Teknoloji – Hüseyin Gelis https://gelis.org Tue, 16 Feb 2021 10:23:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 5G ve Nesnelerin Endüstriyel İnterneti (IoT) https://gelis.org/tr/2019/12/03/5g-ve-nesnelerin-endustriyel-interneti-iot/ https://gelis.org/tr/2019/12/03/5g-ve-nesnelerin-endustriyel-interneti-iot/#respond Tue, 03 Dec 2019 13:34:44 +0000 https://gelis.org/?p=2755 Beşinci nesil mobil iletişimin hayatımızda ciddi bir değişimi tetikleyeceği muhakkak. İlk akla gelen tabii akıllı cihazlarımızdaki mobil iletişim hızının artması; fakat bu, 5G’nin sadece küçük bir parçası. Şirketler makineleri arasında çok daha kusursuz ve kesintisiz bağlantı kurabilecek; üretim tesislerini ve şirket içi lojistik operasyonlarını eskisine göre çok daha verimli, çok daha özerk ve çok daha esnek hale getirebilecek.

5G nedir, hayatımızı nasıl etkiler konusuna gelmeden önce geniş bant kavramı ya da yüksek hızlı ağlara değinmek istiyorum. İnsanlık, inşa ettiği ortak medeniyetin ilk adımlarında bile farklı coğrafyaları ve toplulukları bir araya getirmek için yollar yapmaya, köprüler inşa etmeye büyük öncelik ve önem verdi. Bu sayede iletişimi sağlayabildi, ticareti güçlendirdi ve insanları, olayları ve fikirleri birbirine yaklaştırdı, bağladı. 5G ile yeniden gündemimize giren yüksek hız ve ağ bağlanabilirliği konularına da bu çerçeveden bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

5G’yi kamu binalarından apartmanlara, plazalardan yerel yönetim dairelerine, otomatik raf sistemlerinden robotlara, vs. hayatımızdaki her türlü kamusal / özel alanı ve üretim sahalarını birleştiren global bir kablosuz şebeke olarak düşünebiliriz. Bugün üretim tesislerindeki çoğu makine ve cihaz hala kablolarla birbirine bağlı. Ancak, 2020 yılından itibaren devreye girecek olan yeni 5G iletişim standardı sayesinde, bu durum yakın gelecekte kesinlikle değişecek. Başlangıçta saniyede bir ile 5 gigabit arasında bir veri hızı olacak ve sonradan saniyede 20 gigabite kadar çıkacak; ki bu da kendisinden önceki LTE’den on ila 20 kat daha fazla hıza ulaşmasını sağlayacak olan çok önemli bir atılım.

Tabii 5G bize iletişimi hızlandırmanın yanında iş geliştirme ve ticaret alanında fırsatlar sunarken, beraberinde tıpkı yol ve köprülerde olduğu gibi güvenlik konusunda bir riski de beraberinde getiriyor. Bu aşamada da siber güvenlik gündemimize geliyor. Yaratılan ekonomik trafiği güvende tutabilmek için yeni yaklaşımlar ortaya koymamız lazım. Siber güvenlik, artık sadece donanım ve yazılım meselesi olmaktan çıktı. Son dönemdeki siber saldırıları düşündüğümüzde insan odaklı bir yaklaşımı benimsemek, bunu kurum kültürüne yansıtmak, yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek için büyük önem taşıyor.

Ben internetin bilginin özgürce akışı açısından harika bir yapı olduğuna inananlardanım. Ancak içeriğin değerine odaklanırken verilerin kıymetini atlamamalıyız. Bazen bu değeri pas geçebiliyoruz. Araştırma şirketi BARC’a göre, Büyük Veri’den faydalanan kurumların gelirleri yüzde 8 ile 10 arası artış gösterirken, toplam maliyetleri yüzde 10 düşüyor. Veri işlerinin yaratacağı ek istihdamı bir kenara koysak bile, çalışanların zaman kazançları iş dünyasının ana fonksiyonlarına odaklanmasına, daha yaratıcı sonuçlar üretmelerine yarayacak. Bu anlamda 5G, her sektör için kıymetli fırsatlar sunuyor.

Odağımızda ne olursa olsun, asıl hedefimiz her zaman yeniyi aramak, yeniliği araştırmak olmalı. 5G de “yeni” olanı arayışta ve ortaya koymada bize muazzam katkılar sunacak. O nedenle, 5G ile doğacak imkânlardan ne şekilde faydalanabiliriz, yeni dünyaya nasıl adapte oluruz konularını düşünmek için harekete geçmeli ve yanı başımızdaki bu gelişme için son hazırlıklarımızı şimdiden yapmalıyız.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/12/03/5g-ve-nesnelerin-endustriyel-interneti-iot/feed/ 0
Sonsuza kadar koruma altında değiliz https://gelis.org/tr/2019/05/31/sonsuza-kadar-koruma-altinda-degiliz/ https://gelis.org/tr/2019/05/31/sonsuza-kadar-koruma-altinda-degiliz/#respond Fri, 31 May 2019 06:00:14 +0000 https://gelis.org/?p=1483 Hayatın hangi alanında olursa olsun, alacağınız somut önlemlerle elde edeceğiniz güvenlik, güvende hissetmenizi garanti etmiyor. Aslına bakarsanız, siber güvenlik dünyası da bu tip yanılgılarla dolu. Örneğin hiç saldırıya uğramamış olduğu için saldırganların ya da saldırıların hedefi olmadığını düşünmeye “güvenlik yanılsaması” adı veriliyor.

