Çocuklar – Hüseyin Gelis https://gelis.org Mon, 22 Apr 2019 11:08:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Nice 23 Nisanlara! https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/ https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/#respond Tue, 23 Apr 2019 05:00:03 +0000 https://gelis.org/?p=1349 Bugün, toplumumuz için en coşkulu, en sevinçli günlerden biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü çocuklara hediye etmesi, sahip olduğu vizyonun önemli bir örneği. Bu bizim için de çok değerli; nasıl ki Meclis, Cumhuriyetimizin kurucu temellerini attıysa, dünyayı da çocuklar şekillendiriyor ve geleceğe yön veriyor.

Gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını anlamak istiyorsak bugünün çocuklarına bakmalıyız. Çocuklar neler yapıyor, neye ilgi duyuyor, onlar için oyun bugün ne anlama geliyor… Dünyanın yarın nasıl bir yer olacağını işte bunlar gösteriyor. Ve gelecek çok hızlı bir şekilde geliyor.

Bugünün çocukları, önceki nesillerin akıllarının ucundan geçmeyecek kavramların, teknolojilerin, cihazların var olmadığı bir dünyayı düşünemiyorlar bile. Çünkü, teknolojiyle birlikte büyüyor, teknolojiyle gelişiyorlar. Bakış açıları, düşünce sistemleri, yaklaşımları teknolojinin, özellikle de dijital teknolojinin sınırsız olanaklarıyla besleniyor, bu yüzden sınırları çok daha kolay bir şekilde aşabiliyorlar. Dijitalizasyonun sunduğu imkanlar çocukların hayal gücüyle birleştiğinde ortaya muazzam işler, icatlar çıkıyor. Kod yazmak, robot geliştirmek, icatlar yapmak, kendi dijital mecralarını geliştirmek onlar için hayatın doğal bir parçası.Bize de böylesine bilinçli ve üretken çocuklara destek olmak düşüyor. İşte bu nedenle, çocukların geleceğe güvenle hazırlanmasına yardımcı olmak için hayata geçirdiğimiz projeler beni çok heyecanlandırıyor ve gururlandırıyor. Örneğin, çalışanlarımız Darüşşafaka’daki robotik ve mekatronik faaliyetlerine destek veriyor ve gençleri daha da inovatif düşünmeye teşvik ediyor. Darüşşafaka Robot Kulübü, yani “Sultans of Türkiye”ye ABD’deki FRC Robot Yarışması’nda ödül kazandıran robotun yapım aşamasında öğrencilere gönüllü mühendislik desteği verdik. Bunlara ek olarak, Siemens Türkiye’deki mühendislerimiz; Darüşşafakalı kız öğrencilere kodlama eğitimleri veriyor, gönüllü mentorluk çalışmalarıyla da kariyer yolculuklarında destek sunuyorlar.

Özellikle daha çok sayıda kız öğrencimizi mühendislik fakültelerine teşvik etmek de üzerinde önemle durduğumuz, sorumluluk üstlendiğimiz bir konu. Çeşitlilik Konseyimizin Türk Eğitim Vakfı ile gerçekleştirdiği Kadın Mühendisler Projesi ile şirketimizde çalışan kadın mühendislerimiz, genç mühendis adaylarının teorik bilgilerini, deneyime ve pratiğe dayalı mentorluk ile destekliyor.

Çocuklar ve gençlerle ilgili projelere büyük önem veriyoruz, çünkü biliyoruz ki daha iyi bir dünya için bütün çocuklar için sorumluluk almalıyız. Onları desteklemeli, yeterli imkânı olmayan çocuklarımızın da geleceğe güvenle hazırlanmasına yardımcı olmalıyız. Siemens Türkiye olarak bu doğrultuda yaptığımız çalışmaların sadece şirketimizde değil, iş dünyasında ve ülke genelinde artarak sürmesini diliyorum.

Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!

]]>
https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/feed/ 0
Geleceğin ‘en parlak yıldızlarını’ harcıyor muyuz? https://gelis.org/tr/2013/07/16/gelecegin-en-parlak-yildizlarini-harciyor-muyuz/ https://gelis.org/tr/2013/07/16/gelecegin-en-parlak-yildizlarini-harciyor-muyuz/#respond Tue, 16 Jul 2013 09:16:22 +0000 https://gelis.org/?p=888 Eğitim dönemi çok kısa bir süre önce sona erdi ve pek çok öğrenci ‘kısa’ da olsa nefes alacakları bir döneme girdiler. Ama gerçekte öyle mi?

