Dijitalizasyon – Hüseyin Gelis https://gelis.org Fri, 05 Jul 2019 07:37:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Enerjinin geleceği ve geleceğimiz için enerji https://gelis.org/tr/2019/07/22/enerjinin-gelecegi-ve-gelecegimiz-icin-enerji/ https://gelis.org/tr/2019/07/22/enerjinin-gelecegi-ve-gelecegimiz-icin-enerji/#respond Mon, 22 Jul 2019 07:00:45 +0000 https://gelis.org/?p=1889 Dünyanın tanık olduğu tüm sanayi devrimlerinde enerjinin değişiminin önemli bir rolü olduğunu görebiliriz. Farklı enerji kaynaklarının “yükselişi”, toplumların hayatını ciddi ölçüde etkiledi. Dördüncü sanayi devrimi başlığı altında toparlanabilecek tüm teknolojik atılımlar ve dijitalizasyonun geldiği nokta, enerji perspektifi açısından da önümüzdeki yılların hareketli geçeceğini gösteriyor.

Enerjide sürdürülebilirlik adına dikkate almamız gereken iki nokta olduğunu düşünüyorum. Bunlardan ilki, iklim değişikliği. Öte yandan, enerji ihtiyacımız global ekonominin gereksinimleri ve hızla büyüyen nüfus yüzünden ciddi ölçüde artıyor. 2040 yılında dünyanın sadece elektrik ihtiyacı dahi bugüne kıyasla yüzde 80 artmış olacak. Bugün 1 milyar insanın elektriğe erişimi olmadığını ve bu topluluğun da zaman içinde enerji şebekesine dahil olacağını bu vesileyle not edelim.

Bugün ve yarın için ekonomik büyümeyi sağlayabilmenin temeli sürdürülebilir elektrik üretiminden geçiyor. Bunu yenilenebilir enerji ve esnek güç santrallerinin birleşiminden elde edebiliriz. Ayrıca enerji depolama ve enerji talebini karşılama mekanizmalarını da en iyi sonucu verecek şekilde dinamikleştirebiliriz. Böylece “güvenilir ve uygun maliyetli sürdürülebilir enerji” üretimine ulaşabiliriz. Bunun yanı sıra akıllı platformları ve çözümleri de enerji sürecine dahil etmeliyiz. Bu sayede analogdan dijitale tüm altyapılar amacına uygun ve birbirleriyle entegre şekilde çalışabilir.

Bu çalışmaları Türkiye için de özelleştiriyor ve hem iş dünyasına hem de topluma taşımak için çalışıyoruz. Dünyada 2030’da karbon ayak izi nötr bir şirkete dönüşeceğiz ama Türkiye olarak bu konuda bir adım ötedeyiz. 2023 yılında bu hedefe ulaşacağız. Siemens olarak Türkiye’deki yenilenebilir enerjinin yüzde 10’unu Siemens türbinleri ile üretiyoruz. Son dört yıl içerisinde 1.100’e yakın enerji verimlilik çalışmamızla 260 milyon TL’lik tasarruf sağladık.

Şimdi yukarıda bahsettiğim prensipleri uygulama zamanı. Böylece bünyemizde yarattığımız bu değişimi topluma taşıyabiliriz.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/07/22/enerjinin-gelecegi-ve-gelecegimiz-icin-enerji/feed/ 0
Geleceği bugünden planlayalım https://gelis.org/tr/2019/07/05/gelecegi-bugunden-planlayalim/ https://gelis.org/tr/2019/07/05/gelecegi-bugunden-planlayalim/#respond Fri, 05 Jul 2019 08:00:26 +0000 https://gelis.org/?p=1886 Siemens Türkiye olarak ülkemizin çağdaş ülkeler arasında yer alması için teknolojiyle inşa edilen, dijitalleşmeyle örülen bir geleceğin çok kıymetli olduğuna inanıyor, çalışmalarımızı hep bu yönü aklımızda tutarak devam ettiriyoruz.

