İnovasyon – Hüseyin Gelis https://gelis.org Thu, 29 Nov 2018 14:12:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Siemens Türkiye, sürdürülebilirlik alanında ‘Ulusal Şampiyonluğa’ aday https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/ https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/#respond Wed, 22 Feb 2017 15:42:25 +0000 http://gelis.org/test/?p=361 Türkiye’deki 160 yıllık tarihimiz ile ülkemizin gelişimine somut katkılar sağlamaktan gurur duyuyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızı içeren ‘Topluma Katkı’ raporumuzu 2016 yılının sonbaharında yayınlamıştık.

Şimdi Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını ödüllendirmek adına önümüzde yeni bir fırsat var. Siemens Türkiye olarak oluşturduğumuz sürdürülebilirlik stratejimizi sosyal sorumluluk faaliyetlerimizle bir araya getirerek bu alanda “Ulusal Şampiyon’ olmak için bağımsız bir değerlendirme olan European Business Awards’a (Avrupa İş Ödülleri) başvurduk. Siz de 34 ülkede ayrı ayrı gerçekleştirilen ve ilk aşamasını başarıyla tamamladığımız bu oylamada Siemens Türkiye’ye destek olmak isterseniz 1 Mart 2017 Çarşamba gününe kadar oylamaya katılabilirsiniz.

Oylama için tıklayınız.
Daha fazla bilgi için : www.businessawardseurope.com

]]>
https://gelis.org/tr/2017/02/22/siemens-turkiye-surdurulebilirlik-alaninda-ulusal-sampiyonluga-aday/feed/ 0
“Siemens Türkiye Topluma Katkı” raporu yayınlandı https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/ https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/#respond Fri, 18 Nov 2016 15:48:43 +0000 http://gelis.org/test/?p=367 Siemens olarak bu yıl Türkiye’de 160. Yılımızı kutluyoruz. 1856 yılından bu yana bu topraklarda yalnızca ekonomik faaliyette bulunmuyor, topluma farklı alanlarda katkılar sağlıyoruz.

Sürekli değişen uluslararası iş ortamı bizleri büyüme ve işimizin başarısı ile ilgili yeni bir düşünce sistemine yönlendiriyor. Şirketlerin artık üretimi artırmak ve kısa vadeli finansal gelir elde etmek gibi geleneksel parametrelerin ötesinde bir büyüme vizyonuna sahip olmaları; aynı zamanda sosyal ve çevresel alanlarda yarattıkları etkileri de dikkate almaları gerekiyor. İçinde yaşadığımız topluma karşı olan sorumluluğumuz daha önce hiç olmadığı kadar önemli…

Bir şirketin başarılı olduğunu gösteren parametreler her geçen gün değişiyor. Artık bir ticari kuruluşun başarısının ciro rakamı ile ya da fabrika sayısı ile değerlendirildiği günler geride kalıyor. Bir şirketin başarısından söz edildiğinde faaliyet gösterdiği ülkeye uzun vadeli katkıları nelerdir ona bakmak gerekiyor. Yatırımcılar da yatırım yapacakları zaman uzun vadeye bakıyorlar. Ayrıca çalışanlar da şirketlerinin dünyamız için, yarınlarımız ve çocuklarımız için yarattığı gerçek toplumsal katkıyı ölçülebilir biçimde görmek ve bununla gurur duymak istiyor.

Bu doğrultuda beni ve tüm Siemens Türkiye ailesini çok heyecanlandıran bir projeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’deki 160. yılımızda Siemens’in Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimine olan katkısını nicelik ve nitelik olarak ölçmeye karar verdik ve Siemens Türkiye olarak tüm deneyimimizi ve tarihsel birikimimizi kullanarak, Türkiye’deki operasyonlarımızın Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve toplumsal hayata sağladığı katkıları ortaya koyduk.

Tüm bu sonuçları içeren ‘Siemens Türkiye Topluma Katkı’ raporumuzu Eylül 2016 itibarıyla yayınladık. Raporla ilgili detaylı bilgileri önümüzdeki günlerde çeşitli yazılarımda paylaşmayı planlıyorum ancak şimdilik raporun pdf formatına http://www.siemens.com.tr/B2S adresinden erişebilirsiniz. Bir şirketin faaliyetlerinin toplumsal gelişime nasıl katkıda bulunduğunu net bir biçimde gösteren bu raporun diğer şirketlere de örnek olması dileğiyle.