‘Tatile’ çıktığı varsayılan öğrencilerin pek çoğu aslında şu anda yaz okullarında / kamplarında, eğitim merkezlerinde, bir sonraki yıla hazırlanıyorlar. Yani pek de tatile çıkmış sayılmazlar! Üstüne üstlük veliler hem ‘iç huzuru’ açısından hem de mali açıdan öğrencilerden daha stresli durumdalar. Peki neden? İçgüdüsel davranış ve yönelimlerine bakarsak genellikle ailelerin ‘çocuklarının geleceği söz konusu olduğunda hiç hata yapmamaya’ eğilimli olduklarını söylemek yanlış olmaz. Bu yüzden öğretmenlerin tavsiyeleri aileler için gerçekten çok önemli ve eğer çocuklarının bir alanda zayıf olduğunu düşünüyorlarsa mutlaka bunu iyileştirmeye çalışıyorlar. Üç çocuk sahibi bir aile olarak eşimle kendimizi bu konuda sıkça sorguluyoruz ve şu sorunun cevabını bulmaya çalışıyoruz: “Çocuklarımızın zayıf yönlerini güçlendirmekle güçlü yanlarını pekiştirmek / beslemek arasındaki dengeyi nasıl bulabiliriz?”

İlginçtir, çoğu zaman bir çocuğun gerçek hayatta başarılı olmasını belirleyen unsurun ‘doğal yeteneği, zaten güçlü olduğu yanları ve kendi benzersiz düşünme biçimi’ olduğunu unutuyoruz.  Hayatta başarılı olmaları aslında sahip oldukları doğal yetenekler sayesinde mümkün olacak. Çok iyi bir satış elemanını ele alalım, bu kişinin okulda en iyi dereceleri almış olması veya çok iyi bir okuldan geliyor olması gerekmiyor. Aslında bu alanda başarılı olmak için genellikle doğuştan gelen ve müşterilerle anlaşmak açısından kendi benzersiz kişisel özelliklerini kullanan biri olmak yeterli oluyor.

Sorunları farklı açılardan ve perspektiflerden ele alabilen ve sorun çözme konusunda kendine özgü yöntemler kullanan insanlardan söz ediyoruz. Örneğin Siemens’te biz insanları yalnızca akademik derecelerine göre değerlendirmiyoruz, aradığımız şey daha çok ‘benzersiz yetenekleri, düşünme biçimleri, değerleri ve problemleri nasıl ele alıp çözdükleri’ oluyor. Peki, eğitim sistemimiz bunları bize öğretiyor mu? Maalesef mevcut eğitim sistemimiz bizleri mekanik düşünen, genellikle her şeyi olduğu gibi kabullenen ve derinlemesine düşünmeyen bireylere dönüştürüyor. Entelektüel olarak ilerleyen zaman içinde bu durum elbette değiştirilebilir fakat içeride bir yerde ‘eksik kalmış’ bir şeyler olacağı kesin.

Yalnızca Türkiye’de değil dünya genelinde de eğitim sistemi daha çok ‘belirgin ve alışılmış bilgiye dayalı eğitime’ odaklanıyor. Fakat artık ‘söylenmeden anlaşılan’ veya ‘sözle ifade edilemeyen’ (İngilizce deyimiyle ‘tacit), beceriye veya bilgiye dayalı bir sistem de mevcut. Bu terim felsefeye ilk olarak 1958 yılında Michael Polanyi tarafından, başyapıtı ‘Kişisel Bilgi – Personal Knowledge’ kitabı ile tanıtılmış oldu. Burada söz ettiğimiz şey yazılı ya da sözlü olarak basit bir şekilde başkalarına aktarılması güç olan,‘kişiye özgü’ bir bilgi ve düşünme yolu. Çocuklarımız aslında bizim farkında olduğumuzdan çok daha fazla şey biliyorlar ama bunu zaman baskısı altında ve geleneksel eğitim yöntemleriyle dile getirmekte güçlük çekiyorlar.

Öğretmenler ve aileler genellikle çocuklarının sahip olduğu bilgi ve yeteneklerden ya da bu bilgi ve yeteneklerin doğru geliştirilirse hem çocukların hem de toplumun geleceği için ne kadar değerli olabileceğinden haberdar değiller. İşte bu sebeple öğretmenlerimizin ve eğitim sistemimizin devrim niteliğinde bir değişime ihtiyacı var.

Eğitimin ve eğitimcilerin nihai hedefi, farklı düşünebilme becerisini’ düzeltilmesi gereken bir hata olarak değil bir ‘hediye’ olarak değerlendirip geleceğin vatandaşlarını buna uygun biçimde yetiştirmek olmalı…

]]>
https://gelis.org/tr/2013/07/16/gelecegin-en-parlak-yildizlarini-harciyor-muyuz/feed/ 0