Verimlilik – Hüseyin Gelis https://gelis.org Wed, 09 Jan 2019 14:42:24 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.5 Enerjinin üretiminden tüketimine kadar her noktada tasarruf! https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/ https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/#comments Wed, 09 Jan 2019 14:42:24 +0000 https://gelis.org/?p=1077 Enerji sözcüğünün kökeni, Yunanca “energos” terimine dayanıyor ve bu terim de “faal, çalışır, aktif” anlamlarına geliyor. Diğer bir deyişle, hem doğal hem de yapay sistemlerin tamamının işleyişi enerjiye bağlı. Dünya nüfusundaki artış ve tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte, böylesine kıymetli olan enerjinin verimli üretimi ve tüketimi de elbette en kritik gündem maddelerinden birini oluşturuyor. İşte bu nedenle, her yıl ülkemizde Ocak ayının 2. haftasında kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası’nın ve enerji verimliliği konusundaki bilinçlendirme çalışmalarının kurumlar ve bireyler açısından çok önemli olduğuna inanıyorum.

Siemens Türkiye olarak biz de bu konudaki çözümlerimiz ve teknolojilerimizle önemli uygulamalara imza atıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da kapsayan enerji üretim portföyümüzün yanı sıra enerji tüketiminde de verimliliği esas alan çalışmalar yapıyoruz. Gebze fabrikamız başta olmak üzere kendi tesislerimizdeki verimlilik uygulamalarımızla ve müşterilerimize sunduğumuz çözümlerle, ülkemizin enerji üretim ve tüketim süreçlerinin iyileştirilmesine katkıda bulunuyoruz. Bu çalışmalarımızın neticesinde, son dört yılda gerçekleştirdiğimiz 1100’e yakın enerji verimliliği projesiyle 260 milyon TL’lik enerji tasarrufu sağladığımızı belirtmekten büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.

Çünkü medeniyetin, daha fazla enerji üreterek ve tüketerek değil, aynı iş için daha az enerjiye ihtiyaç duyacağımız bir noktaya ulaştığımızda ilerleyebileceğine inanıyorum. Bunu da, ancak tüm üretim faaliyetlerimizi daha Ar-Ge aşamasındayken bile enerji verimliliği konusunu odağa alarak planladığımızda gerçekleştirebiliriz. Enerji aynı su gibi, hava gibi gezegenimiz için kritik öneme sahip. Enerjiye sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmak demek.

Ve her şeyin “insan”la başladığını da unutmamak gerekiyor. Enerjinin bilinçli kullanılmasında kurumsal olduğu kadar bireysel çabalara da ihtiyaç var. Enerji Tasarrufu Haftası vesilesiyle, sürdürülebilirliği temel değerleri arasında konumlandıran Siemens Türkiye çalışanlarına bu konuda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür ediyorum.

]]>
https://gelis.org/tr/2019/01/09/enerjinin-uretiminden-tuketimine-kadar-her-noktada-tasarruf/feed/ 1
Abartmadan, hafife almadan: Bilgi çağının gelişimi https://gelis.org/tr/2015/10/02/abartmadan-hafife-almadan-bilgi-caginin-gelisimi/ https://gelis.org/tr/2015/10/02/abartmadan-hafife-almadan-bilgi-caginin-gelisimi/#respond Fri, 02 Oct 2015 15:45:09 +0000 http://gelis.org/test/?p=365 Bir önceki yazıda, yüzyıllar içinde iletişim yöntemlerinde yaşanan gelişmelerden söz etmiş, bilgi çağını yaşadığımızı vurgulamıştım.

Bu çağın tüketiciler, iş dünyası ve bireyler üzerindeki etkileri ise aslında çok detaylı bir konu. Yine de burada ana başlıklarla ele almaya çalışalım.

Medya, yeni dijital teknolojiyle değişime uğrayan ilk sektörlerden biri oldu. İnternetin ve belirli bir hedefe yönelik diğer medya kanallarının sağladığı verimlilik sayesinde pek çok gazete, dergi ve yayın kuruluşu çok ciddi boyutta gelir ve kâr elde etti. Örneğin, dünyadaki en büyük medya şirketi Google, çok sınırlı miktarda orijinal içerik üretiyor ama yine de kendini “mühendislik firması” olarak tanımlıyor.

