Gelişim – Hüseyin Gelis https://gelis.org Fri, 13 Sep 2019 12:32:28 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Operayla Geçen 21 Yıl https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/ https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/#respond Fri, 13 Sep 2019 11:54:47 +0000 https://gelis.org/?p=2261 Siemens olarak Türkiye’de 160 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz, bu da hayli uzun bir süre. Biz, buradaki var oluşumuzu hep uzun vadeli düşündük ve hizmetlerimizi bu kapsamda değerlendirdik. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı da bu çerçevede ele aldık. Bir projeye başlarken, uzun vadede nasıl geliştirebiliriz diye kafa yorarak yola çıktık. Çünkü tek seferlik bir destekten ziyade; başlatmayı, büyütmeyi, farklı seviyelere getirmeyi, kapsamını ve değerini artırmayı önemsiyoruz. Gelenekselleştirdiğimiz Siemens Opera Yarışması da böyle bir örnek. Sıfırdan başladı ve 21 yıl içerisinde dünya sahnelerinde yer bulan onlarca farklı sanatçımıza dokundu; dokunmaya da devam ediyor.

Projeye başlarken de devamında da aslında öncülümüz hep şu oldu; Türkiye’de çok yetenekli gençlerimiz ve sanatçılarımız var. Bu gençlerimize farklı platformlarda imkân yaratmaya çalışmak bizim için hep motivasyon ve heyecan kaynağı oldu.

İşin bence bir diğer önemli boyutu da; marka olgusu… Marka olabilmek ve o markanın ismini itibarla yaşatmaya devam etmek çok uzun zaman ve emek istiyor. Ve bu sanatçılar ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil ettiğinde aslında Türkiye adına, Türkiye markasına büyük değer katıyorlar.

Siemens’te çalıştığım 43 yılı aşkın süre içinde 7 farklı ülkede görev yaptım. Her ülkenin kendine özgü dinamikleri ve müzikal, ekonomik ve siyasi akışları olduğuna şahit oldum. Ama beni en çok büyüleyen şey, farklı araçların insanları daima bir araya getirebilmesi oldu. Bu enstrümanlar bazen spor, bazen mutfak, bazen de sanat olabiliyor. Özellikle de uzmanlar, yetkililer kendilerini bir çıkmazda hissettiklerinde, bu araçlar hemen devreye giriyor ve iletişim kapılarını ardına kadar açabiliyor.

Ne mutlu bize ki; biz bunu 21 yıldır yapıyoruz. İnsanın aklına “Ars longa, vita brevis” dizesi geliyor. Hipokrat’tan alıntılanarak Latinceye geçen bu ifade, “Sanat uzun, hayat kısa” anlamına geliyor. Aslında Hipokrat bu sözü, bir sanat olarak kabul ettiği tıp bilimi için söylemiş. Devamında da şöyle demiş: “Ve fırsatlar uçucu, tecrübe etmek riskli, karar vermek ise zor”. Yani bir konuda uzmanlaşmak, zanaat ya da sanat sahibi olmak için çokça zaman, emek ve uğraş gerekiyor. Ömrümüz ise bunca cefaya kıyasla kısa kalıyor. Oysa başka türlü bir bakış açısı da olası. Çünkü bir ömür adayarak elde edilen sanat, kişiyi sonunda ölümsüz kılıyor. Zaten sanatçının hayali de bu değil midir?

Siemens Opera Yarışması’na bakınca gördüğüm de 21 yıl boyunca hep aynı şekilde düzenlenen, hiç değişmeyen bir etkinlik değil. Aksine, katman katman büyüyen, tecrübeyle geliştirilen, gençlerin sanata olan heyecanı ve hevesiyle kıymetlenen bir kartopu görüyorum. Ve katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Son sözü ise Çaykovski’ye bırakıyorum:

Müzik gerçekten de Tanrı’nın, karanlığın içinde dolaşan insanlığa verdiği en güzel hediyedir. Sadece müzik ruhlarımızı sakinleştirebilir, aydınlatabilir ve yatıştırabilir. Müzik gerçek bir dosttur, sığınaktır, bizi avutur ve hayatı yaşamaya değer kılar. Belki de cennette müzik olmayacak. Bu yüzden yaşadığımız sürece şu fani hayatımızı ona adayalım.”