]]>
https://gelis.org/tr/2016/11/18/siemens-turkiye-topluma-katki-raporu-yayinlandi/feed/ 0
Ulaklardan e-postalara: İletişimin yeni yüzü https://gelis.org/tr/2015/09/30/ulaklardan-e-postalara-iletisimin-yeni-yuzu/ https://gelis.org/tr/2015/09/30/ulaklardan-e-postalara-iletisimin-yeni-yuzu/#respond Wed, 30 Sep 2015 09:05:53 +0000 https://gelis.org/?p=616 40 yıldır bünyesinde görev yaptığım Siemens, 160 yıldan uzun süredir insanlığın yaşam kalitesini yükseltme amacıyla teknolojik çözümler üreten yenilikçi bir teknoloji şirketi. Ve Siemens’in kuruluş dönemindeki kilit noktalardan biri de iletişim. Şirketimiz 1847 yılında Berlin’de kurulduğunda, iletişim icatlarında önde gelen markalardan biriydi. Örneğin, her ne kadar doğrudan bir Siemens icadı olmasa da, telgrafın ilk yıllardaki başarısında Siemens’in yenilikçi fikirlerinin de katkısı olmuştu.

Sadece Siemens bağlamında değil, kişisel tarihimde de iletişimin farklı bir yeri var benim için. Küçüklüğümde dedem, eski dönemlerin iletişim yöntemlerini âdeta masal gibi anlatırdı bana. Kulelerin tepesinden, güvercinler aracılığıyla, atlı veya yaya ulaklarla, çığırtkanlarla duyuruların yapıldığı zamanlara ilişkin pek çok hikâye dinlediğimi hatırlıyorum. Bu yüzden de iletişim, küçük yaşlarımdan bu yana benim için büyüleyici bir konu olmuştur.

Büyük dedelerimizin, büyükannelerimizin kuşağı, İstanbul’da haberlerin “çığırtkan” adı verilen kişiler vasıtasıyla duyurulduğunu, bu çığırtkanların padişah fermanlarını İstanbul sokaklarında “Duyduk duymadık demeyin!” diye bağırarak okuduğunu anlatır. Bu iletişim yöntemi ilk kez II. Mahmut tarafından, hükümetle halk arasındaki iletişimin sağlanması amacıyla kullanıldı. Daha sonra bu uygulama sokak pazarlarındaki satıcılar (tellallar) tarafından kullanılarak ekonomiye de taşındı. Elbette halk arasında yayılan her haber resmi kaynaklardan gelmiyordu. Haberlerin kaynağı ve niteliği daha o zamanlarda bile tartışmalı olabiliyordu; ancak insanlar bugün olduğu gibi bilgi denizinde boğulmuyordu.

Modern dünyada, hemen hemen sonsuz iletişim imkânları keşfettik. Telefonların, telsizlerin, cep telefonlarının ardından e-postaların da hayatımıza girişiyle, insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir kaynak ve iletişim yöntemi bulmuş olduk. Çocuklarımız birbirine eşzamanlı olarak anlık iletiler gönderebiliyor, iPod’larını dinleyebiliyor, Facebook’ta iletişim kurabiliyor, videolar izleyebiliyor ve bu sırada “ödevlerini de yapabiliyor”.

Çocuklarımız neredeyse yürümeye bile başlamadan önce çevrimiçi faaliyetlerde bulunabildiğinden, bilim adamları gelecek neslin beyin yapısının farklı bir gelişim gösterebileceğini düşünüyor. İnternet tek başına, dünya üzerindeki en büyük kütüphaneyi parmaklarımızın ucuna taşımış durumda.