Günümüzde bir kurumun karşılaşabileceği saldırıların çeşitliliği de gelişen teknolojilerle birlikte orantılı olarak artmış durumda. Yeni tehditlere yakından bakarsak, Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IoT) ile artık algılayıcı boyutundaki minik cihazların dahi internete bağlanabilmesi, bize üzerine düşmemiz gereken yeni bir sorumluluğu hatırlatıyor. Burada tehdit altında olan sadece kişisel verilerimiz değil, yaşam biçimimizin tamamı olumsuz etkilenebilir, sekteye uğrayabilir, hatta uç örneklerde bir siber saldırıyla hayat bizler için tamamen durabilir.

İşin ciddiyetini anlamak için belki şu rakamlar da bize bir fikir verebilir; siber güvenliğe yönelik tehditler sadece 2016 yılında dünyada 500 milyon Euro’dan fazla zarara sebep olmuş. 2017 yılında internete bağlı cihaz sayısı 8 milyara yükseldiğinde, birbirleri arasındaki iletişim de sadece bir yılda yüzde 30 oranında artmış. Önümüzdeki sene bağlantılı cihaz sayısının 20 milyarı aşacağı beklentisini de işin içine katınca, 2018 yılı raporunda Dünya Ekonomik Forumu’nun gelişmiş bölgelerde iş dünyasının en büyük sorununu neden siber saldırılar olarak gösterdiğini anlayabiliriz.

Ekonominin ve gündelik hayatın merkezinde yer alan enerji santrallerinin, dijital fabrikaların, sürücüsüz otomobillerin ve hatta sağlık kuruluşlarının son birkaç yıl içerisindeki Petya, WannaCry gibi büyük siber saldırılardan nasıl etkilendiğine şahit olduk. Bu gibi felaketlerin kurbanı olmamak için, bir güvende kalma felsefesi oluşturmak ve bu felsefeyi bireyselden toplumsal seviyeye her katmada sahiplenmek ve özümsemek gerekiyor.

Kurallara ve yasalara karşı gelmek insanın doğasında var olan bir şeydir. Kendimizi bu bencilce işlenen suçlardan korumak için yasal düzenlemeleri hayata geçirebilir ve gelişkin teknolojilerden faydalanabiliriz, ancak bir noktaya kadar. Yasalar çiğnenebildiği gibi, güvenlik önlemleri ve şifrelemeler de topluma zarara vermek isteyen kişiler tarafından aşılabilir. Bu nedenle konuyla ilgili duyarlılık yaratmak, iş birliği yapmak ve güvenliği toplumsal boyutta eğitimin önemli bir parçası haline getirmek büyük önem taşıyor.

Alacağımız sorumluluğun temelinde de bir siber güvenlik girişimi olan Güven Tüzüğü (Charter of Trust) yatıyor. Bundan bir yıl önce Münih Güvenlik Konferansı’nda kamuoyuna sunduğumuz inisiyatif, bugün 16 ortak kuruluşun tüzüğün on ilkesini onaylaması ve gelecekte birlikte çalışma teminatı vermesiyle önemli bir aşama kaydetti.

Tüzüğü açıklamamızla eş zamanlı 1.300 kişilik bir siber güvenlik ekosistemi oluşturduk. Diğer yandan ürünlerimizi güvenli hâle getirmek için özel bir çalışma yürütüyor ve müşterilerimiz için yeni çözümler geliştiriyoruz. Bu kapsama Siemens’in tedarikçileri de dahil, dolayısıyla tüm yeni sözleşmelerde bağlayıcı koşullar yer alıyor. Bu koşullar asgarî siber güvenlik gereksinimlerini tanımlıyor. Geçen yılın ekim ayında ise dijital tedarik zincirleri için de 17 asgarî koşulu kabul ederek, önemli bir adım daha attık. Tüm bunları yaparken, işleri kendimiz için de müşterilerimiz, tedarikçilerimiz için de karmaşıklaştırmak yerine, kolaylaştıracak bir anlayışı benimsiyoruz.

Siber güvenlik konusunda en önemli bileşenin insan olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Güven Tüzüğü’nün en değerli bulduğum yanı ise bu eğitimler. Güçlü parola kullanımı gibi temel bilgilerden, erişim yetkileri ve şifrelemenin içerildiği çok aşamalı güvenliğe kadar, çalışan farkındalığını artırmak için eğitimler geliştiriyoruz. Ancak siber güvenlik bir kurum içi pratikten daha ileriye gitmeli. Bu sebeple okul ve üniversite müfredatlarında yer alması da hedeflerimizden birisi. Böylece gençlere dijital dünyanın güvenliğini tasarlamak için ihtiyaç duydukları araçları sağlayacağız.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/05/31/sonsuza-kadar-koruma-altinda-degiliz/feed/ 0
Sürdürülebilir bir refah için: Dijitalleşme https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/ https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/#respond Mon, 20 May 2019 06:00:52 +0000 https://gelis.org/?p=1477 Son yirmi yıl içerisinde teknoloji, otomasyon temelli ve görev odaklı yapısının ötesinde hayatımızı radikal bir biçimde dönüştüren bir güç hâline geldi. Dijitalizasyon ise; teknolojinin gündelik hayatta yarattığı etkiden daha büyük bir etkiyi toplumsal hayatta yaratabilecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Mart ayında Uludağ Ekonomi Zirvesi içerisinde düzenlenen ve konuşmacılarından biri olduğum “Refah için Dijitalleşme” paneli, aslında bu dönüşümü çok güzel bir başlıkla özetliyor. Burada bahsedilen refah, oldukça geniş kapsamlı. İç huzurumuzdan tutun da şirketimizin verimliliğini artırmaya, bir ülkenin yaşayacağı bolluktan bugün karşı karşıya kaldığımız temel problemlerin çözümüne kadar her şeyi kapsıyor.