Haberlere, bilgilere ve eğlenceye erişim konusunda pek çok yeni seçeneğimiz bulunuyor. Profesyonel gazetecilerin sayısı azalmaya devam ederken, teknoloji artık herkesin yazı yazarak kendi okuyucusunu yaratmasını mümkün kılıyor. Yeni çevrimiçi gazetecilik şekilleri, mevcut açıkları kapatmaya başladı bile.

Ama öte yandan da zor sorularla karşı karşıyayız. Örneğin, bilginin kolay erişilebilirliği, her durumda bilginin ve bilgeliğin artışı anlamına gelir mi? Pek çok kaynaktan yağan sonsuz bilgi, eğitimli editörlerin seçip sunduğu, akademik uzmanlarca değerlendirilmiş ya da finansal araçlar üzerinde yapılan bağımsız değerlendirmeler gibi analog çağa ait işlemlerden geçerek bize ulaşmış bilgiler kadar güvenilir olmayabilir. Tüm dünyada bilgi ve belge paylaşımına izin veren Wikipedia gibi siteler, genel anlamda bilgi paylaşımını sağlıyor ama üzerinde araştırmalar yapılması ve daha detaylı anlaşılması gereken ‘ÜSTÜ KAPALI’ bilgiyi edinmemizi sağlayan araçların güvenilirliği zaman zaman tartışılıyor.

Bütün bu gelişmelerin iyi tarafı, kamuya açık hemen hemen tüm bilgilerin bize bir tık uzakta oluşu; kötü tarafıysa filtrelenmemiş aşırı bilgi akışının akılları karıştırıyor olması. Telekomünikasyona, fikri mülkiyete ve hatta göçe ilişkin kanunların günümüz teknolojilerine göre güncellenmesi; yarının teknolojilerine imkan verir hale getirilmesi gerekiyor. Aynı şekilde milli savunmanın temelini de artık, tehditler hakkındaki bilgi parçalarının ne kadar iyi bir şekilde toplandığı ve ilişkilendirildiği belirliyor. Bu da sıklıkla devletin bürokrasisindeki hiyerarşi kültürüyle çelişen, açık fakat güvenli sistemler vasıtasıyla bilgi toplama ve ilişkilendirme konusunda gelişmiş bir mekanizma gerektiriyor. Yine de teknoloji uzmanları bu konuya iyimser yaklaşıyor ve iyimser olmak için haklı gerekçeleri de var.

Benim bu konudaki inancım, bilginin erişilebilirliği arttıkça bireylerin de tercih hakkının, hâkimiyetinin ve özgürlüğünün arttığı yönünde. Bilgi ve birikim yaygınlaştıkça, mali sermaye ve insan sermayesi de daha global ve daha rekabetçi bir hal alıyor. Yeni teknolojideki belirsizlikler ve teknolojiden uzak kalmak sancılı olabiliyor; ancak ok yaydan çoktan çıkmış durumda.

Teknolojinin İlk Kanunu’na göre “teknolojide yaşanan ve tüketici davranışını etkileyen her değişiklikte, daima değişikliğin kısa vadede yaratacağı etkiyi abartma, daha sonra da uzun vadede meydana gelecek etkinin tamamını hafife alma” eğilimindeyiz. On yıl önce de “nokta-com” çağı gereğinden fazla abartılmıştı. Ama artık web, her yerde erişilebilir olan ve her amaçla kullanılan bir araç halini aldı.

Kısacası, bilgi çağında yaşıyoruz, ama bu çağın yaşantımızı nasıl etkileyeceğini öğrenmek için gerekli bilgiyi ve anlayışı edinmeye daha yeni yeni başlıyoruz.