Gençlerin bu gelecekteki yeri şüphesiz çok önemli. Bunun için eğitim ve insan kaynaklarına yatırım yaparken, teknolojideki trendleri ve yeni dünyanın hangi yeniliklerle şekillendiğini göz önünde bulundurmamızda fayda olduğuna inanıyorum. Zira trendler gelecekte hangi mesleklerin “gözde” olacağını, hangilerinin de popülerliğini yitireceğini, bir süre sonra da ihtiyaç duyulmayacak mesleklerin neler olabileceğine işaret ediyor.

Hayat boyu öğrenme kavramının, eğitim – öğretim alanında temel paradigmaları belirleyen unsurlardan biri olmalı diye düşünüyorum. Çünkü iş gücündeki bu değişim tek seferlik değil, kalıcı olacak. McKinsey, 2030 yılına geldiğimizde küresel iş gücünün yüzde 14’ünü oluşturan 375 milyon çalışanın istihdam alanını değiştireceğini iddia ediyor. Çok sayıda uzman görüşüne ve güncel araştırmaya göre bu yeni dünya, birden fazla becerisi olan çalışanlara ihtiyaç duyacak.

Meseleye Türkiye özelinde bakacak olursak, asıl ihtiyacımız aslında yeni araçlar üzerinde teknoloji geliştirebilen, yazılımlar üreten bir insan kaynağı. Dijital üretim hatlarının, otomasyonun daha çok kullanıldığı geleceğin fabrikalarında verileri analiz edebilen ve bunları değere dönüştürebilen yetişmiş ve yetkin bir güçten söz ediyorum. Biz Siemens’te bu konuya çok önem veriyoruz. Hatta sadece üretim modellerimizi, iş yapış şekillerimizi değiştirmiyoruz. Çalıştığımız mekanları ve mekanla kurduğumuz ilişkileri de dönüştürüyoruz.

Kartal fabrikamızı Gebze’ye taşımadan önce, buradaki bir üretim bandını farklı bir konseptle buluşturalım istedik ve DEX (Digital Experience Center) adlı bir deneyim merkezi ortaya çıkarttık. Bu alanda hem dijitalizasyonu deneyimliyoruz hem de dijitalizasyon eğitimleri veriyoruz. Aynı zamanda farklı birimlerden ekipler; ortak projeler için bir araya gelerek, geleneksel meslek ve iş tanımı sınırlarından kurtularak, yenilikçi ve değer katacak işler için birlikte, yan yana çalışıyorlar.

Baktığı her yerde verileri görerek bunlardan iç görüler çıkartabilecek gençler yetiştirmek için veri okur yazarlığı konusu büyük önem taşıyor. Bu alanlara yapılan eğitim ve insan kaynağı yatırımı, artık hızla değişen dünyada çocuklarımızı ve gençlerimizi geleceğin belirsizliklerinden koruyacak, daha iyi bir gelecek yaratmak için itici güç olacaktır.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/07/05/gelecegi-bugunden-planlayalim/feed/ 0
Sürdürülebilir bir refah için: Dijitalleşme https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/ https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/#respond Mon, 20 May 2019 06:00:52 +0000 https://gelis.org/?p=1477 Son yirmi yıl içerisinde teknoloji, otomasyon temelli ve görev odaklı yapısının ötesinde hayatımızı radikal bir biçimde dönüştüren bir güç hâline geldi. Dijitalizasyon ise; teknolojinin gündelik hayatta yarattığı etkiden daha büyük bir etkiyi toplumsal hayatta yaratabilecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Mart ayında Uludağ Ekonomi Zirvesi içerisinde düzenlenen ve konuşmacılarından biri olduğum “Refah için Dijitalleşme” paneli, aslında bu dönüşümü çok güzel bir başlıkla özetliyor. Burada bahsedilen refah, oldukça geniş kapsamlı. İç huzurumuzdan tutun da şirketimizin verimliliğini artırmaya, bir ülkenin yaşayacağı bolluktan bugün karşı karşıya kaldığımız temel problemlerin çözümüne kadar her şeyi kapsıyor.

