Güven – Hüseyin Gelis https://gelis.org Wed, 26 Dec 2018 13:53:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Yenilenebilir Enerjinin Önemi https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/ https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/#respond Sun, 06 Aug 2017 15:40:15 +0000 http://gelis.org/test/?p=359 Yoğun bir gündemin içindeyiz. Hızla değişen bir dünyada her gün pek çok farklı konuyla karşılaşıyoruz, birçoğuyla birebir ilgileniyoruz.

Tam da bu nedenle önceliklerimiz de çok hızlı değişiyor. Öyle ki bazen kendimi hangi konuya öncelik vereceğimi ya da hangi konuda yorum yapacağımı sorgularken buluyorum.

Fakat bakıyorum ki, ekonomimizin temelini oluşturan dayanaklar hariç, her şey değişse bile sabit kalan tek unsur yine ve daima GÜVEN oluyor.

Ekonomi kavramı hepimizin hayatını etkileyen önemli bir konu ve temelinde GÜVEN yatıyor.

Güven konusunda, 12 Şubat 2014 tarihinde yazmış olduğum bir yazıyı bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum​.​

Bu hafta ülkemizde en çok rağbet gören konulardan biri Yenilenebilir Enerji oldu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın YEKA projesi çerçevesinde düzenlediği bin megavatlık Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihalesini Siemens Gamesa – Türkerler – Kalyon ortak girişimi ile kazanmış olduk.

Ülkemizin en önemli rüzgar projesini gerçekleştirmeye layık görüldük.

Bu karar bana, bizler için ifade ettiği onurdan öte, aynı zamanda ne kadar büyük bir sorumluluk üstlendiğimizi de hatırlatıyor. Bu sorumluluğu bilgi birikimimizle, uzmanlığımızla, teknolojimizle ve Türkiye’deki 160 yıllık tarihçemiz boyunca edindiğimiz tecrübelerimizle yerine getireceğimize inancım tam.

Yenilenebilir Enerji, ülkemiz için her bakımdan önemli yatırım alanlarından biri.

Bağımsız bir enerji portföyüne sahip olmak istiyorsak enerji yelpazemizi geniş tutmamız, özellikle de “Yenilenebilir Enerji”ye odaklanmamız gerekiyor.

Hükümetimize bu konudaki vizyoner yaklaşımı ve böyle bir yatırım iklimini oluşturduğu için teşekkür ediyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/feed/ 0
Ülke olarak zor bir zamandan geçiyoruz. https://gelis.org/tr/2016/07/21/ulke-olarak-zor-bir-zamandan-geciyoruz/ https://gelis.org/tr/2016/07/21/ulke-olarak-zor-bir-zamandan-geciyoruz/#respond Thu, 21 Jul 2016 10:38:29 +0000 https://gelis.org/?p=904 Klişeler bazen fazla ‘klişe’ ve hiçbir şey söylemiyor gibi görünebilirler ama aslında uzun zamanlardan, genellikle de zorlu tecrübelerden süzülüp gelirler.

Şu anda gerçekten de ‘birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz’, birbirimize en fazla kenetlenmemiz ve daha önce başka vesilelerle de belirttiğim üzere ülkemize en çok güvenmemizgereken bir dönemin içindeyiz. (“Ülkemize Güvenmek”)

Türkiye gibi hem köklü bir tarihi bulunan hem de son derece büyük bir potansiyele sahip bir ülke için demokrasiden başka yol yoktur. Bu sebeple temel demokratik değerlere ve haklara sonuna kadar sahip çıkmalıyız. Daha evvel de zorlu badireler atlatan ülkemiz, bundan sonra da modern dünyanın, gelişme yolunda emin adımlarla ilerleyen bir üyesi olarak kalmaya devam edecektir. Bundan şüphe etmiyorum.

Umudumuzu ve moralimizi hep yüksek tutmak, yalnızca kendimize ve ülkemize değil yarınlarımız olan çocuklarımıza karşı da görevimizdir. Her birimiz, her ne işle uğraşıyor isek onu en iyi biçimde yapmaya devam etmeliyiz. En zorlu zamanları nasıl atlattığınız, ne kadar güçlü olduğunuzun en iyi göstergesidir.

Daha önce de benzer durumlardan ve pek çok ağır krizden çıkmayı başaran bir ülke olarak Türkiye’ye güvenimizde hiçbir değişiklik yoktur. Bunu yakın dönemde yaşanan başka üzücü olaylar sonrasında da ifade etmiştik (‘Türkiye’ye inanıyoruz, yanınızdayız’). Siemens olarak Türkiye’de 160. yılımızı kutlayabiliyor olmamız bu güvenin hiçbir zaman sarsıntıya uğramamasından kaynaklanmıştır.

Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki demokratik bir ülkede daha aydınlık yarınlara hep beraber yol alabilmek adına bir arada durmalı ve yaptığımız iş her ne ise onu en iyi şekilde yapmaya devam etmeliyiz.

Ülkemiz ve hepimiz için en iyi dileklerimle

]]>
https://gelis.org/tr/2016/07/21/ulke-olarak-zor-bir-zamandan-geciyoruz/feed/ 0
3 İpucu Serisi: Şirketler ve “Uzun Ömür” https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/ https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/#respond Mon, 27 Jul 2015 15:27:05 +0000 http://gelis.org/test/?p=357 Siemens olarak 2016 yılında Türkiye de 160. yıl dönümümüzü kutlayacağız. 1847 yılında Almanya’da kurulan Siemens, kuruluşundan yalnızca 9 yıl sonra Osmanlı topraklarında faaliyet göstermeye başlamış. Bugün dünyanın her yerinde faaliyet gösteren şirketin, 1847 yılındaki kuruluşunda bir hayal ve vizyonla yola çıktığını biliyoruz. Tabii ki her girişimcinin yola çıkarken bir hayali vardır: Hayat verdiği oluşumu başarıya ulaştırmak ve girişimini / şirketini çocuklarına, hatta mümkünse daha ileri nesillere bırakmak. Yani uzun ömürlü bir girişimi hayata geçirmek. Siemens’in kurucusu Werner von Siemens’in “Şirketimin geleceğini kısa vadeli karlar için satmam” sözünü hatırlıyorum. Peki bu kolay mı? Bir şirketi kurarken uzun ömürlü olması için temelde neye dikkat edilmesi gerekiyor? Tabii ki çok dikkat edilmesi gereken unsurlar vardır fakat bunların bence en kritik olanları 3 ipucu başlığı altında paylaşabilirim

  • Güven inşa etmek – tüm paydaşlara (müşteri, çalışan ve ortaklar gibi).
  • Bir ‘şirket ruhu’ yaratarak onu ‘zamanın ruhu’ ile senkronize etmek.
  • Başkalarının henüz yapmadığı bir şeyi yapmak.

“Bunları söylemek kolay” diyebilirsiniz, “peki bu maratonu nasıl koşarsak hedefe ulaşırız”? Güven inşa etmek konusunun net olduğunu düşünmekle beraber bunu ‘her zaman en öncelikle akılda tutulması gereken’ bir nokta olarak çok önemsiyorum: Eğer iş yapış felsefeniz ürün veya hizmet sunduğunuz kişilerde, müşterilerinizde güven uyandırmıyorsa değil on yıllar sonrasına, birkaç yıl sonrasına bile ayakta kalmak mümkün olmayabilir. Bu sebeple öncelikle iş yapılan kişilerde ve ortamda ‘güven’ inşa etmek gerekir, kendinizden fedakarlık etmek pahasına da olsa.

Güvenilir bir şirket, bir marka kurduk, peki şimdi ne yapmalıyız? Şirketinizin, markanızın hem içeriden hem de dışarıdan hissedilen, yaşatılan bir ‘ruhu’ olmalı. Sizinle çalışan insanlar, çalışanlarınız veya müşterileriniz olsun, o ruhu net bir şekilde görebilmeli ve hissetmeli. Bu ruhu besleyip büyütebilmenin, ayakta tutabilmenin yolu ise onu ‘zamanın ruhu’ ve yeniliklerle ile eşzamanlı hale getirebilmenizden geçer. Temel yetkinliklerinizin, ne’yi en iyi yaptığınızın her zaman farkında olmaya devam edilmeli ama bu farkındalığı zamanın ruhuna, gerekliliklerine göre değiştirmekten, geliştirmekten korkmamalı.

Geleceğin yolunun takipçilerden ziyade takip edilenlere açık olduğunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Bu sebeple son olarak, ‘başkalarının henüz yapmamış olduğu bir şeyi başarmak – yepyeni bir ürün veya iş modeli geliştirmek – gerekliliğinin’ altını çizmek isterim. Tekrarlamaktan hiç kaçınmadığım bir konu var: Devrimci inovasyonlara mı imza atmalıyız, evrimci inovasyonlara mı? İnovasyonu insanlar gerçekleştirir, siz, ben, şu an mühendislik veya uluslararası ilişkiler okuyan çocuğunuz, tarlasından daha verimli faydalanmak isteyen dikkatli bir çiftçi, herkes. Eğer daha önce yapılmamış, ilk kez sizin ortaya koyduğunuz bir şey yapıyorsanız bir ‘devrimin’ kapısını aralıyorsunuz demektir. O araladığınız kapının önünde, sunduğunuz ürüne, hizmete, çözüme, fikre erişmek isteyen sayısız insan sıraya girmiş, sizi yarınlara taşımak için bekliyor olacak. Güven inşa etmiş, ruhu olan ve zamanın gerekliliklerini yerine getiren yenilikçi bir girişimin, markanın, şirketin ise daha gidecek ‘upuzun’ bir yolu. Aynı durumun yalnızca şirketler, markalar için değil yaşadığımız ülke için de geçerli olduğunu unutmadan ve ülkemize güvenmekten vazgeçmeden, uzun vadeli başarılar için çalışmaya devam etmek ümidiyle…