]]>
https://gelis.org/tr/2015/10/02/abartmadan-hafife-almadan-bilgi-caginin-gelisimi/feed/ 0
İnovasyonda bir sonraki adım ne olacak? https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/ https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/#respond Fri, 16 Aug 2013 09:18:01 +0000 https://gelis.org/?p=625 1956 yılının Nobel Fizik Ödülü, yarı iletkenler ve transistörler üzerine yaptıkları çalışmalar dolayısıyla 3 Amerikalı mühendise, John Bardeen, Walter Houser Brattain ve William Shockley’e verilmişti. Bu ödülü alanların keşifleri, o zamandan bugüne ileri teknoloji alanında gerçekleştirilen tüm keşiflerin temelini oluşturdu. Transistör radyolar, televizyon, bilgisayarlar, mobil telefonlar, internet, sosyal medya… Bu liste böyle uzar gider.

Peki hayatımızı değiştiren bunca önemli icattan sonra sırada ne var? Nasıl yaşayacağımızı, nasıl iletişim kuracağımızı ya da geleceğin dünyasını neyin üzerine inşa edeceğimizi bundan sonra ne belirleyecek?

Şu anda elimizde pek çok araç, uygulama, ürün ve ağ var. Bundan sonra odak noktamız bunları bir bütün halinde ve en verimli şekilde kullanmak olacak. Küresel anlamda önümüzdeki 10 yılda ortaya çıkacak evrim, şu anda elimizde bulunan tüm teknolojik imkân, uygulama, ürün ve ağları birbiriyle bağlantılı hale getirmeye odaklanacak. Şeffaflık, verimlilik ve üretkenlikte bir sonraki aşamaya geçebilmemiz için her şeyin birbiri ile bağlı / bağlantılı olması gerekecek.

Burada bir örnek vermek istiyorum. Her arabada ortalama 150 ayrı sensör bulunuyor. Biz trafikteki tüm araçların tüm sensörlerini birbiri ile bağlantılı hale getirebilirsek şehrin en güvenilir trafik haritasına da sahip olabileceğiz. Yalnız yaşayan yaşlı insanlar evlerindeki sensörler aracılığı ile daha güvenli yaşayabilecekler. Örneğin ani hareketlere duyarlı bu sensörler sayesinde eğer kişi evde hayati tehlike yaratan bir düşme yaşamışsa sistem otomatik olarak uyarı verebilecek. Ya da yine ileri yaştaki insanlar evden çıkmak / düşme tehlikesi yaşamak zorunda kalmadan doktorları ile internet aracılığıyla bağlantı kurup muayene olabilecekler. Tüm hanelerin böyle bir ağa bağlanması sayesinde enerjiyi en çok kullandığımız saatlerde maksimum enerji verimliği de sağlayabileceğiz veya kullanmadığımız elektriği tekrar şebekeye aktarabileceğiz. Bir başka örnek daha Siemens’in ‘Akıllı Şebekeler’ (Smart Grid) bölümü altında sunduğu çözümler sayesinde aynı platform üzerinde hem elektrik hem su hem de doğal gaz şebekeleri izlenebiliyor. Bu sistem, şebekelerin ne ölçüde verimli kullanıldığını ya da nasıl daha verimli kullanılabileceğini rahatça belirleyebiliyor. Önümüzdeki dönemde de gidişat bu yönde olacak: Elimizde olanları birbiriyle ne kadar bağlantılandırabilirsek sonraki nesiller için fırsatları ve şeffaflığı da o kadar artırabileceğiz.

İşte tam bu noktada o kaçınılmaz soru tekrar beliriyor tabii: Bu durum ‘Biri bizi gözetliyor!’ denilen riski daha da artırır mı? Daha mı fazla kontrol ediliyor oluruz?

Bu kaçınılmaz bir durum, bugün tüm servis sağlayıcılar tarafından zaten ‘izlenen, takip edilen’ bir atmosferde yaşıyoruz. Kaçımız herhangi bir hizmet sağlayıcıdan hizmet alacağımız zaman imzaladığımız kullanım sözleşmelerini okuyor ki? Kredi kartımızı her kullandığımızda o hizmeti aldığımız servis sağlayıcı, tercihlerimiz, yapmaktan hoşlandığımız etkinlikler veya satın almayı sevdiğimiz nesneler hakkında ya da ödeme alışkanlıklarımız hakkında bilgi sahibi oluyor. Internete, Facebook’a, Google’a, Twitter’a her girişimizde ilgi alanlarımız da görüntülenmiş oluyor.