O gün de söylediğim gibi bugün aslında dijitalleşme hayatımızın her anını ve alanını görünmez, ince ama sımsıkı ağlarla örmüş durumda. En basitinden, telefonlar ve akıllı hoparlörler gibi cihazlar üzerinde somutlaşan kişisel asistanlarımız, aslında bulut üzerinde çalışan uygulamalardan ibaret. Benzer sistemler neredeyse nefes alıp verme sıklığında ürettiğimiz verileri değerlendiriyor, öngörüler çıkartıyor ve iş süreçlerini tepeden tırnağa değiştirme imkânı sunuyor. Hatta, bu teknolojileri kullanarak ortaya koyduğumuz yeni nesil uygulamalar ile bir sektörün tamamen dönüşmesi bile muhtemel.

Dijitalleşme konusunda en büyük sorumluluğun özel şirketlerde olduğunu düşünmek ise işin bütünsel ölçeğini ıskalamak anlamına gelebilir. Toplumsal düzeyde gerçekleşecek bir dönüşümün mimarlarından biri elbet eğitim olacak. Geleceğin ihtiyaçlarını belirlediğimiz bu dönemde, öngördüğümüz gereksinimleri karşılayabilmek için kodlama, dijital okur yazarlık adımlarıyla dijital bireyler yetiştirmeye başladık bile. Bundan sonrasında da müfredatın ve eğitim biçimlerinin yol haritasını çizerek, Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi teknolojilerinden faydalanacağız.

Bir diğer önemli konu ise sağlık. Bireysel düzeyde takip gerektiren uygulamalar, halihazırda akıllı saatlerimiz ve bilekliklerimizle gerçekleştirilebiliyor. Özellikle sağlık hizmetlerine erişimin güç olduğu bölgelerde doktor ile uzaktan iletişim kurabilmek, verilerin bulut üzerinde tutulması gibi çözümler, pratikte karşılığını bulmaya başladı. Şimdi sağlık ve hatta sosyal güvenlik sistemlerinin üzerinde yük olan hastalıkları öngörebilmek, sağlık sisteminin süreçlerini yeniden düzenlemek gibi ciddi bir dönüşüm kapıda.

Artan nüfusa fırsat eşitliği getirecek

Euromonitor, 2030 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde altmışının şehirlerde yaşayacağını belirtiyor. Bu dönüşüm gerçekleşirken ufak yerleşim birimleri şehirleşecek, şehirler de göç alarak mega şehirler haline gelecek; nüfusu 10 milyonun üzerindeki şehirlerin sayısı otuz dokuza yükselecek.

Burada da Akıllı Şehir çalışmaları yerel yönetimlerin ve yurttaşların yardımına yetişecek. Şehrin dört bir yanına ve araçlara konumlandırılan algılayıcılar vasıtasıyla trafikten hava kirliliğine, doğal afet önlemlerinden şehir planlamaya kadar gündelik yaşam çok daha iyi standartlara ulaşacak.

Tam bir dijitalleşme ile, yani uçtan uca dijital bir yapı kurulmasıyla fırsat eşitliği de bir ideal olmaktan çıkarak ulaşılabilir bir hedefe dönüşecek. Bu eşitlik ile sadece cinsiyetler arası çalışma şartlarının farkını kapatmak değil, imkânların eşit olarak paylaştırıldığından emin olabileceğiz. Ancak Yapay Zeka, Makine Öğrenimi, Nesnelerin İnterneti gibi yeni nesil teknolojiler ve onların açtığı yolu değerlendiren Dijital Dönüşüm, bize her şeyden önemli bir hediye verecek: Sürdürülebilirlik. Bu da yaşama dair tabii kaynakların dağılımını ve yetersizliğini düşünen, gökyüzünde başka gezegenlerde hayat ihtimalinin peşinden koşan bizlerin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şey…