Kısacası, güvercinlerden ve ulaklardan bu yana dünya ve iletişim çok değişti. Bu değişim de bizleri “bilgi çağı” olarak adlandırabileceğimiz bambaşka bir döneme taşıdı. Bu dönemin özelliklerini de sonraki yazıda ele alalım.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/09/30/ulaklardan-e-postalara-iletisimin-yeni-yuzu/feed/ 0
3 İpucu Serisi: Şirketler ve “Uzun Ömür” https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/ https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/#respond Mon, 27 Jul 2015 15:27:05 +0000 http://gelis.org/test/?p=357 Siemens olarak 2016 yılında Türkiye de 160. yıl dönümümüzü kutlayacağız. 1847 yılında Almanya’da kurulan Siemens, kuruluşundan yalnızca 9 yıl sonra Osmanlı topraklarında faaliyet göstermeye başlamış. Bugün dünyanın her yerinde faaliyet gösteren şirketin, 1847 yılındaki kuruluşunda bir hayal ve vizyonla yola çıktığını biliyoruz. Tabii ki her girişimcinin yola çıkarken bir hayali vardır: Hayat verdiği oluşumu başarıya ulaştırmak ve girişimini / şirketini çocuklarına, hatta mümkünse daha ileri nesillere bırakmak. Yani uzun ömürlü bir girişimi hayata geçirmek. Siemens’in kurucusu Werner von Siemens’in “Şirketimin geleceğini kısa vadeli karlar için satmam” sözünü hatırlıyorum. Peki bu kolay mı? Bir şirketi kurarken uzun ömürlü olması için temelde neye dikkat edilmesi gerekiyor? Tabii ki çok dikkat edilmesi gereken unsurlar vardır fakat bunların bence en kritik olanları 3 ipucu başlığı altında paylaşabilirim

  • Güven inşa etmek – tüm paydaşlara (müşteri, çalışan ve ortaklar gibi).
  • Bir ‘şirket ruhu’ yaratarak onu ‘zamanın ruhu’ ile senkronize etmek.
  • Başkalarının henüz yapmadığı bir şeyi yapmak.

“Bunları söylemek kolay” diyebilirsiniz, “peki bu maratonu nasıl koşarsak hedefe ulaşırız”? Güven inşa etmek konusunun net olduğunu düşünmekle beraber bunu ‘her zaman en öncelikle akılda tutulması gereken’ bir nokta olarak çok önemsiyorum: Eğer iş yapış felsefeniz ürün veya hizmet sunduğunuz kişilerde, müşterilerinizde güven uyandırmıyorsa değil on yıllar sonrasına, birkaç yıl sonrasına bile ayakta kalmak mümkün olmayabilir. Bu sebeple öncelikle iş yapılan kişilerde ve ortamda ‘güven’ inşa etmek gerekir, kendinizden fedakarlık etmek pahasına da olsa.

Güvenilir bir şirket, bir marka kurduk, peki şimdi ne yapmalıyız? Şirketinizin, markanızın hem içeriden hem de dışarıdan hissedilen, yaşatılan bir ‘ruhu’ olmalı. Sizinle çalışan insanlar, çalışanlarınız veya müşterileriniz olsun, o ruhu net bir şekilde görebilmeli ve hissetmeli. Bu ruhu besleyip büyütebilmenin, ayakta tutabilmenin yolu ise onu ‘zamanın ruhu’ ve yeniliklerle ile eşzamanlı hale getirebilmenizden geçer. Temel yetkinliklerinizin, ne’yi en iyi yaptığınızın her zaman farkında olmaya devam edilmeli ama bu farkındalığı zamanın ruhuna, gerekliliklerine göre değiştirmekten, geliştirmekten korkmamalı.

Geleceğin yolunun takipçilerden ziyade takip edilenlere açık olduğunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Bu sebeple son olarak, ‘başkalarının henüz yapmamış olduğu bir şeyi başarmak – yepyeni bir ürün veya iş modeli geliştirmek – gerekliliğinin’ altını çizmek isterim. Tekrarlamaktan hiç kaçınmadığım bir konu var: Devrimci inovasyonlara mı imza atmalıyız, evrimci inovasyonlara mı? İnovasyonu insanlar gerçekleştirir, siz, ben, şu an mühendislik veya uluslararası ilişkiler okuyan çocuğunuz, tarlasından daha verimli faydalanmak isteyen dikkatli bir çiftçi, herkes. Eğer daha önce yapılmamış, ilk kez sizin ortaya koyduğunuz bir şey yapıyorsanız bir ‘devrimin’ kapısını aralıyorsunuz demektir. O araladığınız kapının önünde, sunduğunuz ürüne, hizmete, çözüme, fikre erişmek isteyen sayısız insan sıraya girmiş, sizi yarınlara taşımak için bekliyor olacak. Güven inşa etmiş, ruhu olan ve zamanın gerekliliklerini yerine getiren yenilikçi bir girişimin, markanın, şirketin ise daha gidecek ‘upuzun’ bir yolu. Aynı durumun yalnızca şirketler, markalar için değil yaşadığımız ülke için de geçerli olduğunu unutmadan ve ülkemize güvenmekten vazgeçmeden, uzun vadeli başarılar için çalışmaya devam etmek ümidiyle…