]]>
https://gelis.org/tr/2019/09/13/operayla-gecen-21-yil/feed/ 0
Vizyon 2020+ ile dijitalizasyonu hızlandırıyoruz https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/ https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/#comments Thu, 08 Nov 2018 07:01:57 +0000 http://gelis.org/test/?p=347 Kelebeğin yaşam döngüsü, bize değişerek gelişmenin ve bu sayede mükemmeli hedeflemenin hem gerekliliğini hem de görkemini tasvir eder. Dijital çağ bu dönüşüm için hepimize pek çok fırsat sunuyor. 

Dijital çağ, uyum becerisi olan şirketler için avantaj yaratırken diğerleri için ise sonun başlangıcı. Günümüzde oyunun kuralları hızla değişiyor. Bugüne kadar ilk 100 arasında yer alan çok büyük şirketlerin bazıları yok oluyor ama yepyeni şirketler ortaya çıkıp hızla ilk sıralara yerleşiyor. Yeni çağ, değişmeyi, dönüşmeyi gerektiriyor. Artık başarının olmazsa olmazı hız, çeviklik ve uyum becerisi. Yakın gelecekte ancak ve ancak dijital dönüşüme hızla ayak uydurabilen şirketler ayakta kalabilecek.

Geçmişte şirketler değişim ve dönüşüm çalışmalarını bir sıkıntı yaşadıklarında hızlandırırlardı. Artık günümüzde dönüşüm için bekleme lüksümüz yok. Çünkü değişim farklı bir zaman anlayışına sahip; size çarpmadan farkına varamıyorsunuz. Bazen yavaş yavaş ilerliyor ve hayatınızı gerçekten etkilemeye başlamadan gelmekte olduğunu anlayamıyorsunuz. Bazen de o kadar hızlı geliyor ki, size tam anlamıyla bir sürpriz yapıyor; etkisini aniden fark ediyorsunuz ve sizi dönüşüme zorluyor. Değişimin sürpriz yaparak bizi zorla dönüştürmesinden önce değişim süreçlerinin parçası haline gelerek hazırlanmamız ve tetikte olmamız gerekiyor.

Bu nedenle biz Siemens’te, Dijital Olgunluk Endeksi projemizle çalışanlarımızın dijitalizasyon yetkinlik seviyelerini ölçmelerini sağlıyoruz ve onlara kendi bulundukları seviyeye göre eğitim ve gelişim planları sunuyoruz. Ayrıca kendi görevlerini tanımlamalarını istiyoruz, böylece geleceklerini de tanımlıyorlar ve dijitalizasyonun hızı karşısında sürpriz yaşamıyorlar.

Siemens olarak, tarihimiz boyunca yeni teknolojilerin ve dijital trendlerin geliştirilmesinde sorumluluk üstlendik ve “en erken benimseyenler” arasında yer aldık. Böylece inovasyona, değişime ve dönüşüme öncülük ettik. Öncü olmakla da kalmadık, tüm dünyada ve Türkiye’de dijital dönüşümün rehberi olma, şirketlere yol gösterme misyonunu da üstlendik.

Bu bakış açısıyla kendi değişim ve dönüşümümüzü hızlandırmak üzere dört yıl önce Vizyon 2020 stratejimizi geliştirdik. Bu vizyonla yürüdüğümüz yolda başarılı olduk. Bugün hemen hemen bütün işletmelerimiz eskisinden çok daha kârlı, müşteri memnuniyetimiz çok üst düzeyde ve Dijital Fabrika bölümümüz endüstriyel dijitalizasyonda pazar lideri konumunda. Ama değişim durmuyor, devam ediyor. Bu nedenle biz de vizyonumuzu bu yıl bir üst seviyeye taşıdık ve Vizyon 2020+ planını oluşturduk.

Vizyon 2020+ kapsamında “tek tip” yapıdan, pazardaki yıkıcı trendlere ve konsolidasyona kolay uyum sağlayabilecek, amaç ve pazar odaklı bir yapıya geçiyoruz. Amacımız, topluma hizmet etmek ve tüm paydaşlarımız için değer yaratmak. Başarılarımızı sürdürmek ve uzun vadede daha fazla değer yaratmak için sadeleştirilmiş ve daha yalın bir şirket yapısını uygulamaya alıyoruz. Yeni ve gelişmiş yapımız, pazardaki önemli trendlere eskisinden çok daha hızlı yanıt vermemizi ve inovatif sistemleri daha da hızlı geliştirmemizi sağlayacak.