O gün de söylediğim gibi bugün aslında dijitalleşme hayatımızın her anını ve alanını görünmez, ince ama sımsıkı ağlarla örmüş durumda. En basitinden, telefonlar ve akıllı hoparlörler gibi cihazlar üzerinde somutlaşan kişisel asistanlarımız, aslında bulut üzerinde çalışan uygulamalardan ibaret. Benzer sistemler neredeyse nefes alıp verme sıklığında ürettiğimiz verileri değerlendiriyor, öngörüler çıkartıyor ve iş süreçlerini tepeden tırnağa değiştirme imkânı sunuyor. Hatta, bu teknolojileri kullanarak ortaya koyduğumuz yeni nesil uygulamalar ile bir sektörün tamamen dönüşmesi bile muhtemel.

Dijitalleşme konusunda en büyük sorumluluğun özel şirketlerde olduğunu düşünmek ise işin bütünsel ölçeğini ıskalamak anlamına gelebilir. Toplumsal düzeyde gerçekleşecek bir dönüşümün mimarlarından biri elbet eğitim olacak. Geleceğin ihtiyaçlarını belirlediğimiz bu dönemde, öngördüğümüz gereksinimleri karşılayabilmek için kodlama, dijital okur yazarlık adımlarıyla dijital bireyler yetiştirmeye başladık bile. Bundan sonrasında da müfredatın ve eğitim biçimlerinin yol haritasını çizerek, Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi teknolojilerinden faydalanacağız.

Bir diğer önemli konu ise sağlık. Bireysel düzeyde takip gerektiren uygulamalar, halihazırda akıllı saatlerimiz ve bilekliklerimizle gerçekleştirilebiliyor. Özellikle sağlık hizmetlerine erişimin güç olduğu bölgelerde doktor ile uzaktan iletişim kurabilmek, verilerin bulut üzerinde tutulması gibi çözümler, pratikte karşılığını bulmaya başladı. Şimdi sağlık ve hatta sosyal güvenlik sistemlerinin üzerinde yük olan hastalıkları öngörebilmek, sağlık sisteminin süreçlerini yeniden düzenlemek gibi ciddi bir dönüşüm kapıda.

Artan nüfusa fırsat eşitliği getirecek

Euromonitor, 2030 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde altmışının şehirlerde yaşayacağını belirtiyor. Bu dönüşüm gerçekleşirken ufak yerleşim birimleri şehirleşecek, şehirler de göç alarak mega şehirler haline gelecek; nüfusu 10 milyonun üzerindeki şehirlerin sayısı otuz dokuza yükselecek.

Burada da Akıllı Şehir çalışmaları yerel yönetimlerin ve yurttaşların yardımına yetişecek. Şehrin dört bir yanına ve araçlara konumlandırılan algılayıcılar vasıtasıyla trafikten hava kirliliğine, doğal afet önlemlerinden şehir planlamaya kadar gündelik yaşam çok daha iyi standartlara ulaşacak.

Tam bir dijitalleşme ile, yani uçtan uca dijital bir yapı kurulmasıyla fırsat eşitliği de bir ideal olmaktan çıkarak ulaşılabilir bir hedefe dönüşecek. Bu eşitlik ile sadece cinsiyetler arası çalışma şartlarının farkını kapatmak değil, imkânların eşit olarak paylaştırıldığından emin olabileceğiz. Ancak Yapay Zeka, Makine Öğrenimi, Nesnelerin İnterneti gibi yeni nesil teknolojiler ve onların açtığı yolu değerlendiren Dijital Dönüşüm, bize her şeyden önemli bir hediye verecek: Sürdürülebilirlik. Bu da yaşama dair tabii kaynakların dağılımını ve yetersizliğini düşünen, gökyüzünde başka gezegenlerde hayat ihtimalinin peşinden koşan bizlerin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şey…

]]>
https://gelis.org/tr/2019/05/20/surdurulebilir-bir-refah-icin-dijitallesme/feed/ 0
Nice 23 Nisanlara! https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/ https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/#respond Tue, 23 Apr 2019 05:00:03 +0000 https://gelis.org/?p=1349 Bugün, toplumumuz için en coşkulu, en sevinçli günlerden biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü çocuklara hediye etmesi, sahip olduğu vizyonun önemli bir örneği. Bu bizim için de çok değerli; nasıl ki Meclis, Cumhuriyetimizin kurucu temellerini attıysa, dünyayı da çocuklar şekillendiriyor ve geleceğe yön veriyor.

Gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını anlamak istiyorsak bugünün çocuklarına bakmalıyız. Çocuklar neler yapıyor, neye ilgi duyuyor, onlar için oyun bugün ne anlama geliyor… Dünyanın yarın nasıl bir yer olacağını işte bunlar gösteriyor. Ve gelecek çok hızlı bir şekilde geliyor.