]]>
https://gelis.org/tr/2015/07/27/ipucu-serisi-sirketler-ve-uzun-omur/feed/ 0
Geleceği icat etmek https://gelis.org/tr/2015/04/17/gelecegi-icat-etmek/ https://gelis.org/tr/2015/04/17/gelecegi-icat-etmek/#respond Fri, 17 Apr 2015 15:43:46 +0000 http://gelis.org/test/?p=363 San Francisco’da gençlerle toplantı yapıyorum – tamamı gelecek için arayışta. Her konuşma, hangi konu üzerine çalıştığı hakkında (yeni bir şirket kurmak için). Yeni bir proje, buluş ya da fikir her şeyin mevcut kademesini nasıl değiştirir ve yep yeni bir şeyle ortayaçıkar.

Tüm dünyada bir çok mühendis ile toplantı yapıyorum Bazıları, kahve fincanına bakılarak geleceği tahmin etmek gibi kültürleri olan ülkelerden. Burda geleceğin tahmin edilemez olduğunu biliyorlar ama hepsi onu bulmak için
çalışıyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/04/17/gelecegi-icat-etmek/feed/ 0
İnovasyon neden bu kadar önemli? https://gelis.org/tr/2015/03/12/inovasyon-neden-bu-kadar-onemli/ https://gelis.org/tr/2015/03/12/inovasyon-neden-bu-kadar-onemli/#respond Thu, 12 Mar 2015 11:16:48 +0000 https://gelis.org/?p=640 Siemens Türkiye olarak bu yıl ilk kez düzenlediğimiz ‘Siemens İnovasyon Yarışması’nı 11 Mart 2015 tarihinde duyurduk. Bundan sonra her yıl düzenlemeyi hedeflediğimiz bu yarışma ile gençlerimizi yenilikçi düşünme konusunda teşvik etmek amacındayız. Bu yarışmanın bence en ayırt edici özelliği, Siemens olarak inovasyon konusundaki bilgi birikimimizi üniversite öğrencileriyle doğrudan paylaşma ve bu konuda yetenekli gençleri Siemens inovasyon ağına dahil etme hedefimiz. Gençlerin, bilgi birikimiyle buluşma ve bu alandaki global ağların bir parçası olma alanlarındaki ihtiyacı ortada. Ama bundan önce başka şartlar sağlamamız gerekiyor. İlk şart da serbest bir ortam.

Türkiye’nin inovasyonda devrimci adımlar atmaya ihtiyacı var ve konuda bu kadar sık yazmamın nedeni de bu. Potansiyelimiz, genç nüfusumuz, yükselen eğitim seviyesi hepimizin malumu. Ama ileri gitmek açısından ’inovatif – yenilikçi’ olmak ve bunu da ‘devrimci – revolutionary’ bir biçimde yapmak mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin gelişimini tamamlayabilmesi için inovasyon alanında atılım yapması gerekiyor ve bu da ‘evrimci inovasyon’dan çok ‘devrimci inovasyon’ alanında olmalı. Bunun ilk şartı ise inovatif düşünmeyi teşvik edecek serbest ortamı ve koşulları yaratmak. Amerika’da kaldığım 12 yıl boyunca deneyimlediğim en büyük avantaj bence bu serbest ortamdı. Amerika boşuna ‘yeniliklerin çıkış noktası’ olarak bilinmiyor. Bunun bir nedeni var: Kimse yenilikçi, farklı bir düşünce ortaya koyduğu için eleştirilmiyor; aksine teşvik ediliyor. Farklı düşünmeye her zaman açıklar ve özellikle gençleri buna cesaretlendiriyorlar. İşte bizim temel ihtiyacımız da bu.