]]>
https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/feed/ 0
Bir şirket nasıl 160. yılına erişir? https://gelis.org/tr/2015/03/16/bir-sirket-nasil-160-yilina-erisir/ https://gelis.org/tr/2015/03/16/bir-sirket-nasil-160-yilina-erisir/#respond Mon, 16 Mar 2015 09:22:26 +0000 https://gelis.org/?p=528 Siemens olarak önümüzdeki yıl, Türkiye’deki 160. yılımızı kutlayacağız. Bir şirket için bu kadar uzun bir tarihçe, yalnızca bu topraklarda değil, dünyada da eşine az rastlanan bir durum. Peki, bir şirket nasıl yüz altmışıncı (160.) yılına erişir? Başka bir deyişle, nesiller boyunca hizmet vermeyi nasıl başarır?

Bu sorunun ilk cevabı: Güven. Güven ve sürdürülebilirlik aslında başarının temelini oluşturuyor. Bildiğiniz üzere ‘marka’ kelimesinin asıl değeri markanın size verdiği ‘söz’den gelir. Biz markamızla verdiğimiz sözleri daima tutmayı, müşterilerimizin güvenini boşa çıkarmamayı başardık.

Bunları takip eden başka unsurlar da var: Her zaman son teknolojiyi sunmak ve yüksek bir motivasyonla hizmet vermek. Bunlar bizi Siemens olarak, bu topraklarda iki asır öncesinden, 1856’dan bugüne ulaştıran en önemli unsurlar.

Ve bir başka kayda değer etken daha: ‘Uyum Kabiliyeti’. 160 yıldan bu yana Türkiye’de pek çok şey değişti. Bir imparatorluktan Cumhuriyet düzenine geçiş yaptık. Nesiller değişti, isimler değişti. Yönetim yapılarımız değişti. Ama biz Siemens olarak her durumda uyum sağlamayı ve günün ihtiyacı neyse ona uygun hizmet sunabilmeyi başardık. Bu da hem küresel, hem de yerel bir şirket olabilmekle doğrudan ilgili bir durum.

Bugün bize şirketimiz hakkında söylenen ve çok hoşuma giden bir cümle var: “Evet, biz Siemens’i tanıyoruz: Siemens, Alman kökenli bir Türk şirketidir.” Ben bundan büyük memnuniyet duyuyorum. Ve bunu mümkün kılan tüm etkenleri bundan sonra da sürdürülebilir kılmak üzere çalışacağımızı belirtmek istiyorum. Ülkemize güveniyoruz.

Daha fazlası için : www.gelis.org/ulkemize-guvenmek

]]>
https://gelis.org/tr/2015/03/16/bir-sirket-nasil-160-yilina-erisir/feed/ 0
Ülkemize Güvenmek https://gelis.org/tr/2014/02/12/ulkemize-guvenmek/ https://gelis.org/tr/2014/02/12/ulkemize-guvenmek/#respond Wed, 12 Feb 2014 14:50:37 +0000 https://gelis.org/?p=967 Kısa bir süre önce Almanya’daydım. Tüm dünyada başarı göstermiş olan en büyük KOBİ’lerin liderlerinin davetli olduğu bir toplantıya konuşmacı olarak ben de davet edilmiştim. Malum, bana Türkiye’yi ve Türkiye’nin bugünkü durumunu sordular. Onlara Türkiye’yi anlattım. Toplantı konumuz siyasi içerikli olmadığından, ekonomik anlamda sorularını yanıtlamaya çalıştım. Türkiye’nin büyük bir ilginin odağında olduğunu söylemeliyim. Bu toplantıda bunu bir kez daha gördüm.