Gelecekte bu alandaki en önemli konu bu tür bilgilerin kimler tarafından ve nasıl kullanılacağını belirleyen global standartların oluşturulması olacak. Fakat ne olursa olsun, geleceğin tüm akıllı icatları, bugün hâlihazırda sahip olduklarımızın bağlantılandırılmasına dayanacak.

]]>
https://gelis.org/tr/2013/08/16/inovasyonda-bir-sonraki-adim-ne-olacak/feed/ 0
‘İçsel bir yolculuğa’ çıkmak https://gelis.org/tr/2013/07/31/icsel-bir-yolculuga-cikmak/ https://gelis.org/tr/2013/07/31/icsel-bir-yolculuga-cikmak/#respond Wed, 31 Jul 2013 11:18:12 +0000 https://gelis.org/?p=839 Siz de çoğunlukla yapmanız gereken günlük rutin işlere boğulup kendinize odaklanmayı, ama gerçekten odaklanmayı unutmuyor musunuz? Bunu yapmaya kalktığınızda ise günümüz hayatında hem zihinsel olarak hem de teknolojik anlamda bağlılığı aşmak çok zor oluyor.

Bu soruyu, şirket yönetimi ile düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz Pazartesi kahvaltılı toplantılarından birinde ben de kendime sordum. Sürekli nasıl başarılı bir yıl geçiririz diye konuşuyorduk ama aslında kendimize odaklanmak için pek zaman harcadığımız söylenemezdi. Yöneticilerimiz işten kalan zamanlarda aileleriyle az da olsa zaman geçirmeyi başarabiliyorlardı ama iş kendilerine gelince aynı şeyden söz etmek mümkün değildi. Bu yüzden yönetim takımımızı outdoor bir etkinliğe götürmeye karar verdim ama öyle şirket hedeflerini, başarılarımızı, yaşadığımız zorlukları ya da ‘nasıl muhteşem bir ekip olabileceğimizi’ konuşacağımız klasik bir etkinliğe değil. Onları günlük hayatın rutin akışından çıkararak ‘birey’ olarak kendilerini, nereye doğru yol aldıklarını ve hayattan ne istediklerini düşünebilecekleri bir ortama taşımak istedim ve bu amaçla Türkiye’de organizasyon denince akla gelen en deneyimli isimlerden Yasemin Pirinççioğlu ile temas kurdum. Etkinliği birlikte şekillendirdik ve isimlendirdik: “İçsel Yolculuk”.

Etkinliği Antalya’da dağlar bölgesinde 800 yıllık mütevazı bir Kervansaray’da gerçekleştirdik. Burada üç gün boyunca ‘kendimizi dinlemeyi’, sessizlikte bedenimize ve çevremize kulak vermeyi öğrendik. Ne yediğimizi ve ne yememiz gerektiğini sorguladık, Sufi müziği dinledik, Türkiye’de yaşayan Hintli bir guru ile vakit geçirdik. Türkiye’de yaygın bir uygulama olmadığından benim için risk yaratabilecek bir girişimdi bu ancak sonuçlar gerçekten çok iyi oldu. Sonrasında yapılan anket etkinliğin yüzde 100 verimli geçtiğini ortaya koydu. Ayrılırken insanları izlediğimi belirtmeliyim, Kendi içindeki basit ve açık gerçekleri tam anlamıyla kavramaya çalışan, aslında önemi olmayan unsurları bir kenara itip kendini tanıma yolundaki önemli noktaları bir araya getirme gayretindeki tutkulu bireyler… İyi ve oturmuş bir kişiliğin hem özel hayatta hem de iş hayatında gelecek nesilleri ‘şevkle, coşkuyla’ doldurabileceğine inana bireyler. Sanırım zaman zaman hepimizin ‘içsel bir yolculuğa’ çıkmaya ihtiyacı var…

]]>
https://gelis.org/tr/2013/07/31/icsel-bir-yolculuga-cikmak/feed/ 0