak “pazarlanması”, “Made in India” markasının oluşturulması gerekiyor.

Ama iş dünyası bunu tek başına yapamaz. Aynı zamanda hükümetin de bu konu üzerinde durması lazım. Odak noktasının siyaset değil, ekonomi olması gerekiyor. Hindistan, Avrupa Topluluğu gibi sınır-ötesi iş fırsatlarını keşfetmeli. Güçlü yanlarını, yani ‘Kohinoor’u, IT bilgisini ve yeteneklerini stratejik olarak “satmalı”. Komşularının enerji, finans ya da arka ofis yönetimi gibi konulardaki ihtiyaçlarını fark edecek “vizyonerler” geliştirerek elindeki hazineyi parlatması gerekiyor.

Altyapı eksiklikleri de ilgilenilmesi gereken sorunlardan biri. Hükümetin ve iş dünyasının toplumsal sorumlulukları da var. Yakın çevrenin sağlığı da dahil olmak üzere, kendi çevrelerine özen göstermek gibi açık sorumlulukları bulunuyor. Hükümet her sorunla tek başına ilgilenemez, herkesin katılımı gerekiyor. İnsanların ülkelerine yardım etme istekleri içlerinden gelmeli ve herkes bir diğerine örnek olmalı.

“Gerçek” Hindistan inanılmaz bir renkliliğe sahip; etrafta görülen yoksulluğa rağmen, insanlar yüzlerinde bir gülümseme ve vakarla yaşıyorlar. Bu da Hindistan deneyimini çok özel bir hale getiriyor ve mükemmel bir öğrenme fırsatı sunuyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/11/22/bir-expatin-deneyimleri/feed/ 0