Bugünün çocukları, önceki nesillerin akıllarının ucundan geçmeyecek kavramların, teknolojilerin, cihazların var olmadığı bir dünyayı düşünemiyorlar bile. Çünkü, teknolojiyle birlikte büyüyor, teknolojiyle gelişiyorlar. Bakış açıları, düşünce sistemleri, yaklaşımları teknolojinin, özellikle de dijital teknolojinin sınırsız olanaklarıyla besleniyor, bu yüzden sınırları çok daha kolay bir şekilde aşabiliyorlar. Dijitalizasyonun sunduğu imkanlar çocukların hayal gücüyle birleştiğinde ortaya muazzam işler, icatlar çıkıyor. Kod yazmak, robot geliştirmek, icatlar yapmak, kendi dijital mecralarını geliştirmek onlar için hayatın doğal bir parçası.Bize de böylesine bilinçli ve üretken çocuklara destek olmak düşüyor. İşte bu nedenle, çocukların geleceğe güvenle hazırlanmasına yardımcı olmak için hayata geçirdiğimiz projeler beni çok heyecanlandırıyor ve gururlandırıyor. Örneğin, çalışanlarımız Darüşşafaka’daki robotik ve mekatronik faaliyetlerine destek veriyor ve gençleri daha da inovatif düşünmeye teşvik ediyor. Darüşşafaka Robot Kulübü, yani “Sultans of Türkiye”ye ABD’deki FRC Robot Yarışması’nda ödül kazandıran robotun yapım aşamasında öğrencilere gönüllü mühendislik desteği verdik. Bunlara ek olarak, Siemens Türkiye’deki mühendislerimiz; Darüşşafakalı kız öğrencilere kodlama eğitimleri veriyor, gönüllü mentorluk çalışmalarıyla da kariyer yolculuklarında destek sunuyorlar.

Özellikle daha çok sayıda kız öğrencimizi mühendislik fakültelerine teşvik etmek de üzerinde önemle durduğumuz, sorumluluk üstlendiğimiz bir konu. Çeşitlilik Konseyimizin Türk Eğitim Vakfı ile gerçekleştirdiği Kadın Mühendisler Projesi ile şirketimizde çalışan kadın mühendislerimiz, genç mühendis adaylarının teorik bilgilerini, deneyime ve pratiğe dayalı mentorluk ile destekliyor.

Çocuklar ve gençlerle ilgili projelere büyük önem veriyoruz, çünkü biliyoruz ki daha iyi bir dünya için bütün çocuklar için sorumluluk almalıyız. Onları desteklemeli, yeterli imkânı olmayan çocuklarımızın da geleceğe güvenle hazırlanmasına yardımcı olmalıyız. Siemens Türkiye olarak bu doğrultuda yaptığımız çalışmaların sadece şirketimizde değil, iş dünyasında ve ülke genelinde artarak sürmesini diliyorum.

Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!

]]>
https://gelis.org/tr/2019/04/23/nice-23-nisanlara/feed/ 0
“Dijital İkiz” Sağlığı da Dönüştürecek https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/ https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/#respond Thu, 21 Mar 2019 11:30:56 +0000 https://gelis.org/?p=1242 Dijitalleşmeyle birlikte gelen yeni teknolojilerin, yeni uygulama alanları yaratarak hemen her sektörü ve mevcut iş yapma şekillerini dönüştürdüğünü sıklıkla konuşur olduk. Bunların içinde benim en çok ilgimi çeken alanlardan biri ise sağlık; çünkü doğrudan insanların hayat kalitesini artırmaya odaklanıyor. İnsan yaşamını doğrudan ilgilendiren bu alanda paradigmayı değiştirecek yenilikler bizi bekliyor. Aslında bunun ilk örneklerini görmeye başladık bile. Siemens’te çok önem verdiğimiz “Dijital İkiz” teknolojimizin sağlık alanında yarattığı faydalara gelin bir göz atalım.

Konuya öncelikle Dijital İkiz’in ne anlama geldiğiyle başlamak isterim. Dijital İkiz teknolojisini Yapay Zeka’nın da iş başında olduğu, veri analitiğinde gelişkin yazılım ve çözümlerin kullanılarak hayat kalitesinin artırıldığı bir yaklaşım ya da model olarak ele alabiliriz. Siemens’in Dijital İkiz teknolojisi, bir fabrikanın üretim aşamasına geçmeden önce sanal ortamda kurulup üretim süreçlerinin tamamının simüle edilebilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede şirket ve kurumların araştırma, test ve üretim süreçleri çok daha hızlı, verimli ve ekonomik hale geliyor. Bugüne kadar Dijital İkiz ile gerçekleştirdiğimiz dijitalizasyon projeleri, paydaşlarımızın iş süreçlerine büyük verimlilik ve tasarruf sağladı. Bunun Türkiye’de de farklı sektörlerde birçok örneği mevcut.

Dijital İkiz, hızlanan ve kolaylaşan süreçlerin yanı sıra butik üretime, üretimde kişiselleştirmeye de olanak sunuyor. “Kişiselleştirme” kavramının giderek daha fazla önem kazandığı aşikâr. Kişiye özel çözümlerin, bir tercih ya da keyif unsuru olmanın ötesinde hayati önem taşıdığı alanlar da var. Bunların başında da sağlık sektörü geliyor. Dijitalizasyon alanındaki uzmanlığımız ve Dijital İkiz teknolojimiz bu çalışmalarımıza güç katıyor ve gelecekte sağlık alanında imza atacağımız uygulamalar için bir temel oluşturuyor. İleriki dönemlerde yapabileceklerimizi düşünmek gerçekten heyecan verici…

Belki de çok yakın bir gelecekte kalp, akciğer gibi “kişiye özel” organların, dokuların ve hatta tek tek hücrelerin dijital ikizlerini oluşturmak mümkün olacak. Burada kullanılacak simülasyonlar, alanın uzmanlarının farklı insanların farklı tedavilere nasıl tepki vereceğini öğrenmesinde yardımcı olacak. Operasyonlar önce dijital ikiz üzerinde gerçekleştirilerek, ters gidebilecek her şey önceden fark edilebilecek. Burada, Yapay Zeka alanındaki yeni gelişmelerin veriyi toplama ve analiz etme noktasında oynayacağı rol, tüm hayatımız açısından kritik bir öneme sahip.