Siemens olarak önümüzdeki sene bu topraklardaki 160. yılımızı kutlayacağız. Bir ülkede 160 yıllık bir tarihçeye sahip olmak çok az kuruma nasip olur. Bunun farkındayız ve Türkiye’deki uzun tarihçemizi daima sürdürülebilir kılmaya kararlıyız. Bunun yolu da Türkiye’nin sahip olduğu avantajları değere dönüştürmekten geçiyor. Bu avantajların en önemlisi olan gençlerimiz için, onların inovatif yönlerini ortaya koyabilmek için ‘İnovasyon Yarışması’ gibi daha bir çok girişime imza atmaya devam edeceğiz. Genç yeteneklere ‘geliştirme’den çok ‘araştırma’ yapacakları ortam sağlayacak, bilgimizi onlara aktaracak ve onları serbest düşünmeye teşvik edeceğiz. Çünkü inanıyorum ki Türkiye’nin gelişme yolunda atacağı en kaydadeğer adım burada ortaya çıkacak. İnovasyon konusundaki yazılarıma bundan sonra da devam edeceğim. Umarım Siemens İnovasyon Yarışması’na katılan ve fikirleri hayata geçirilen genç yeteneklerimizi de ilerleyen dönemlerde sizlerla paylaşma fırsatı bulurum. Gençlere inanıyorum, ülkemizin geleceğini genç ve gelişmeye açık nesiller çizecek.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/03/12/inovasyon-neden-bu-kadar-onemli/feed/ 0
Siemens’in Ar-Ge anlayışı https://gelis.org/tr/2015/01/21/siemensin-ar-ge-anlayisi/ https://gelis.org/tr/2015/01/21/siemensin-ar-ge-anlayisi/#respond Wed, 21 Jan 2015 15:08:20 +0000 https://gelis.org/?p=687 Ersu Ablak, Hürriyet Daily News gazetesindeki makalesinde ilgili basın bültenimize dayanarak şöyle yazmış: “2014 mali yılında Siemens 4.300 patent başvurusunda bulundu. Bu rakam bir önceki seneye göre %9 artış ifade ediyor.” Siemens’in inovasyon ve Ar-Ge’ye bakış açısını öğrenmek için okunmaya değer bir yazı.

http://www.hurriyetdailynews.com/the-siemens-way.aspx?pageID=449&nID=76948&NewsCatID=407

 

]]>
https://gelis.org/tr/2015/01/21/siemensin-ar-ge-anlayisi/feed/ 0
3 İpucu Serisi: “İnovasyon’u besleyen 3 temel unsur” https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/ https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/#respond Thu, 03 Oct 2013 14:29:44 +0000 https://gelis.org/?p=476 İnovasyon, bir ülkeye pek çok farklı yön getirir; uzun vadeli büyümeye katkıda bulunur, istihdam yaratır ve o ülkenin ‘rekabetçi’ olmasını veya ‘rekabetçi’ pozisyonunu korumasını sağlar. Şuna içtenlikle inanıyorum ki sorumlu – iyiye yönelik – bir inovasyon anlayışına sahip olduğumuz sürece dünya gelişmeye, ilerlemeye devam edecek.

Yeni” kavramı kültürel kodlara da dayanan bir “şüpheciliği” de beraberinde getiriyor elbette. Örneğin, Türkçe’deki karşılığı “yeni” olan İngilizce “new” kelimesi, Latince “yabancı, tuhaf” anlamındaki “novitas” kelimesinden geliyor. Belki de bu nedenle bir çok toplum, yeni sayılabilecek bir fikrin üzerinde çalışarak onu daha da geliştirmeyi (evrimci yaklaşımı), tamamen yeni fikirler geliştirmekten (devrimci yaklaşımdan) daha tercih edilir buluyor.

Peki inovasyonun gelişmesini garanti altına alabilecek temel unsurlar neler olabilir? Bu noktada Dr. Heinrich von Pierer ve Dr. Bolko von Oetinger’in “Das Neue” (‘Yeni’) adlı kitabından derlediğim üç ipucunu paylaşmak istiyorum:

  1. Küresel perspektiflere açık olduğunda çok çeşitli ve orijinal yenilikler yaratabilen “özgür bir ruh”
  2. Eskiden caz sanatçılarının eleştirilmeden, özgürce farklı şeyler deneyebilmek için kullandıkları “ahşap samanlıklar” gibi kendimize “sanal samanlıklar” yaratmak
  3. Kendinden emin ve yaratıcılığın gücünü tamamen destekleyen bir yaklaşıma sahip olmak

Bunları bir araya getirmek, inovasyon’u desteklemenin olmazsa olmaz temel faktörlerini bir araya getirmek anlamına gelecektir.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/10/03/3-ipucu-serisi-inovasyonu-besleyen-3-temel-unsur/feed/ 0
İnovasyonda bir sonraki adım ne olacak? https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/ https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/#respond Fri, 16 Aug 2013 09:18:01 +0000 https://gelis.org/?p=625 1956 yılının Nobel Fizik Ödülü, yarı iletkenler ve transistörler üzerine yaptıkları çalışmalar dolayısıyla 3 Amerikalı mühendise, John Bardeen, Walter Houser Brattain ve William Shockley’e verilmişti. Bu ödülü alanların keşifleri, o zamandan bugüne ileri teknoloji alanında gerçekleştirilen tüm keşiflerin temelini oluşturdu. Transistör radyolar, televizyon, bilgisayarlar, mobil telefonlar, internet, sosyal medya… Bu liste böyle uzar gider.