]]>
https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/feed/ 0
“Dijital İkiz” Sağlığı da Dönüştürecek https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/ https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/#respond Thu, 21 Mar 2019 11:30:56 +0000 https://gelis.org/?p=1242 Dijitalleşmeyle birlikte gelen yeni teknolojilerin, yeni uygulama alanları yaratarak hemen her sektörü ve mevcut iş yapma şekillerini dönüştürdüğünü sıklıkla konuşur olduk. Bunların içinde benim en çok ilgimi çeken alanlardan biri ise sağlık; çünkü doğrudan insanların hayat kalitesini artırmaya odaklanıyor. İnsan yaşamını doğrudan ilgilendiren bu alanda paradigmayı değiştirecek yenilikler bizi bekliyor. Aslında bunun ilk örneklerini görmeye başladık bile. Siemens’te çok önem verdiğimiz “Dijital İkiz” teknolojimizin sağlık alanında yarattığı faydalara gelin bir göz atalım.

Konuya öncelikle Dijital İkiz’in ne anlama geldiğiyle başlamak isterim. Dijital İkiz teknolojisini Yapay Zeka’nın da iş başında olduğu, veri analitiğinde gelişkin yazılım ve çözümlerin kullanılarak hayat kalitesinin artırıldığı bir yaklaşım ya da model olarak ele alabiliriz. Siemens’in Dijital İkiz teknolojisi, bir fabrikanın üretim aşamasına geçmeden önce sanal ortamda kurulup üretim süreçlerinin tamamının simüle edilebilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede şirket ve kurumların araştırma, test ve üretim süreçleri çok daha hızlı, verimli ve ekonomik hale geliyor. Bugüne kadar Dijital İkiz ile gerçekleştirdiğimiz dijitalizasyon projeleri, paydaşlarımızın iş süreçlerine büyük verimlilik ve tasarruf sağladı. Bunun Türkiye’de de farklı sektörlerde birçok örneği mevcut.

Dijital İkiz, hızlanan ve kolaylaşan süreçlerin yanı sıra butik üretime, üretimde kişiselleştirmeye de olanak sunuyor. “Kişiselleştirme” kavramının giderek daha fazla önem kazandığı aşikâr. Kişiye özel çözümlerin, bir tercih ya da keyif unsuru olmanın ötesinde hayati önem taşıdığı alanlar da var. Bunların başında da sağlık sektörü geliyor. Dijitalizasyon alanındaki uzmanlığımız ve Dijital İkiz teknolojimiz bu çalışmalarımıza güç katıyor ve gelecekte sağlık alanında imza atacağımız uygulamalar için bir temel oluşturuyor. İleriki dönemlerde yapabileceklerimizi düşünmek gerçekten heyecan verici…

Belki de çok yakın bir gelecekte kalp, akciğer gibi “kişiye özel” organların, dokuların ve hatta tek tek hücrelerin dijital ikizlerini oluşturmak mümkün olacak. Burada kullanılacak simülasyonlar, alanın uzmanlarının farklı insanların farklı tedavilere nasıl tepki vereceğini öğrenmesinde yardımcı olacak. Operasyonlar önce dijital ikiz üzerinde gerçekleştirilerek, ters gidebilecek her şey önceden fark edilebilecek. Burada, Yapay Zeka alanındaki yeni gelişmelerin veriyi toplama ve analiz etme noktasında oynayacağı rol, tüm hayatımız açısından kritik bir öneme sahip.

Sağlıkta erken tanının, öncü diyebileceğimiz bulguların sağlık problemi ortaya çıkmadan önce gözlemlenebilmesinin ne kadar hayati önemde olduğunu biliriz. Dijital İkiz bu konuda da önemli faydalar sağlayacak. Farklı şekillerde sensör kullanımıyla, organlarımızın durumu hakkında sürekli dijital ikizimize veri gönderebilir ve olası bir sorunu erken teşhis edebiliriz. Örneğin, kanser hastalarında tedavi sonrası süreçte oluşabilecek metastazlar bu yöntemle çok hızlı fark edilebilecek. Sonunda, teşhis ve tedaviye yardımcı olmak için düşük maliyetli ve neredeyse gerçek zamanlı olarak çalıştırılabilen modellerle birlikte tam anlamıyla kişiselleştirilmiş bir tıbbi bakım sunulabilecek.