Sağlıkta erken tanının, öncü diyebileceğimiz bulguların sağlık problemi ortaya çıkmadan önce gözlemlenebilmesinin ne kadar hayati önemde olduğunu biliriz. Dijital İkiz bu konuda da önemli faydalar sağlayacak. Farklı şekillerde sensör kullanımıyla, organlarımızın durumu hakkında sürekli dijital ikizimize veri gönderebilir ve olası bir sorunu erken teşhis edebiliriz. Örneğin, kanser hastalarında tedavi sonrası süreçte oluşabilecek metastazlar bu yöntemle çok hızlı fark edilebilecek. Sonunda, teşhis ve tedaviye yardımcı olmak için düşük maliyetli ve neredeyse gerçek zamanlı olarak çalıştırılabilen modellerle birlikte tam anlamıyla kişiselleştirilmiş bir tıbbi bakım sunulabilecek.

Dijital teknolojilerin sağlık sektöründe yaratabileceği dönüştürücü etkinin bir örneğini Siemens Healthineers’ın İkiz Kalp çalışmasında görüyoruz. Bu çalışmada Siemens Healthineers, bir kalbin elektriksel ve fiziksel verileriyle fiziki yapısının üç boyutlu görüntüsünü oluşturmak için bir Yapay Zeka platformu geliştirdi. Cerrahların tedavi planlarına yardımcı olması amacıyla geliştirilen ikiz kalp, yapay zekanın teşhis ve tedavi süreçlerinde kullanılabilmesinde yardımcı olabilir. 3D baskılı dijital zekalı ikiz kalp, simülasyonlar sayesinde doktorların ameliyata başlamadan önce belli testleri yapmasına olanak sağlıyor. Yani bir kardiyolog, ameliyat odasına girmeden önce önündeki bilgisayar ekranından görüntüleme yapabiliyor, simülasyon gerçekleştirebiliyor. Böylece hastanın kalbindeki hücreleri, elektriksel ve fiziksel özellikleri taklit eden 3D baskılı ikiz kalbe, kalp tansiyonunu ayarlayan elektrotlar yerleştirerek, kronik kalp yetmezliği olan hastanın hayatta kalmaya devam edip edemeyeceğini görebiliyor.

Dijital İkiz teknolojisi sağlık sektöründe henüz gelişme aşamasında olsa da kısa bir sürede önemli gelişmelere ve tedavi imkanlarına fırsat sunması işten bile değil. Bu teknolojinin sağlık alanında yaygınlaşması ise şüphesiz hem herhangi bir rahatsızlığı olanlar hem de sağlık çalışanları için hayatı kolaylaştıran ve iyileştiren fırsatlar anlamına geliyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/03/21/dijital-ikiz-sagligi-da-donusturecek/feed/ 0
Enerjinin üretiminden tüketimine kadar her noktada tasarruf! https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/ https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/#comments Wed, 09 Jan 2019 14:42:24 +0000 https://gelis.org/?p=1077 Enerji sözcüğünün kökeni, Yunanca “energos” terimine dayanıyor ve bu terim de “faal, çalışır, aktif” anlamlarına geliyor. Diğer bir deyişle, hem doğal hem de yapay sistemlerin tamamının işleyişi enerjiye bağlı. Dünya nüfusundaki artış ve tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte, böylesine kıymetli olan enerjinin verimli üretimi ve tüketimi de elbette en kritik gündem maddelerinden birini oluşturuyor. İşte bu nedenle, her yıl ülkemizde Ocak ayının 2. haftasında kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası’nın ve enerji verimliliği konusundaki bilinçlendirme çalışmalarının kurumlar ve bireyler açısından çok önemli olduğuna inanıyorum.

Siemens Türkiye olarak biz de bu konudaki çözümlerimiz ve teknolojilerimizle önemli uygulamalara imza atıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da kapsayan enerji üretim portföyümüzün yanı sıra enerji tüketiminde de verimliliği esas alan çalışmalar yapıyoruz. Gebze fabrikamız başta olmak üzere kendi tesislerimizdeki verimlilik uygulamalarımızla ve müşterilerimize sunduğumuz çözümlerle, ülkemizin enerji üretim ve tüketim süreçlerinin iyileştirilmesine katkıda bulunuyoruz. Bu çalışmalarımızın neticesinde, son dört yılda gerçekleştirdiğimiz 1100’e yakın enerji verimliliği projesiyle 260 milyon TL’lik enerji tasarrufu sağladığımızı belirtmekten büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.

Çünkü medeniyetin, daha fazla enerji üreterek ve tüketerek değil, aynı iş için daha az enerjiye ihtiyaç duyacağımız bir noktaya ulaştığımızda ilerleyebileceğine inanıyorum. Bunu da, ancak tüm üretim faaliyetlerimizi daha Ar-Ge aşamasındayken bile enerji verimliliği konusunu odağa alarak planladığımızda gerçekleştirebiliriz. Enerji aynı su gibi, hava gibi gezegenimiz için kritik öneme sahip. Enerjiye sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak demek.