Değişiyoruz çünkü dünyamız bu değişimi kaçınılmaz kılıyor.

Değişiyoruz çünkü hizmet verdiğimiz pazarlarda kapsamlı değişimler yaşanıyor.

Ama bu değişim yeterli mi?

Türkiye ekonomisinin layık olduğu yere ulaşması, toplumun refah seviyesinin artırılması için tüm özel sektör ve kamu kuruluşlarının hep birlikte değişmesi, dönüşmesi, dijital çağın avantajlarından faydalanması gerekiyor. Bu ancak devlet, özel sektör ve akademinin iş birliği içinde çalışmasıyla mümkün olabilir.

Dijitalizasyonda başarılı olabilmemizin yolu, inovasyondan ve eğitimden geçiyor. Son teknolojileri ve inovatif çözümleri kendi ülkemizde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için yeni Ar-Ge fabrikalarına ihtiyaç var. Bu noktada kamu kuruluşlarının destekleri ve özel sektörle yürütülecek ortak projeler büyük önem taşıyor.

Bunları gerçekleştirmek için de nitelikli, yetişmiş insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu doğrultuda sanayi ve akademi arasındaki iletişimin geliştirilmesi ve gençlerimizi potansiyellerinin açığa çıkarılması şart.

162 yıldır ülke ekonomisine ve topluma değer yaratmak için bu topraklarda faaliyet gösteren Siemens Türkiye olarak, her zaman olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarımızı ülkemizdeki dijital dönüşümün hızlandırılması için kullanmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda üniversitelerle ve kamu kuruluşlarıyla hali hazırda yaptığımız iş birliklerini artırmak, geliştirmek, aramızdaki bağları güçlendirmek ve yeni çalışmalara imza atmak en büyük isteğimiz.

]]>
https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/feed/ 2
“Siemens Türkiye Topluma Katkı” raporu yayınlandı https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/ https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/#respond Fri, 18 Nov 2016 15:48:43 +0000 http://gelis.org/test/?p=367 Siemens olarak bu yıl Türkiye’de 160. Yılımızı kutluyoruz. 1856 yılından bu yana bu topraklarda yalnızca ekonomik faaliyette bulunmuyor, topluma farklı alanlarda katkılar sağlıyoruz.

Sürekli değişen uluslararası iş ortamı bizleri büyüme ve işimizin başarısı ile ilgili yeni bir düşünce sistemine yönlendiriyor. Şirketlerin artık üretimi artırmak ve kısa vadeli finansal gelir elde etmek gibi geleneksel parametrelerin ötesinde bir büyüme vizyonuna sahip olmaları; aynı zamanda sosyal ve çevresel alanlarda yarattıkları etkileri de dikkate almaları gerekiyor. İçinde yaşadığımız topluma karşı olan sorumluluğumuz daha önce hiç olmadığı kadar önemli…

Bir şirketin başarılı olduğunu gösteren parametreler her geçen gün değişiyor. Artık bir ticari kuruluşun başarısının ciro rakamı ile ya da fabrika sayısı ile değerlendirildiği günler geride kalıyor. Bir şirketin başarısından söz edildiğinde faaliyet gösterdiği ülkeye uzun vadeli katkıları nelerdir ona bakmak gerekiyor. Yatırımcılar da yatırım yapacakları zaman uzun vadeye bakıyorlar. Ayrıca çalışanlar da şirketlerinin dünyamız için, yarınlarımız ve çocuklarımız için yarattığı gerçek toplumsal katkıyı ölçülebilir biçimde görmek ve bununla gurur duymak istiyor.

Bu doğrultuda beni ve tüm Siemens Türkiye ailesini çok heyecanlandıran bir projeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’deki 160. yılımızda Siemens’in Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimine olan katkısını nicelik ve nitelik olarak ölçmeye karar verdik ve Siemens Türkiye olarak tüm deneyimimizi ve tarihsel birikimimizi kullanarak, Türkiye’deki operasyonlarımızın Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve toplumsal hayata sağladığı katkıları ortaya koyduk.

Tüm bu sonuçları içeren ‘Siemens Türkiye Topluma Katkı’ raporumuzu Eylül 2016 itibarıyla yayınladık. Raporla ilgili detaylı bilgileri önümüzdeki günlerde çeşitli yazılarımda paylaşmayı planlıyorum ancak şimdilik raporun pdf formatına http://www.siemens.com.tr/B2S adresinden erişebilirsiniz. Bir şirketin faaliyetlerinin toplumsal gelişime nasıl katkıda bulunduğunu net bir biçimde gösteren bu raporun diğer şirketlere de örnek olması dileğiyle.