Türkiye’nin durumunu değerlendirdiğimde, sadece zor zamanlardaki Türkiye değil, sadece var olan problemleriyle bir Türkiye değil, aksine; ileriye doğru, istikbalimizi hedef alan bir bakış açısıyla düşüncelerimi bir de satırlara aktarmak istedim. Aslında bir iş insanı olarak, ülkemizi bu kapsamda değerlendirip, dışarıya bu bakış açısıyla yönlenmemiz gerektiğini düşünmekteyim. Tabii ki problemlerimiz yok, demiyorum; sıkıntılarımız, sorunlarımız var; ancak bu sorunları çözmeye odaklanmalıyız.Türkiye’ye, Türkiye’nin geleceğine bir borcumuz ve sorumluluğumuz var. Ülkemize olan güvenimizi dışarıya yansıtmamız gerektiğini düşünüyorum.

Hayat sürekli problem çözmektir

Ülke olarak bugünlerde içinde bulunduğumuz zamanı ‘zor bir dönem’ olarak tanımlamak sanırım yanlış olmaz. Kısa vadede ekonomik bazı sıkıntılarla karşılaşmamız da olası ama bu durum, Türkiye’nin orta-uzun vadede geleceğinin parlak olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Ülkelerin geleceğine orta ve uzun vadede bakmak çok daha isabetli bir yaklaşımdır.Türkiye güçlü bir ülke. Yenilikçi düşünceye son derece açık ve eğitim seviyesi göreceli olarak yüksek genç bir nüfusumuz var. Yaş ortalamamız 29. Yine bir krizden ders alarak oluşturduğumuz sağlam bir finans sistemine sahibiz. Ve bir ülkenin büyümesi veya potansiyeli yalnızca bir tek yılda gösterdiği performansla ölçülemez. Yalnızca Türkiye’de değil dünyanın her yerinde zaman zaman dalgalanmalar olabilir. Önemli olan ‘gerçekte ne olduğumuzu ve ne’ye muktedir olduğumuzu’, ya da eskilerin deyimiyle ‘kim olduğumuzu’ unutmadan, geleceğimizden asla umudu kesmeden sorunlarla yüzleşmek ve bu sorunları aşmak niyetiyle kolları sıvamak.

]]>
https://gelis.org/tr/2014/02/12/ulkemize-guvenmek/feed/ 0
3 İpucu Serisi: İyi bir müşteri ilişkisi için gerekli 3 temel faktör https://gelis.org/tr/2013/11/14/3-ipucu-serisi-iyi-bir-musteri-iliskisi-icin-gerekli-3-temel-faktor/ https://gelis.org/tr/2013/11/14/3-ipucu-serisi-iyi-bir-musteri-iliskisi-icin-gerekli-3-temel-faktor/#respond Thu, 14 Nov 2013 15:48:27 +0000 https://gelis.org/?p=488 Eminim bugüne kadar etkili iletişim ve müşteri ilişkileri konusunda pek çok yazı kaleme alınmıştır. İletişim yöntemlerimiz çoğu zaman yalnızca ‘hızlı etkileşimlerden’ oluşuyor. Hatta ‘estetik bir değer de içermesi ‘ mümkün olan konuşma anlayışlarımız bile değişiyor ve ‘yalnızca iki taraf arasında belirli bir konuyu aktarmayı’ amaçlayan bir durum haline dönüşüyor. Fakat iletişim bu değil. İletişim ve etkileşim kurarken kullandığımız sözcüklerin ‘doğru’ olduğundan ve iyi ve adil bir ilişkinin sahip olması gereken ‘İnanmak, Güven ve Empati’ öğelerini barındırdığından emin olmamız gerekiyor. Aynı şey müşteri ilişkileri için de geçerli. Teknolojik ve ekonomik beklentilere cevap vermenin yanı sıra müşteri ile etkili bir iletişim kurmanın 3 temel unsuru da bu:

  1. Empati: Müşterinin menfaatleri ve endişelerini dikkate aldığınızı ve önemsediğinizi gösterebilmek becerisi. Bu yaklaşım sizin ‘sadece ürün / hizmet satmadığınızı, bunun ötesine baktığınızı‘ gösterir.
  2. Güven: Müşteriniz için ‘uzun soluklu ve güvenilir’ bir iş ortağı olmak istiyorsanız onun güvenini kazanmak, kazandıktan sonra da kaybetmemek için çok çalışmalısınız.
  3. İnanmak:  Kendinize ve yaptığınız işe inanmak, hedeflerinize ulaşmak için alışılmışın dışında yöntemler kullanmanıza yardımcı olacaktır. Eğer siz buna inanmazsanız müşterinizin inanmasını da bekleyemezsiniz.

Müşteri ilişkilerinizi bu üç faktör üzerine inşa etmenizin, uzun vadeli ve sizin için gerçekten değer taşıyan müşteri ilişkileri kurmanıza yardımcı olacağına eminim.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/11/14/3-ipucu-serisi-iyi-bir-musteri-iliskisi-icin-gerekli-3-temel-faktor/feed/ 0