Ve her şeyin “insan”la başladığını da unutmamak gerekiyor. Enerjinin bilinçli kullanılmasında kurumsal olduğu kadar bireysel çabalara da ihtiyaç var. Enerji Tasarrufu Haftası vesilesiyle, sürdürülebilirliği temel değerleri arasında konumlandıran Siemens Türkiye çalışanlarına bu konuda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür ediyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/feed/ 1
Vizyon 2020+ ile dijitalizasyonu hızlandırıyoruz https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/ https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/#comments Thu, 08 Nov 2018 07:01:57 +0000 http://gelis.org/test/?p=347 Kelebeğin yaşam döngüsü, bize değişerek gelişmenin ve bu sayede mükemmeli hedeflemenin hem gerekliliğini hem de görkemini tasvir eder. Dijital çağ bu dönüşüm için hepimize pek çok fırsat sunuyor. 

Dijital çağ, uyum becerisi olan şirketler için avantaj yaratırken diğerleri için ise sonun başlangıcı. Günümüzde oyunun kuralları hızla değişiyor. Bugüne kadar ilk 100 arasında yer alan çok büyük şirketlerin bazıları yok oluyor ama yepyeni şirketler ortaya çıkıp hızla ilk sıralara yerleşiyor. Yeni çağ, değişmeyi, dönüşmeyi gerektiriyor. Artık başarının olmazsa olmazı hız, çeviklik ve uyum becerisi. Yakın gelecekte ancak ve ancak dijital dönüşüme hızla ayak uydurabilen şirketler ayakta kalabilecek.

Geçmişte şirketler değişim ve dönüşüm çalışmalarını bir sıkıntı yaşadıklarında hızlandırırlardı. Artık günümüzde dönüşüm için bekleme lüksümüz yok. Çünkü değişim farklı bir zaman anlayışına sahip; size çarpmadan farkına varamıyorsunuz. Bazen yavaş yavaş ilerliyor ve hayatınızı gerçekten etkilemeye başlamadan gelmekte olduğunu anlayamıyorsunuz. Bazen de o kadar hızlı geliyor ki, size tam anlamıyla bir sürpriz yapıyor; etkisini aniden fark ediyorsunuz ve sizi dönüşüme zorluyor. Değişimin sürpriz yaparak bizi zorla dönüştürmesinden önce değişim süreçlerinin parçası haline gelerek hazırlanmamız ve tetikte olmamız gerekiyor.

Bu nedenle biz Siemens’te, Dijital Olgunluk Endeksi projemizle çalışanlarımızın dijitalizasyon yetkinlik seviyelerini ölçmelerini sağlıyoruz ve onlara kendi bulundukları seviyeye göre eğitim ve gelişim planları sunuyoruz. Ayrıca kendi görevlerini tanımlamalarını istiyoruz, böylece geleceklerini de tanımlıyorlar ve dijitalizasyonun hızı karşısında sürpriz yaşamıyorlar.

Siemens olarak, tarihimiz boyunca yeni teknolojilerin ve dijital trendlerin geliştirilmesinde sorumluluk üstlendik ve “en erken benimseyenler” arasında yer aldık. Böylece inovasyona, değişime ve dönüşüme öncülük ettik. Öncü olmakla da kalmadık, tüm dünyada ve Türkiye’de dijital dönüşümün rehberi olma, şirketlere yol gösterme misyonunu da üstlendik.

Bu bakış açısıyla kendi değişim ve dönüşümümüzü hızlandırmak üzere dört yıl önce Vizyon 2020 stratejimizi geliştirdik. Bu vizyonla yürüdüğümüz yolda başarılı olduk. Bugün hemen hemen bütün işletmelerimiz eskisinden çok daha kârlı, müşteri memnuniyetimiz çok üst düzeyde ve Dijital Fabrika bölümümüz endüstriyel dijitalizasyonda pazar lideri konumunda. Ama değişim durmuyor, devam ediyor. Bu nedenle biz de vizyonumuzu bu yıl bir üst seviyeye taşıdık ve Vizyon 2020+ planını oluşturduk.

Vizyon 2020+ kapsamında “tek tip” yapıdan, pazardaki yıkıcı trendlere ve konsolidasyona kolay uyum sağlayabilecek, amaç ve pazar odaklı bir yapıya geçiyoruz. Amacımız, topluma hizmet etmek ve tüm paydaşlarımız için değer yaratmak. Başarılarımızı sürdürmek ve uzun vadede daha fazla değer yaratmak için sadeleştirilmiş ve daha yalın bir şirket yapısını uygulamaya alıyoruz. Yeni ve gelişmiş yapımız, pazardaki önemli trendlere eskisinden çok daha hızlı yanıt vermemizi ve inovatif sistemleri daha da hızlı geliştirmemizi sağlayacak.

Değişiyoruz çünkü dünyamız bu değişimi kaçınılmaz kılıyor.

Değişiyoruz çünkü hizmet verdiğimiz pazarlarda kapsamlı değişimler yaşanıyor.

Ama bu değişim yeterli mi?

Türkiye ekonomisinin layık olduğu yere ulaşması, toplumun refah seviyesinin artırılması için tüm özel sektör ve kamu kuruluşlarının hep birlikte değişmesi, dönüşmesi, dijital çağın avantajlarından faydalanması gerekiyor. Bu ancak devlet, özel sektör ve akademinin iş birliği içinde çalışmasıyla mümkün olabilir.