]]>
https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/feed/ 0
Rosetta Stone’dan Kuyruklu Yıldız’a, Aya Yolculuk’tan Yıldızlara Seyahat’e https://gelis.org/tr/2014/11/12/rosetta-stonedan-kuyruklu-yildiza-aya-yolculuktan-yildizlara-seyahate/ https://gelis.org/tr/2014/11/12/rosetta-stonedan-kuyruklu-yildiza-aya-yolculuktan-yildizlara-seyahate/#respond Wed, 12 Nov 2014 09:13:23 +0000 https://gelis.org/?p=862 2200 yıl önce 3 ayrı dilde yazılan ve hiyeroglif yazısının deşifre edilmesine sebep olarak önemi bir kat daha artan Rosetta Stone, bugün insanlık tarihinde ilk kez bir kuyruklu yıldız’a iniş yapılmasını sağlayan ‘Rosetta’ uzay projesi ile gündeme geliyor.

Bugün Türkiye saati ile 18.00 sıralarında “67P/Çuryumov-Gerasimenko Kuyruklu Yıldızı”na iniş yapacak olan Rosetta uzay aracına bağlı Philae isimli modül, yüzlerce yıl boyunca ‘felaket habercisi’ olarak bilinen bir nesneye, bir kuyruklu yıldıza dair müthiş bilgiler edinmemizi sağlayacak.1700’lü yıllarda Baron von Münchhausen ile ‘bir top güllesine binerek uçmayı’, 1800’lerin sonunda Jules Verne’le aya yolculuğu hayal etmiş olan insanoğlu, teknoloji ve data çağında galaksiye dair bilgilerini genişletme yolunda hızla ilerliyor. Bizleri çok şaşırtacağını düşündüğüm bu bilgilerin galaksiyi, enerji kaynağımız güneşi tanımak açısından çok kıymetli olacakları kesin.

Rosetta, bir kuyruklu yıldıza inmenin dışında vizyoner ve uzun vadeli düşünmenin somut sonuçlarını ortaya koymak açısından en çarpıcı örneklerden biri. Soru şu: Bu vizyoner yaklaşımda ülke olarak biz ne zaman yer alacağız?

]]>
https://gelis.org/tr/2014/11/12/rosetta-stonedan-kuyruklu-yildiza-aya-yolculuktan-yildizlara-seyahate/feed/ 0
“Keşke!” demeden önce https://gelis.org/tr/2014/07/08/keske-demeden-once/ https://gelis.org/tr/2014/07/08/keske-demeden-once/#respond Tue, 08 Jul 2014 09:01:19 +0000 https://gelis.org/?p=882 Kısa bir süre önce İstanbul’da, 2014 Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (EMEA) Çevre, Sağlık ve Güvenlik Konferansı’nı (EHS Conference) gerçekleştirdik. Bu konferans vesilesiyle şirketteki arkadaşlarımız çevre, sağlık ve güvenlik konularının neden bu kadar önemli olduğu ve neden her daim yüksek kaliteli standartlar uygulamamız gerektiğini bir kez daha konuşma fırsatı buldu.

Pek çok açıdan lider olmayı hedefleyen bir şirket olarak biz Siemens’te EHS (Çevre Sağlık Güvenlik) konusunu dikkatle ele alınması, yatırım yapılması ve yüksek standartların belirlenmesi gereken çok önemli konulardan biri olarak görüyoruz. Yüksek standartlarıyla lider şirketler arasında önemli bir örnek haline gelen Siemens’te bizler, EHS konusunun hem itibarımızı hem de güvenilirliğimizi arttırdığının farkındayız. EHS yaklaşımımız, rekabet gücümüzü de yükseltiyor ve “herkes için sorumluluk” hususunda Siemens’i farklı kılıyor. Bu durumun, ‘sorumluluk’ inancıyla iş hayatında faaliyet gösteren diğer tüm şirketler için de geçerli olması gerektiği kanısındayım.