Dijital teknolojilerin sağlık sektöründe yaratabileceği dönüştürücü etkinin bir örneğini Siemens Healthineers’ın İkiz Kalp çalışmasında görüyoruz. Bu çalışmada Siemens Healthineers, bir kalbin elektriksel ve fiziksel verileriyle fiziki yapısının üç boyutlu görüntüsünü oluşturmak için bir Yapay Zeka platformu geliştirdi. Cerrahların tedavi planlarına yardımcı olması amacıyla geliştirilen ikiz kalp, yapay zekanın teşhis ve tedavi süreçlerinde kullanılabilmesinde yardımcı olabilir. 3D baskılı dijital zekalı ikiz kalp, simülasyonlar sayesinde doktorların ameliyata başlamadan önce belli testleri yapmasına olanak sağlıyor. Yani bir kardiyolog, ameliyat odasına girmeden önce önündeki bilgisayar ekranından görüntüleme yapabiliyor, simülasyon gerçekleştirebiliyor. Böylece hastanın kalbindeki hücreleri, elektriksel ve fiziksel özellikleri taklit eden 3D baskılı ikiz kalbe, kalp tansiyonunu ayarlayan elektrotlar yerleştirerek, kronik kalp yetmezliği olan hastanın hayatta kalmaya devam edip edemeyeceğini görebiliyor.

Dijital İkiz teknolojisi sağlık sektöründe henüz gelişme aşamasında olsa da kısa bir sürede önemli gelişmelere ve tedavi imkanlarına fırsat sunması işten bile değil. Bu teknolojinin sağlık alanında yaygınlaşması ise şüphesiz hem herhangi bir rahatsızlığı olanlar hem de sağlık çalışanları için hayatı kolaylaştıran ve iyileştiren fırsatlar anlamına geliyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/feed/ 0
Vizyon 2020+ ile dijitalizasyonu hızlandırıyoruz https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/ https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/#comments Thu, 08 Nov 2018 07:01:57 +0000 http://gelis.org/test/?p=347 Kelebeğin yaşam döngüsü, bize değişerek gelişmenin ve bu sayede mükemmeli hedeflemenin hem gerekliliğini hem de görkemini tasvir eder. Dijital çağ bu dönüşüm için hepimize pek çok fırsat sunuyor. 

Dijital çağ, uyum becerisi olan şirketler için avantaj yaratırken diğerleri için ise sonun başlangıcı. Günümüzde oyunun kuralları hızla değişiyor. Bugüne kadar ilk 100 arasında yer alan çok büyük şirketlerin bazıları yok oluyor ama yepyeni şirketler ortaya çıkıp hızla ilk sıralara yerleşiyor. Yeni çağ, değişmeyi, dönüşmeyi gerektiriyor. Artık başarının olmazsa olmazı hız, çeviklik ve uyum becerisi. Yakın gelecekte ancak ve ancak dijital dönüşüme hızla ayak uydurabilen şirketler ayakta kalabilecek.

Geçmişte şirketler değişim ve dönüşüm çalışmalarını bir sıkıntı yaşadıklarında hızlandırırlardı. Artık günümüzde dönüşüm için bekleme lüksümüz yok. Çünkü değişim farklı bir zaman anlayışına sahip; size çarpmadan farkına varamıyorsunuz. Bazen yavaş yavaş ilerliyor ve hayatınızı gerçekten etkilemeye başlamadan gelmekte olduğunu anlayamıyorsunuz. Bazen de o kadar hızlı geliyor ki, size tam anlamıyla bir sürpriz yapıyor; etkisini aniden fark ediyorsunuz ve sizi dönüşüme zorluyor. Değişimin sürpriz yaparak bizi zorla dönüştürmesinden önce değişim süreçlerinin parçası haline gelerek hazırlanmamız ve tetikte olmamız gerekiyor.