Dijitalizasyonda başarılı olabilmemizin yolu, inovasyondan ve eğitimden geçiyor. Son teknolojileri ve inovatif çözümleri kendi ülkemizde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun için yeni Ar-Ge fabrikalarına ihtiyaç var. Bu noktada kamu kuruluşlarının destekleri ve özel sektörle yürütülecek ortak projeler büyük önem taşıyor.

Bunları gerçekleştirmek için de nitelikli, yetişmiş insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu doğrultuda sanayi ve akademi arasındaki iletişimin geliştirilmesi ve gençlerimizi potansiyellerinin açığa çıkarılması şart.

162 yıldır ülke ekonomisine ve topluma değer yaratmak için bu topraklarda faaliyet gösteren Siemens Türkiye olarak, her zaman olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarımızı ülkemizdeki dijital dönüşümün hızlandırılması için kullanmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda üniversitelerle ve kamu kuruluşlarıyla hali hazırda yaptığımız iş birliklerini artırmak, geliştirmek, aramızdaki bağları güçlendirmek ve yeni çalışmalara imza atmak en büyük isteğimiz.

]]>
https://gelis.org/tr/2018/11/08/vizyon-2020-ile-dijitalizasyonu-hizlandiriyoruz/feed/ 2
Yenilenebilir Enerjinin Önemi https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/ https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/#respond Sun, 06 Aug 2017 15:40:15 +0000 http://gelis.org/test/?p=359 Yoğun bir gündemin içindeyiz. Hızla değişen bir dünyada her gün pek çok farklı konuyla karşılaşıyoruz, birçoğuyla birebir ilgileniyoruz.

Tam da bu nedenle önceliklerimiz de çok hızlı değişiyor. Öyle ki bazen kendimi hangi konuya öncelik vereceğimi ya da hangi konuda yorum yapacağımı sorgularken buluyorum.

Fakat bakıyorum ki, ekonomimizin temelini oluşturan dayanaklar hariç, her şey değişse bile sabit kalan tek unsur yine ve daima GÜVEN oluyor.

Ekonomi kavramı hepimizin hayatını etkileyen önemli bir konu ve temelinde GÜVEN yatıyor.

Güven konusunda, 12 Şubat 2014 tarihinde yazmış olduğum bir yazıyı bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum​.​

Bu hafta ülkemizde en çok rağbet gören konulardan biri Yenilenebilir Enerji oldu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın YEKA projesi çerçevesinde düzenlediği bin megavatlık Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihalesini Siemens Gamesa – Türkerler – Kalyon ortak girişimi ile kazanmış olduk.

Ülkemizin en önemli rüzgar projesini gerçekleştirmeye layık görüldük.

Bu karar bana, bizler için ifade ettiği onurdan öte, aynı zamanda ne kadar büyük bir sorumluluk üstlendiğimizi de hatırlatıyor. Bu sorumluluğu bilgi birikimimizle, uzmanlığımızla, teknolojimizle ve Türkiye’deki 160 yıllık tarihçemiz boyunca edindiğimiz tecrübelerimizle yerine getireceğimize inancım tam.

Yenilenebilir Enerji, ülkemiz için her bakımdan önemli yatırım alanlarından biri.

Bağımsız bir enerji portföyüne sahip olmak istiyorsak enerji yelpazemizi geniş tutmamız, özellikle de “Yenilenebilir Enerji”ye odaklanmamız gerekiyor.

Hükümetimize bu konudaki vizyoner yaklaşımı ve böyle bir yatırım iklimini oluşturduğu için teşekkür ediyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2017/08/06/yenilenebilir-enerjinin-onemi/feed/ 0
Sosyal medya kullanıcılarına göre, “Akıllı şehirlerde en büyük öncelik, hayat”! https://gelis.org/tr/2015/11/24/sosyal-medya-kullanicilarina-gore-akilli-sehirlerde-en-buyuk-oncelik-hayat/ https://gelis.org/tr/2015/11/24/sosyal-medya-kullanicilarina-gore-akilli-sehirlerde-en-buyuk-oncelik-hayat/#respond Tue, 24 Nov 2015 10:01:20 +0000 https://gelis.org/?p=612 Bence sosyal medyanın en güzel yanı, geri bildirimlere ve fikir alışverişlerine imkan tanıması. Bu inancımı destekleyen örneklerden birini geçtiğimiz günlerde yaşadım. Twitter, LinkedIn, Facebook ve Google+ hesaplarımda Siemens Customer Magazine’de yayımlanan bir röportaja yer verip takipçilerimin “akıllı şehirler” ile ilgili görüşlerini öğrenmek istemiştim.

Yorumlardan bazıları “akıllı şehir” kavramını insanların hayatını kolaylaştıran şehirler ve altyapılar olarak tanımlarken bazıları da “akıllı şehirlerin” daha fazla karmaşa getireceğini öne sürüyordu. Elbette her konuda görüş ayrılıklarının olması doğal. Ama sanırım bu noktada odaklanmamız gereken, teknolojiyi günlük yaşamda faydaya dönüştürmek açısından teknoloji şirketlerinden beklenenler.