Hepimizin bildiği gibi Türkiye, gelişme hızına paralel olarak üretim kapasitesi ve işgücü katılımı da gün geçtikçe artan, hızla gelişen dinamik bir ülke. Bu nedenle EHS uygulamalarındaki sıkıntılar da büyük önem arzediyor. Türkiye’nin yıllardır karşılaştığı zorlukları gözönüne aldığımızda ülkeye çevre, sağlık ve güvenlik gibi alanlarda çokuluslu uzmanlık, uygulama stratejileri ve en iyi örnekleri taşıyabilecek bizim gibi şirketler için Türkiye’de yapacak çok iş olduğu görülür. Sağlık ve Güvenlik konulu Türk Mevzuatı’nda AB Direktifleri’nin benimsenmesine ve bu mevzuatın 2013 yılında yürürlüğe girmesine rağmen, ülkemizdeki pek çok işyerinde halen yüksek çalışma risklerinin olduğunu görüyorum. Ne yazık ki, işyerlerinde hayati önem taşıyan bu standartların eksikliğinden kaynaklanan pek çok acı yaşadık. Soma’da meydana gelen ve 301 kişinin hayatına mal olan maden kazasından çıkarmamız gereken çok ciddi dersler var. Bu nedenle, hızla büyüyen ülkemizde EHS standartlarının en uygun hale getirilmesinde Siemens gibi şirketlerin katkıları ve uygulamaları hayati önem taşıyor.

Güvenli bir yaşamı sürekli kılmak her gün kendimizden en büyük beklentimiz olmalı. Bu durum sadece iş hayatımızla değil, günlük hayatımızla da ilgili. Siemens’te bizler, “Zero Harm” (sıfır zarar) kültürünü benimsedik ve bunun tüm çalışanlarımız için örnek teşkil etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Birer anne-baba, birer aile üyesi ve toplumun bir parçası olarak sizler de, ‘çevre, güvenlik ve sağlık’ konularının her zaman öncelikli olması gerektiğini düşünmüyor musunuz? Muazzam bir genç nüfusa sahip gelişen bir ülke olarak, şu anda bu konunun bizler için her zamankinden çok daha önemli olduğuna inanıyorum. Hepimizin iyiliği için…

]]>
https://gelis.org/tr/2014/07/08/keske-demeden-once/feed/ 0
3 İpucu Serisi: “İnovasyon’u besleyen 3 temel unsur” https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/ https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/#respond Thu, 03 Oct 2013 14:29:44 +0000 https://gelis.org/?p=476 İnovasyon, bir ülkeye pek çok farklı yön getirir; uzun vadeli büyümeye katkıda bulunur, istihdam yaratır ve o ülkenin ‘rekabetçi’ olmasını veya ‘rekabetçi’ pozisyonunu korumasını sağlar. Şuna içtenlikle inanıyorum ki sorumlu – iyiye yönelik – bir inovasyon anlayışına sahip olduğumuz sürece dünya gelişmeye, ilerlemeye devam edecek.

Yeni” kavramı kültürel kodlara da dayanan bir “şüpheciliği” de beraberinde getiriyor elbette. Örneğin, Türkçe’deki karşılığı “yeni” olan İngilizce “new” kelimesi, Latince “yabancı, tuhaf” anlamındaki “novitas” kelimesinden geliyor. Belki de bu nedenle bir çok toplum, yeni sayılabilecek bir fikrin üzerinde çalışarak onu daha da geliştirmeyi (evrimci yaklaşımı), tamamen yeni fikirler geliştirmekten (devrimci yaklaşımdan) daha tercih edilir buluyor.

Peki inovasyonun gelişmesini garanti altına alabilecek temel unsurlar neler olabilir? Bu noktada Dr. Heinrich von Pierer ve Dr. Bolko von Oetinger’in “Das Neue” (‘Yeni’) adlı kitabından derlediğim üç ipucunu paylaşmak istiyorum:

  1. Küresel perspektiflere açık olduğunda çok çeşitli ve orijinal yenilikler yaratabilen “özgür bir ruh”
  2. Eskiden caz sanatçılarının eleştirilmeden, özgürce farklı şeyler deneyebilmek için kullandıkları “ahşap samanlıklar” gibi kendimize “sanal samanlıklar” yaratmak
  3. Kendinden emin ve yaratıcılığın gücünü tamamen destekleyen bir yaklaşıma sahip olmak

Bunları bir araya getirmek, inovasyon’u desteklemenin olmazsa olmaz temel faktörlerini bir araya getirmek anlamına gelecektir.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/feed/ 0