Bu nedenle biz Siemens’te, Dijital Olgunluk Endeksi projemizle çalışanlarımızın dijitalizasyon yetkinlik seviyelerini ölçmelerini sağlıyoruz ve onlara kendi bulundukları seviyeye göre eğitim ve gelişim planları sunuyoruz. Ayrıca kendi görevlerini tanımlamalarını istiyoruz, böylece geleceklerini de tanımlıyorlar ve dijitalizasyonun hızı karşısında sürpriz yaşamıyorlar.

Siemens olarak, tarihimiz boyunca yeni teknolojilerin ve dijital trendlerin geliştirilmesinde sorumluluk üstlendik ve “en erken benimseyenler” arasında yer aldık. Böylece inovasyona, değişime ve dönüşüme öncülük ettik. Öncü olmakla da kalmadık, tüm dünyada ve Türkiye’de dijital dönüşümün rehberi olma, şirketlere yol gösterme misyonunu da üstlendik.

Bu bakış açısıyla kendi değişim ve dönüşümümüzü hızlandırmak üzere dört yıl önce Vizyon 2020 stratejimizi geliştirdik. Bu vizyonla yürüdüğümüz yolda başarılı olduk. Bugün hemen hemen bütün işletmelerimiz eskisinden çok daha kârlı, müşteri memnuniyetimiz çok üst düzeyde ve Dijital Fabrika bölümümüz endüstriyel dijitalizasyonda pazar lideri konumunda. Ama değişim durmuyor, devam ediyor. Bu nedenle biz de vizyonumuzu bu yıl bir üst seviyeye taşıdık ve Vizyon 2020+ planını oluşturduk.

Vizyon 2020+ kapsamında “tek tip” yapıdan, pazardaki yıkıcı trendlere ve konsolidasyona kolay uyum sağlayabilecek, amaç ve pazar odaklı bir yapıya geçiyoruz. Amacımız, topluma hizmet etmek ve tüm paydaşlarımız için değer yaratmak. Başarılarımızı sürdürmek ve uzun vadede daha fazla değer yaratmak için sadeleştirilmiş ve daha yalın bir şirket yapısını uygulamaya alıyoruz. Yeni ve gelişmiş yapımız, pazardaki önemli trendlere eskisinden çok daha hızlı yanıt vermemizi ve inovatif sistemleri daha da hızlı geliştirmemizi sağlayacak.

Değişiyoruz çünkü dünyamız bu değişimi kaçınılmaz kılıyor.

Değişiyoruz çünkü hizmet verdiğimiz pazarlarda kapsamlı değişimler yaşanıyor.

Ama bu değişim yeterli mi?

Türkiye ekonomisinin layık olduğu yere ulaşması, toplumun refah seviyesinin artırılması için tüm özel sektör ve kamu kuruluşlarının hep birlikte değişmesi, dönüşmesi, dijital çağın avantajlarından faydalanması gerekiyor. Bu ancak devlet, özel sektör ve akademinin iş birliği içinde çalışmasıyla mümkün olabilir.

Dijitalizasyonda başarılı olabilmemizin yolu, inovasyondan ve eğitimden geçiyor. Son teknolojileri ve inovatif çözümleri kendi ülkemizde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için yeni Ar-Ge fabrikalarına ihtiyaç var. Bu noktada kamu kuruluşlarının destekleri ve özel sektörle yürütülecek ortak projeler büyük önem taşıyor.

Bunları gerçekleştirmek için de nitelikli, yetişmiş insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu doğrultuda sanayi ve akademi arasındaki iletişimin geliştirilmesi ve gençlerimizi potansiyellerinin açığa çıkarılması şart.

162 yıldır ülke ekonomisine ve topluma değer yaratmak için bu topraklarda faaliyet gösteren Siemens Türkiye olarak, her zaman olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarımızı ülkemizdeki dijital dönüşümün hızlandırılması için kullanmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda üniversitelerle ve kamu kuruluşlarıyla hali hazırda yaptığımız iş birliklerini artırmak, geliştirmek, aramızdaki bağları güçlendirmek ve yeni çalışmalara imza atmak en büyük isteğimiz.

]]>
https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/feed/ 2