Gördüğüm kadarıyla en büyük beklenti ulaşımda, güvenlikte ve çevreci yaklaşımlarda iyileştirmeler yapılması. Dolayısıyla sadece bina teknolojilerine değil, ulaşım teknolojilerine de odaklanmak gerekiyor. Ulaşım anlamında gelen yorumlar arasında beni en çok etkileyen, ambulansların yoğun şehir trafiğinde gecikmesinden kaynaklanan kayıplar oldu.

Siemens’in Gelecek ve Trendler adlı dergisinin Kasım sayısında aslında bu konu hakkında çok önemli bir yazı var. Yazıda Siemens ve iş ortaklarının bir Avrupa Birliği projesinden söz ediliyor. Projede, trafik ışıkları ile sürücüler arasında bağlantı kurularak kentsel trafiğin rahatlatılması hedefleniyor. Test sürecinde 12 ambulans, iki elektrikli araç ve 20 sinyal sistemi çeşitli iletişim birimleriyle donatıldı. Bu iletişim birimleri her 10 saniyede bir, yol üzerindeki noktalara özel bir WLAN ağı aracılığıyla bilgi gönderiyor. Örneğin bir ambulansın yaklaştığı bilgisi geldiğinde, trafikte ciddi bir sorun oluşmayacaksa trafik ışığı yeşile dönüyor. Saniyelerin bile önemli olduğu durumlarda, bu tür teknolojik gelişmeler hayat şansını artırabilir diye düşünüyorum. Neticede, her konuda olduğu gibi, akıllı şehirler söz konusu olduğunda da öncelik hayatın olmalı.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/11/24/sosyal-medya-kullanicilarina-gore-akilli-sehirlerde-en-buyuk-oncelik-hayat/feed/ 0
Yatırımcı için liberalleşme neden önemli? https://gelis.org/tr/2015/10/20/yatirimci-icin-liberallesme-neden-onemli/ https://gelis.org/tr/2015/10/20/yatirimci-icin-liberallesme-neden-onemli/#respond Tue, 20 Oct 2015 08:44:01 +0000 https://gelis.org/?p=606 Beni farklı platformlarda takip edenler bilirler, enerji kaynaklarının kullanımı konusunda hep geniş bir yelpazeden, dengeli bir portföyden faydalanmamız gerektiğini savunurum. Şu anda ise, yaşadıkları belirli sorunlar nedeniyle o portföyün önemli bir ayağına özelikle değinmem gerekiyor; doğal gaz sektörü.
Ülke gündeminin acı olaylarla dolu olduğunu biliyorum. Maalesef olan biteni derin bir üzüntü ile izliyoruz. Yine de ülkemizin bu zor günleri de aşacağına dair umudumu koruyorum ve biraz uzun vadeli düşünmek adına hepimiz için önemli olan bir konuya dikkat çekmek ihtiyacı hissediyorum: İstikrarlı bir biçimde büyümesini devam ettirmek isteyen bir ülkede yatırımcılar için liberalleşme neden önemli?

Büyüyen ve gelişen bir ülke olarak enerji ihtiyacımız hepimizin malumu. Beni farklı platformlarda takip edenler bilirler: Enerji kaynaklarının kullanımı konusunda hep geniş bir yelpazeden, dengeli bir portföyden faydalanmamız gerektiğini savunurum. Şu anda ise, yaşadıkları belirli sorunlar nedeniyle o portföyün önemli bir ayağına özelikle değinmem gerekiyor: Doğal gaz sektörü.

Öncelikle doğal gaz çevrim santrallerini enerji kaynak çeşitliliğinde önemli kılan şu noktaları hatırlamakta yarar var: Bu santraller elektrik talebinin yüksek olduğu veya mevsimsel sebeplerden dolayı yenilenebilir enerji santrallerinin elektrik üretemediği saatlerde hızla devreye girebiliyor, sekonder frekans kontrolü sağlayabiliyor ve en önemlisi de temiz bir enerji kaynağı olarak kabul görüyor. Dolayısıyla ülke olarak sahip olmamız gereken enerji ağında önemli bir yere sahip olmalılar.

Fakat doğal gaz ve elektrik sektörü son dönemde sürekli olarak belirli sıkıntıları tartışıyor. Müşterilerimizle ve sektörün farklı paydaşlarıyla yaptığımız hemen tüm görüşmelerde özellikle doğal gaz santrallerinin yaşadığı sorunlar gündeme geliyor. Medyada, yatırımcılar tarafında yaşanan sıkıntılar nedeniyle ülkemizde kurulu doğal gaz santrallerinin sökülüp yurt dışına gönderiliyor olduğuna dair haberlere de sıkça rastlayabiliyoruz. Bu durum yatırım iklimi açısından hep birlikte çekici bir atmosfer haline getirmeye çalışığımız ülkemiz ve geleceğimiz adına ciddi kayıptır.

Bu alandaki liberalleşmenin hızlıca tamamlanması ve TANAP gibi uluslararası bir boru hattı projesi ile ülkemize gelecek Azeri gazının etkileri sayesinde elektrik ve gaz sektöründeki bu darboğazın aşılabileceği konusunda sektör ileri gelenleri ile hemfikiriz. Bu darboğazın aşılmasıyla beraber Türkiye’de daha fazla yerli ve yabancı yatırım görmeye başlayacağız. Böylelikle hem daha fazla istihdam yaratılmış olacak hem de büyüme performansımızı güvence altına almamız daha da kolaylaşacak. Ülke olarak bu konuyu gündemde tutmak hepimiz için önem arz ediyor.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/10/20/yatirimci-icin-liberallesme-neden-onemli/feed/ 0