Peki hayatımızı değiştiren bunca önemli icattan sonra sırada ne var? Nasıl yaşayacağımızı, nasıl iletişim kuracağımızı ya da geleceğin dünyasını neyin üzerine inşa edeceğimizi bundan sonra ne belirleyecek?

Şu anda elimizde pek çok araç, uygulama, ürün ve ağ var. Bundan sonra odak noktamız bunları bir bütün halinde ve en verimli şekilde kullanmak olacak. Küresel anlamda önümüzdeki 10 yılda ortaya çıkacak evrim, şu anda elimizde bulunan tüm teknolojik imkân, uygulama, ürün ve ağları birbiriyle bağlantılı hale getirmeye odaklanacak. Şeffaflık, verimlilik ve üretkenlikte bir sonraki aşamaya geçebilmemiz için her şeyin birbiri ile bağlı / bağlantılı olması gerekecek.

Burada bir örnek vermek istiyorum. Her arabada ortalama 150 ayrı sensör bulunuyor. Biz trafikteki tüm araçların tüm sensörlerini birbiri ile bağlantılı hale getirebilirsek şehrin en güvenilir trafik haritasına da sahip olabileceğiz. Yalnız yaşayan yaşlı insanlar evlerindeki sensörler aracılığı ile daha güvenli yaşayabilecekler. Örneğin ani hareketlere duyarlı bu sensörler sayesinde eğer kişi evde hayati tehlike yaratan bir düşme yaşamışsa sistem otomatik olarak uyarı verebilecek. Ya da yine ileri yaştaki insanlar evden çıkmak / düşme tehlikesi yaşamak zorunda kalmadan doktorları ile internet aracılığıyla bağlantı kurup muayene olabilecekler. Tüm hanelerin böyle bir ağa bağlanması sayesinde enerjiyi en çok kullandığımız saatlerde maksimum enerji verimliği de sağlayabileceğiz veya kullanmadığımız elektriği tekrar şebekeye aktarabileceğiz. Bir başka örnek daha Siemens’in ‘Akıllı Şebekeler’ (Smart Grid) bölümü altında sunduğu çözümler sayesinde aynı platform üzerinde hem elektrik hem su hem de doğal gaz şebekeleri izlenebiliyor. Bu sistem, şebekelerin ne ölçüde verimli kullanıldığını ya da nasıl daha verimli kullanılabileceğini rahatça belirleyebiliyor. Önümüzdeki dönemde de gidişat bu yönde olacak: Elimizde olanları birbiriyle ne kadar bağlantılandırabilirsek sonraki nesiller için fırsatları ve şeffaflığı da o kadar artırabileceğiz.

İşte tam bu noktada o kaçınılmaz soru tekrar beliriyor tabii: Bu durum ‘Biri bizi gözetliyor!’ denilen riski daha da artırır mı? Daha mı fazla kontrol ediliyor oluruz?

Bu kaçınılmaz bir durum, bugün tüm servis sağlayıcılar tarafından zaten ‘izlenen, takip edilen’ bir atmosferde yaşıyoruz. Kaçımız herhangi bir hizmet sağlayıcıdan hizmet alacağımız zaman imzaladığımız kullanım sözleşmelerini okuyor ki? Kredi kartımızı her kullandığımızda o hizmeti aldığımız servis sağlayıcı, tercihlerimiz, yapmaktan hoşlandığımız etkinlikler veya satın almayı sevdiğimiz nesneler hakkında ya da ödeme alışkanlıklarımız hakkında bilgi sahibi oluyor. Internete, Facebook’a, Google’a, Twitter’a her girişimizde ilgi alanlarımız da görüntülenmiş oluyor.

Gelecekte bu alandaki en önemli konu bu tür bilgilerin kimler tarafından ve nasıl kullanılacağını belirleyen global standartların oluşturulması olacak. Fakat ne olursa olsun, geleceğin tüm akıllı icatları, bugün hâlihazırda sahip olduklarımızın bağlantılandırılmasına dayanacak.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/feed/ 0